Taraf yazarı Amberin Zaman, 2008’den bu yana Suriye’de muhabirlik yapan Hediye Levent’in aktardığı bilgilere dayanan bir iddiayı köşesine taşıdı. “Suriye ordusunun yeni bir taarruza hazırlandığının" öne sürüldüğü iddiaya göre, “Suriye ordusu İdlip’i Fetih ordusundan geri almak ve Türkiye sınırında cihatçılar dâhil kök salmış muhalifleri 'temizlemek' için harekete geçti." "Bu, Türkiye için çok kritik sonuçlar doğurabilir" yorumu yapan Levent, "Sıkışan muhalifler Türkiye’ye kaçabilirler. Türkiye kapılarını açmazsa Türkiye’ye karşı eylemler başlatabilirler” ifadesini kullandı.
Amberin Zaman’ın Taraf’ta “Suriye’den Türkiye’yi sarsacak hamle” başlığıyla yayımlanan (19 Haziran 2015) yazısı şöyle:
Suriye konusunda ahkâm kesen pek çok gazetecimiz var. Ama birçoğu bırakın orada yaşamayı Suriye’ye adım dahi atmamış.
Hediye Levent bir istisna. Levent beş yıldır süren savaş koşullarına inat 2008 yılında geldiği Şam’da yaşamını sürdürüyor.
Bu cesaretli genç kadını kendisi haber olunca daha yakından tanıma fırsatım oldu. 2011 yılının ekim ayında muhabirliğini yürüttüğü Anadolu Ajansı tarafından işinden atıldığı zaman.
Sebebi çok tanıdık. Levent, Erdoğan iktidarının hoşuna gitmeyen haberler, yani doğruları yazdığı için işinden uzaklaştırılmıştı. Daha ilk günden itibaren direnişçilerin arasında cihatçıların olduğunu yazdığı için. “Aleviler tabuta, Hıristiyanlar Beyrut’a” tarzında sloganlar atıldığını aktardığı için. Bardağı taşıran son damla ise Türkiye- Suudi Arabistan- Katar destekli “Fetih Ordusu’nun” yakın zamanda ele geçirdiği İdlib’in Cisr eş-Şuğur kasabasıyla ilgili bir haberdi. Levent, Haziran 2011’de yayınlanan haberinde onlarca Suriyeli askerin muhalifler tarafından katledildiğini yazmıştı. Oysa istenen, askerleri muhalifler değil tam tersi rejimin öldürdüğü yönünde bir haberdi.
Üstelik Levent muhaliflerin kullandığı silahlar arasında Türkiye menşeli olanları belgelemişti. Gazetecilik yapmıştı. Adı “Esedçi”ye çıktı, işitmediği hakaret, uğramadığı iftira kalmadı.
Dün Hediye’yle ilk kez biraraya geldik. Fotoğraflarında erkeksi bir savaş muhabiri aurası var. Ama karşımda 34 dört yaşında kalem kaşlı badem gözlü, güzel bir kadın buldum. Levent AA’dan uzaklaştırıldığından beri başta BBC dâhil çeşitli ajanslar adına Şam’da serbest gazetecilik yapıyor. Suriye’ye ilk gittiğinde “Cebimde sadece bir telefon numarası vardı, tek kelime Arapça bilmiyordum,” diyor. Şimdi ise şakır şakır Arapça konuşuyor. Suriye kitabı bitmek üzere.
Levent’in Suriye’deki ayaklanmanın arka planı hakkındaki tespitleri önemli. Suriye’deki olup bitenler basit bir mezhep savaşı şeklinde sunulmak isteniyor. Oysa çok kompleks dinamikler sözkonusu.
Şam etrafında izlediği ilk gösterilerde “farklı profillerin” yer aldığını vurgulayan Levent aralarında “gerçekten demokrasi isteyenlerin” olduğunun altını çiziyor. Hapse giren yazarlar, mahkûm yakınları… Ancak kırsal ve orta alt gelir grupları, ekonomik pastadan en küçük payı alanlar en belirgin profillerden biri. Kuraklığın zorladığı iç göçler, Körfez ülkelerine işçi olarak gidip radikalize olarak dönenler, Esad’ın ABD’nin Irak işgali sırasında Irak’ta El Kaide’ye katılmak üzere giden Suriyelilere göz yumması (hattâ bence teşvik etmesi) ve bunların tekrar Suriye’ye dönmeleri, gizlice ülkeye silah sokmaları. Bunların tümünün mutlak payı var. Yaygın rüşvet ve yolsuzluk ağı, Muhaberatın bunaltan zülüm ve baskıları ve krizde kötü yönetim eklenince Suriye’nin Arap Bahar’ına direnmesi imkânsız hâle gelmiş.
Ne var ki Türkiye ve Körfez ülkelerinin tüm çabaları, ve Esad’ın barbarlık düzeyine varan vahşeti, Sünniler, Hıristiyanlar dâhil, Suriye halkının kayda değer bir kısmı hâlen Esad rejimini olmasa dahi Suriye devletini destekliyor. Levent’in ifadesiyle: “Ordu hâlen devlete bağlı, ayaklanmadı, tüm bakanlıklar devlete bağlı, bölünmedi. Halk istikrar istiyor. Esad sevildiği için değil hâlen devlet başkanı olarak görüldüğü için destekleniyor. İnsanlar gerçek mezhep savaşından, ülkenin bölünmesinden korkuyor, Türkiye’ye karşı değiller, Erdoğan rejimine karşılar.”
Levent’e göre önümüzdeki günlerde Şam’ın savunması açısından hayati öneme sahip Şam- Halep yolunun güvence altına alınması için Suriye ordusu yeni bir taarruza hazırlanıyor. İdlip’i Fetih ordusundan geri almak ve Türkiye sınırında cihatçılar dâhil kök salmış muhalifleri “temizlemek” için harekete geçti. İdlip’te yığınak yapmaya başladı. Operasyonun içinde İran ve Hizbullah da yer alacak.
Bu, Türkiye için çok kritik sonuçlar doğurabilir. Sıkışan muhalifler Türkiye’ye kaçabilirler. Türkiye kapılarını açmazsa Türkiye’ye karşı eylemler başlatabilirler. Türkiye’nin acilen Suriye politikasını gözden geçirmesi gerekiyor. Sahadan Hediye Levent bu şekilde bildiriyor.