Dünya

Suriye, Kürtler ve IŞİD

ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde sınır koruma gücü oluşturma planları uluslararası alanda tartışmalara neden oldu. Peki ABD 'nin hedefi ne? Suriye, Rusya, İran ve Türkiye gibi bölgedeki aktörler bu plana nasıl yaklaşıyor?

17 Ocak 2018 16:00

Türkiye ABD'nin öncülüğündeki IŞİD'le mücadele koalisyonunun Suriye'nin kuzeyinde İdlib vilayetinde 30 bin kişilik "sınır koruma gücü" kurma planlarını sert bir dille eleştiriyor. Sınır koruma gücünün yarısının, Türkiye'nin PKK'nın uzantısı olarak gördüğü PYD'nin askeri kanadı YPG'nin çatı örgütü Suriye Demokratik Gücleri'nden oluşması planlanıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu planlara tepki göstererek "Bize düşen bu terör ordusunu daha doğmadan boğmaktır" açıklamasını yaptı.

Türkiye'nin yanı sıra bölgedeki diğer aktörler de ABD'nin planlarını eleştirdi. Şam yönetimi ABD'nin ılımlı Esad karşıtlarını desteklemek istemesine tepki göstererek bu planı, "Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün utanmasızca ihlali" diye nitelendirdi.

ABD, IŞİD'in 2013 yılında kontrol altına aldığı Rakka'nın kurtarılması operasyonundan bu yana YPG ve PYD'yi destekliyor. Rakka'nın kurtarılması operasyonu Mayıs 2016'da başladı. ABD'ye bu operasyon sırasında Suudi Arabistan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda Arap ülkesi destek çıktı. Geçen yıl Ekim ortasında Rakka IŞİD'den tamamen kurtarıldı.

Hamburg'daki GIGA Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü'nden Suriye uzmanı Andre Bank, ABD'nin sınır koruma gücü oluşturma ya da bu gücü destekleme planının iki hedefi olduğu görüşünde. "İlk neden IŞİD'in yeniden güçlenmesini engellemek" diyen Andre Bank sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bunun için ABD'nin güçlü ve etkili kara gücü birliklerine ihtiyacı var. IŞİD savaşçıları Rakka ve Deyr ez Zor'u kaybettikten ve Irak'a kaçtıktan sonra bu militanların Suriye'ye dönememesi isteniyor. İşte bunu bu sınır koruma gücünün yapması planlanıyor."

Bank, ABD'nın sınır koruma gücü kurma planlarındaki ikinci hedefin ise jeostratejik olduğu görüşünde. Suriye uzmanı Bank, "Burada ABD'nin önem verdiği konu, İran'ın etkisini engelleyecek bölgesel müttefiklere sahip olmak. Suriye Savaşı'nda uzun yıllar yer almasının ardından karada en azından Rusya'dan daha güçlü durumda olmak. Kurulacak sınır koruma gücünün İran'ın Devrim Muhafızları'ndan askeri olarak daha güçlü olacağı kuşkulu. Ancak bu güç, ABD‘nin İran'ın Suriye'de etkili olmasına karşı kararlılıkla duracağının bir işareti" diyor.

Rusya'nın tepkisi

ABD'nin sınır koruma gücü Rusya da pek olumlu karşılanmıyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD'nin girişimini "büyük bir anlaşma" diye tanımladı ve ardından bu konuda birçok soru işareti olduğunu belirtti. Lavrov bu sorularla şu ana dek Rusya ile ABD arasında geçerli olan sessiz anlaşmayı kastediyor olabilir. Rusya bir taraftan Suriye'de göreceli ateşkesin sürmesine ilgi gösteriyor. Diğer yandan ise Beşar Esad'ın iktidarda kalmasını istiyor. Çünkü Moskova'nın ülke üzerindeki etkisi bu iktidarla yakın ilişki olmasına bağlı.

Hamburg'daki GIGA Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü'nden Suriye uzmanı Andre Bank'a göre Rusya'nın Suriye'deki rolünde ABD'nin de payı var. ABD Başkanı Donald Trump‘un Suriye krizini büyük ölçüde Rusya'ya bıraktığını belirten Bank, Washington‘un geçen yıl Suriye konusunda bir müzakere inisiyatifi başlatmadığını, bu konudaki girişimleri Rusya'ya bıraktığını hatırlatıyor. Bu durumun Moskova'nın lanse ettiği Astana sürecinde de görüldüğünü söyleyen uzman, "Ancak şimdi ABD'nin son inisiyatifi (sınır koruma gücü) Moskova'da, ABD ile şu ana kadar sağlanan anlaşmanın sorgulanması şeklinde algılanıyor gibi görünüyor" diyor.

Bank'a göre sınır koruma gücü IŞİD'e karşı bir kale ancak diğer yandan bu güçte yer alması planan 30 bin savaşçının gelecekte Esad'a bağlı birlikler ya da İran'ın etkisindeki milislere karşı nasıl davranacağı belirsiz. Bu nedenle Rusya için bu inisiyatif bir güvensizlik faktörü oluşturuyor.

Kürtlerin durumu

Bölgedeki durum Suriyeli Kürtlerin bu yeni sınır koruma gücünde yer alacak olması nedeniyle daha da karmaşık hale geliyor. Bochum'daki Kürt Araştırmalar Merkezi'nin yöneticisi Newaf Khalil, PYD'nin (Demokratik Birlik Partisi) Suriye'de kendi bağımsız devletini kurma amacını gütmediğini belirtiyor. Khalil, "Suriyeli Kürtler toplumlarını Suriye devleti içinde geliştirmeyi istiyordu. ABD de bunu kabul etti ve Kürt inisiyatifini bölge için model olarak görüyor. Bunun için Türkiye yeni oluşturulacak sınır koruma gücüne saldırmamalı. Bu nedenle Erdoğan'ın tehditleri özellikle Türk kamuoyuna yönelik."

Türkiye bir süredir Suriye sınırına hem birlikler sevkediyor hem de askeri teçhizat gönderiyor. Şam yönetimi ise bunlara tepkili.

Hamburg'daki GIGA Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü'nden Andre Bank Türkiye'nin sınır koruma gücüne nasıl tepki göstereceğinin henüz belirsiz olduğunu belirtiyor ancak gerginliğin tırmanabileceğini de belirtiyor. Uzman bunda Rusya ve İran'ın etkili olabileceğini, zira iki ülkenin Suriye'nin kuzeyinde bir gerginliğin tırmanmasına izin vermeyeceğini söylüyor. Bank bu görüşünü, "Çünkü Moskova ve Tahran muhaliflerin kontrol ettiği bölgelere konsantre olmayı istiyor. İdlib, Şam çevresi ve Ürdün sınırına yakın güneyin bir kısmı gibi" diye açıklıyor.

Kersten Knipp

© Deutsche Welle Türkçe