Orta Doğu Uzmanı Ayhan Doğaner, "Suriyeliler Esad Rejiminin devrilmesini bayram coşkusuyla kutlarken, endişelerini de gizlemiyorlar. Süreç, kırılgan, provokasyon ve ajitasyona açık bir süreç." diye yazdı.
"Suriye halkı çok parçalı bir yapıda. Sünni, dürzi, nusayri, Türkmen, kürt, arap, filistin, hristiyan süryani, ermeni topluluklardan kurulu. Suriye’de söz sahibi olmak isteyen bölgesel ve küresel aktörler de çok parçalı bir yapıda. Beklentiler, çıkarlar, amaçlar çok farklı." diyen Doğaner, Yetkinreport'ta yayımlanan "HTŞ Suriye’de iktidara yürüdü, iktidarda durabilecek mi?" başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Orta Doğu'da maçı tribünden izleyemezsiniz"
"Orta Doğu’da maçı tribünden izleyemezsiniz. Bizzat sahaya inmek, oyunun içinde olmak zorundasınız. Maç bittikten sonra kurulacak diplomasi sofrasın da da yerinizi almalısınız.
Orta Doğu’da, bölgeye ilişkin tarih ve coğrafya bilgisi, bölgenin sosyolojik, etnik, dini, mezhebi yapısını, reflekslerini, hassasiyetlerini bilmek de çok önemli.
Düşünsenize Şam’da konuşulan arapça ile Halep’te konuşulan arapça bile farklı.
Aksi takdirde 'küresel aktörüm' iddiası ile ortalarda gezinirken Afganistan, Irak, Libya, Yemen, Afrika’da Sahel Bölgesi’nde yaşananların içinde bulursunuz kendinizi."
Kırılgan süreç uyarısı
Suriye'de bundan sonraki gelişmelerin çok daha önemli olduğunun altını çizen Doğaner, "Kapsayıcı, birleştirici bir Anayasa ile demokratik bir hukuk devletine ihtiyaç var. Sınırlı bir kesim dışında şeriat düzeni istenmiyor. Yeni Anayasa’nın hazırlanması, halk oyuna sunulması, kabulü ve uygulanabilmesi çok önemli. Sürecin herhangi bir noktasındaki tıkanma, ülke dışı aktörlerin kendi çıkar ve beklentileri doğrultusunda girişimleri, HTŞ çatısı altında iktidara yürüyenler arasında olası güç ve iktidar paylaşımı, pek çok riski içinde barındıran, potansiyel gelişmeler söz konusu" dedi ve kırılgan bir süreçle karşı karşıya olunduğunu vurguladı.
Yabancı savaşçılar
Suriye'de geçici hükûmetin silahlı gruplara yaptığı ortak çatı altında birleşme çağrısının yerinde olduğunu ifade eden Doğaner, bunun kolay olmadığını söyledi. HTŞ içindeki yabancı savaşçılara dikkat çeken Doğaner, "HTŞ bünyesinde irili ufaklı 25’e yakın örgüt olduğu, bunlar arasında selefi, tekfiri, cihatçı, Arap olmayan, üç yapılanmadan söz ediliyor" diye yazdı ve şu soruları sordu:
"Tüm bu arap ve Suriyeli olmayan cihatçı yabancı savaşçılar, silah bırakıp, Suriye ordusunun yeni mensupları mı olacaklar? Hristiyan, dürzi, ermeni, süryani, arap milliyetçisi kimliğine sahip diğer Ordu mensupları ile aynı üniformayı giyip, silah ve kader birliği mi yapacaklar?"
Doğaner, yazısının sonunda "Suriye’de süreç istenilen şekilde yönetilemezse, Suriye’nin devamında, Lübnan ve Irak’ın da toprak bütünlüğü, parçalanma riskleri az değil." uyarısında buludu.