Gündem

Sur'dan AYM'ye başvuru: Bodrum katındayız, bombalanıyoruz, her an ölebiliriz...

"Anonsu duyuyoruz ama bombalanıyoruz..."

26 Şubat 2016 21:04
Veysi Polat

Diyarbakır’da sokağa çıkma yasağı ve çatışmaların devam ettiği Sur’da mahsur kalan 14 kişi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği ara tedbir kararından sonra Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Mezopotamya Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesi’nden Avukat Yunus Muratakan, Avukat Gülşen Demir ve Avukat Semra Balyan tarafından yapılan başvuru metninde, aralarında bir bebek ve 4 çocuk ile bir epilepsi (sara) hastasının da bulunduğu 14 kişinin çatışmaların devam etiği Sur’da bir bodrum katına sığındıkları ve bulundukları yerin tanklarla bombalandığı belirtilerek, bireysel başvuruların öncelikli olarak ele alınması istendi. 

Başvurucu Ömer Çağırıcı, 31 yaşındaki kız kardeşi Emine Abiş, eniştesi Mehmet Çağırıcı ve yeğeni Birgül Çağırıcı'nın Sur'da bir bodrum katına sığındığı ve her an ölebileceklerini belirtti.

T24'e konuşan Avukat Yunus Muratakan, 25 Şubat günü saat 21: 27'de avukatlar huzurunda yapılan görüşmede, Emine Abiş'in abisine, "Savaş Mahallesi'ndeki bir eve sığındık. Bombardıman nedeniyle yandaki evde yangın çıktı. Korkudan başımızı dışarı çıkamıyoruz. Gıda, su ve elektrik yok. Korku içindeyiz, her an öldürülebiliriz" dediğini aktardı. 

Başvurucu Recep Erkaplan ise, 25 yaşındaki kızı Hülya Erkaplan'ın su bulmak için bulunduğu bodrumdan dışarıya çıktığı sırada bombardıman sonucu şarapnel parçalarıyla yaralandığını, çok kan kaybettiğini, yardım edilmemesi durumunda her an ölebileceğini ifade etti. 

 

20 kişi bir bodrumda mahsur

 

Başvurucu Gündoğan Alpaydıncı da, yakınları Aynur Arslan, 10 yaşındaki Gülistan Arslan, 7 yaşındaki Rojda Arslan, 6 yaşındaki Muaz Arslan ve 4 yaşındaki Özgür Arslan'ın çatışma ve bombardıman nedeniyle bulundukları yerden dışarı çıkamadıklarını ve her an ölebilecekleri belirtildi. Alpaydıncı, telefonla ulaştıkları Aynur Arslan'ın kendisine, bulundukları bodrumda 8 kadın ve 12 çocuğun bulunduğunu söylediğini aktardı. 

 

"Kardeşim sara hastası, ilaçları bitmiş, nöbet geçiriyor..."

 

Başvurucu Mehmet Karatay, kardeşleri İhsan Karatay ve Ahmet Karatay'ın sokağa çıkma yasağının 84 gündür uygulandığı Sur'da bulunduğunu belirterek, can güvenliklerinin olmadığını ifade etti. İhsan Karatay'ın epilepsi (sara) hastası olduğunu kaydeden Mehmet Karatay, "Sürekli ve düzenli bir şekilde ilaçlarını kullanmak zorundadır. İhsan Karatay, sokağa çıkma yasakları başladığından bugüne yanında bulunan ilaçları tüketmiş, son bir haftadır ilaçlarını alamamakta, sara nöbetleri geçirmektedir" dedi. Başvuru metninde İhsan Karatay'ın kendisine ait cep telefonundan kendisini aradığını belirten Mehmet Karatay, "Kardeşim Ahmet Karatay'ın da içinde bulunduğu geneli çocuk ve kadınlar ve yaralılardan oluşan 30 kişi ile birlikte Sur ilçesi Hasırlı Mahallesi'nde bulunan bir bodrum katında mahsurlar. Ve bu bölge sürekli bombalanıyor. Her an ölebilirler" dedi. 

 

"Gıda, su, elektrik yok! Her an ölebiliriz..."

 

Avukatlar, Anayasa Mahkemesi'ne gönderilen başvuru metninde şu notu düştü: "Mahkemenize başvurunun yapıldığı 25 Şubat tarihinde saat 14.41'de başvurucu İhsan Karatay'ın aynı numaradan tekrar aradığını ve abisine bir evin bodrum katına sığındığını, sürekli bulunduğu alan ve çevresine bombardıman yapıldığı, başını dışarı çıkaramadığını, ilaçlarının kalmadığını, uyuyamadığını, sürekli baş dönmesinin olduğunu, gıda ve suya ulaşamadığını, sürekli sara nöbeti geçirdiğini, her an ölebileceğini, haklarını helal etmesini istediğini belirtmiştir." 

 

"Anonsu duyuyoruz ama bombalanıyoruz..."

 

Başvurucu Mehmet Sürer, 57 yaşındaki eşi Seniha Sürer ve aynı ikametgahında yaşayan 26 yaşındaki Seda Aslan ve 4 aylık bebeği Elif Su Aslan'ın da bir bodrum katına sığındıkları ve her an ölebileceklerini belirtti. 24 Şubat'ta eşinin kendisini telefonla aradığını kaydeden Mehmet Sürer, "Bana bulundukları bodrumdan başını dışarı çıkamadıklarını, uzaktan her ne kadar teslim olun diye anonslarını kendilerinin duyduğunu söylese de aynı anda bulundukları alana yoğun top atışı yapıldığından dışarı çıkamadıklarını belirtmiştir" dedi.  

 

AYM'den öncelikli ele alınması talebi

 

Başvuru metninde Anayasa'nın 17. Maddesi ve AİHS'in yaşam hakkı ihlalini düzenleyen 2. Maddesi, İşkence ve Kötü Muamaleyi düzenleyen AİHS'in 3. Maddesi, Anayasa'nın 19. Madesi ve AİHS'in Özgürliük ve Güvenlik Hakkı İhlalini düzenleyen 5. Maddesi'nin ihlal edildiği belirtilerek, sokağa çıkma yasağının uygulanmasına ilişkin geçici tedbir kararı vermesi istendi.