Gündem

Sur'da inşa edilen Diyarbakır evleri tartışma yarattı

Diyarbakır'da Suriçi bölgesinde bir yandan yıkım kararları uygulanırken bir yandan da Diyarbakır evleri inşa ediliyor

10 Haziran 2017 17:38

21 Mart 2016'da Bakanlar Kurulu kararı ile riskli alan sınırları içerisinde bulunduğu öne sürülen Sur ilçesinin 15 mahallesinde 368 adadaki 6 bin 300 parsel, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele kamulaştırma kararı ile kamulaştırıldı.

O tarihten sonra giriş yasağının devam ettiği Cemal Yılmaz, Hasırlı, Fatihpaşa ve Savaş Mahallesi'nde kamulaştırılan binlerce ev yıkıldı.

Sur'un çatışmaların yaşanmadığı diğer yakası da aynı karardan etkilendi. Kentsel dönüşüm kararı ile bir bölümü daha önceki yıllarda yıkılan Alipaşa ve Lalabey mahallelerindeki evlerin kalan kısmı da bu karar gerekçe gösterilerek boşaltılıp yıkılıyor. Her iki mahallede 1012 hak sahibinin evi yıkılacak.

Zaman zaman yapılan "Sur baştan aşağı yenilenecek" açıklamaları dışında bölgenin geleceği ile ilgili en somut açıklamayı, 1 Nisan'da referandum mitingi için Diyarbakır'a gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan yaptı ve "Toplam 2 bin Diyarbakır evi yapıp turizmin hizmetine sunacağız" dedi.

Yapımı süren 44 evin inşaatından bazı fotoğraflar medyaya servis edildi. Ancak bu evlerin Diyarbakır mimariyle ilgisi olmadığını söyleyen meslek odaları kendilerine danışılmamasına tepki gösteriyor.

Şu an Hasırlı Mahallesi sınırlarında 44 evin inşaatı devam ediyor. Yasak devam ettiği için Suriçi'ne girmek ve inşa edilen yapıları görmek özel izne bağlı.

Diyarbakır Mimarlar Odası, yapımı devam eden bu evler ile ilgili birkaç kere basın açıklaması düzenlemiş ve evlerin mimarisinin "eski Diyarbakır evleriyle" hiçbir ilgisinin olmadığını söyleyerek itiraz etmişlerdi.

Sur'un yeni düzenlenmesi ve yapımı devam eden evler ile ilgili Diyarbakır Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ufuk Nurullah Bilgin ile görüşmek istedik. Talebimiz, iş yoğunluğu gerekçesiyle kabul edilmedi.

BBC Türkçe'ye konuşan Diyarbakır Mimarlar Odası Eş Başkanı Şerefhan Aydın ise konuyla ilgili sivil toplum örgütleri ve meslek örgütlerinin Suriçi'nin yeniden inşası sürecinin dışında tutulduğunu savunuyor.

Şerefhan Aydın evlerin Diyarbakır mimarisine uymadığı görüşünde:

"Mimari bir dokudan bahsediyoruz, Diyarbakır'da kalıcı yapılar inşa ediyorlar ama bizi bu sürece dahil etmiyorlar. Sur'da ne yapmayı planlıyorlar, bilmiyoruz. STK ve meslek örgütlerinin Sur'a girmesine izin vermiyorlar. Biz de basına servis edilen fotoğraflardan ne olup bittiğini okumaya çalışıyoruz.

"Sur'da 40'a yakın betonarme Diyarbakır evi yapılıyor. Fakat yapılan bu evler, Diyarbakır'ın kültürüne, mimarisine uymuyor. Hatta çok aykırı teknik detaylar var. Kentte bulunan meslek örgütleri, halkın ve aydınların tepkisi üzerine inşaat devam eden yapılarda bazı değişikliklere gidildiği söyleniyor, kullanılan kesme bazalt taşları sökmüşler.

"Biz defalarca yetkili kurumlara başvurduk, meslek örgütüyüz kentin kaygıları var ve bunu gidermek adına sürece dahil olmak istedik ama maalesef hep oyalandık. Alana girmemize yerinde inceleme yapmamıza izin verilmiyor."

Sur'un yeniden yapımı ile ilgili 2012 yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından çıkartılan Koruma Amaçlı İmar Planının (KAİP) revize edildiğini anlatan Şerefhan Aydın, şu bilgileri aktarıyor:

"Koruma Amaçlı İmar Planı (KAİP) karakol önermiyordu, ama altı karakol inşa edildi. İki okul ve bir sağlık ocağının yerine karakol yapıyorlar. Elimizdeki en somut bilgi altı karakolun yapılacağı.

"Sur'u sokak dokusuna aykırı 15 metre genişliğinde sokaklar yapılmış. Oysa KAİP'te sokak dokusunun korunması öneriliyordu.

"Aynı şekilde Koruma Amaçlı İmar Planı'nda Sur içinde yüksek duvar yapılması önerilmiyordu, ama karakol yetmezmiş gibi, karakolların etrafına sekiz metre yüksekliğinde duvar örüyorlar. Bu duvarlar kimi yerlerde surlardan bile yüksek olacak. Yani Sur içinde sur yapıyorlar."

Şerefhan Aydın, eski Diyarbakır evlerinde mahremiyetçi bir tasarım planı ile yapıldığını kaydederek yeni yapılarda bunu gözardı edildiğini öner sürüyor:

"Sur'da sokaklar dardı. Eski Diyarbakır evlerinde her parselde bir cumba olur. Sokaklar dar diye karşıdaki evin mahremini korumak amaçlı cumbanın sokağa bakan ön yüzüne pencere açılmazdı. Cumbanın sokağı gören sağ ve sol yönlerine küçük pencere açılırdı. Oysa yeni inşa edilen bu evlerde cumbanın sokağa bakan ön cephesine büyük pencereler açılmış.

"Aynı şekilde bu evlerde avlu yok. Aynı şekilde eski Diyarbakır evlerinin sokağa bakan cephesinin işlemesi, Diyarbakır mimarisinin değişmezi olan bazalt taştan örülürdü, KAİP bunu öneriyor ancak fotoğraflardan gördüğümüz kadar, bu evlerde makine kesimi beton görünümlü bazalt taş kullanmışlar.

"Pencere kemerlerinde kenet taşı olur, yenilerinde kaplama yapılmış. Avlu girişindeki kapı üstünde markiz (saçak) yapılmamış, parsel sınırı korunmalıyken, düz duvar geçilmiş. Eski evler geniş avluludur, tulumba ve süs havuzu vardır, avlu sınırı korunmalıyken, avlu küçültülmüş, ne tulumba ne süs havuzu konulmuş. Diyarbakır evlerinde damlarda parapet ( korkuluk duvar) yoktur, bu evlere duvar örmüşler. Dam döşemesi killi topraktır ya da daha uygun malzeme olmalı ama bu evlerde beton yapılmış ve üzeri bazalt ile kapatılmış. Dar küçelidir( sokak), şimdi sokak dokusu yok. Yani anlayacağınız örnek olacağı söylenen bu ucube evler ile Sur katlediliyor."

Sur'un 15 mahallesinde 151'i anıtsal olmak üzere 592 tescilli yapı var. Diyarbakır Mimarlar Odası Başkanı Şerefhan Aydın, fırsat verilse Sur'a gidip ciddi saha çalışması yapacaklarını, kaç hanenin yıkıldığını, tescilli kaç yapının zarar gördüğünü rapor edebileceklerini söylüyor.

Sur içinde yapılacak projeler için görüştüğümüz ve adını vermek istemeyen bir yetkili, şu an çok kapsamlı bir projenin ilerlediğini, her şeyin en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğünü söyledi.

"Daha önce yapılan 44 yapı çok aceleye geldi bu yüzden çok eleştirildi ve projede değişikliğe gidildi. O evler İstanbul merkezli bir firma tarafından yapılıyordu. Ama şimdi yapılacak yeni evler koruma amaçlı imar planına uygun bir şekilde inşa edilecek. Çok geniş bir sahadan söz ediyoruz, birçok yapı tamamen yöresel dokuya sadık kalınarak yapılacak."

Adını vermek istemeyen yetkili, Çevre ve Şehircilik Bakanı ile birlikte kısa bir süre sonra Diyarbakır'da bir toplantı düzenleneceğini ve Sur Kentsel Tasarım Rehberinin kamuoyuna açıklanacağını söyledi.

Alipaşa ve Lalabey mahallesinin birçok sakininde evlerde elektrik ve su kesintisi ciddi sorun.

İHD ve Tabibler Odası bir basın açıklaması ile su kesintisinin salgın hastalık riski taşıdığını söyleyerek yetkililere çağrı yaptı.

Mahalle sakinlerine destek amacıyla 29 Mayıs'ta da "Sur'un Yıkımına Hayır" Platformu kuruldu.

Platform, kentsel dönüşüm yerine yeniden dönüşümü öneriyor ve yapıların onarılarak halkın hizmetine sunulmasını istiyor.

Mahalle sakinleri ise yeni yapıların Sur sakinlerine verilmeyeceğine inanıyor.

Alipaşa ve Lalabey Mahallelerinin bir bölümünde 23 Mayıs'ta yıkım başladı. Evleri istimlak edilen hak sahipleri Sur'dan çıkmak istemediklerini söylüyorlar. Ancak o tarihten beri yıkım kapsamındaki evlerin çoğunda su ve elektrikler kesilmiş durumda. Diyarbakır Valiliği'nin ev sahiplerine altı ay kira yardımı ve nakliye ücretini karşılama sözü vermiş ama birçok mahalle sakini bunun geçici bir çözüm olduğunu söyleyerek evlerinden çıkmayacaklarını tekrarlıyorlar.

Mahalle sakinleri Sur'da mevcut evlerine 150 ila 200 TL arasında kira ödediklerini söylüyor. Bu nedenle yeni inşa edilen Sur evlerinin eski mahalle sakinlerine verilmesinin bir hayal olduğunu söylüyorlar.

Alipaşa Mahallesi sakinlerinden Saadet Balcı, iki katlı evinde gelini, torunu ve oğluyla yaşıyor.

Bu evin önünde komşularıyla sohbet ederken, evi boşaltması için gelen tebligatı anlatıyor. Kentsel dönüşüm kapsamında evi yıkılan ve altı yıl önce Çölgüzeli TOKİ'lerine yerleşen eski bir komşusu da onu ziyarete gelmiş.

Kapı önündeki sohbet, günlük ihtiyaçların ne denli zorlaşabileceği üzerine... Kadınlar şebeke suları kesildiği için yaklaşık bir aydır camilerden evlerine su taşıdıklarını anlatıyorlar.

"Allah bu haksızlığı kabul etmesin, eğer kira verecek gücüm olsaydı, buna katlanmazdık" diyor Saadet. Evi için 40 bin lira verilmiş, Pazartesi gününe kadar çıkmaları uyarısı yapılmış.

TOKİ'ye giden komşusu sekiz yıl geri ödeme ile ev sahibi olabildiklerini ama Sur'daki yaşamını çok özlediğini anlatıyor.

"Altı yıldır borç ödüyoruz, o zaman 20 bin kiraya saydılar evimi ve TOKİ'ye geçtik. Sekiz yıl boyunca borç ödeyeceğim. Kapıcıydı, aidattı her ay bir sürü para veriyoruz. Burası çok daha iyiydi ama kalsaydım bu sıkıntıları ben de yaşayacaktım."

Saadetin gelini, yıllardan beri AKP'ye oy verdiğini söylüyor.

"Ya direneceğim çıkmamak için ya da çıkacağım başka çarem yok çünkü, dünden beri ev arıyorum, en kötü evin kirası 450'den başlıyor."

Hatice ismindeki dört çocuk annesi bir komşu kadın da söze katılarak, elektrik ve susuzluğa rağmen evinden çıkmayacağını belirtiyor.

"Mal bizim, mülk bizim ama bizi zorla evimizden çıkaracaklar. Madem öyle yeni yapılan evlerden bize de versinler."

Ancak Hatice'nin bu sözlerine komşuları da inanmıyor. Kadınlar, Sur'da yeni yapılacak evlerden haberdarlar, fotoğrafları onlar da görmüş.

Saadet, "Biz de Sur'da yapılan evlerden istiyoruz ama bize vermiyorlar" diyor.

Gelini de "O evleri bize vermeyecekler. Evimizi bizden alıyorlar ama bize buradan ev vermiyorlar. Bir trilyon gibi bir rakamdan söz ediyorlar. Verseler de alabilir miyiz sanıyorsunuz?" diye soruyor.

Sur sakinleri eski mahallelerin yerine ne inşa edileceğini bilmiyor. Düzenli bir gelirleri olmadığı için çoğu kira bile verecek durumda olmadığını söylüyor. Bu yüzden yeni yapılacak evlerin kendilerine verilmesinin de hayal olduğunu belirtiyorlar.