Spor

Şükrü Saraçoğlu'nda büyü mü var?

Fenerbahçe, Galatasaray karşısında Şükrü Saracoğlu'nda 10'da 10 yaptı.

27 Ekim 2009 02:00

Fenerbahçe, Galatasaray karşısında Şükrü Saracoğlu'nda 10'da 10 yaptı. Galatasaraylılar, Kadıköy'e giderken 'Bu kez yeneceğiz' diye yola çıktı ama kaderleri değişmedi.

Peki Cim Bom, Şükrü Saracoğlu'nda neden hep yeniliyor? Alanlarında uzman psikiyatrlar, siyasetçiler, gazeteciler ve medyumlar bu soruya farklı cevaplar verdi ama hepsinin ortak bir noktası var: Akşam gazetesinin haberine göre, Şükrü Saracoğlu'nda farklı bir ruh var. Dr. Erol Göka, Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı Kadıköy'de sürekli yenmesini mekanın psikolojideki yeri ile açıklarken insanın zaman ve mekana ne kadar bağımlı olduğunu vurguladı. Bir siyasetçi gözüyle analiz yapan Mehmet Sevigen ise seyircinin Şükrü Saracoğlu'nda yarattığı farklı enerjinin Galatasaray'ı büyülediğini vurguladı. Medyum Memiş'in 'Büyü varsa ben çözerim. Fenerbahçeli bazı futbolcular manevi destek alıyor' sözleri ise olayı ruhani bir boyuta taşıdı. Yazarımız Alaattin Metin ise Galatasaraylı yöneticilerin yönetim tarzının yenilgiyi hazırladığı görüşünü savunurken, Galatasaraylı eski futbolcular da bu tezi destekledi ve Sarı-Kırmızılı futbolcuların üzerindeki psikolojik baskıyı ön plana çıkardılar.

Nihat Özbağı (Stadı yapan asbaşkan)

Temelden beri yenemiyorlar


Galatasaraylılar niye bizde böyle bir stat yok saplantısıyla sahaya çıkıyorlar. Bu yüzden temel attığımız günden beri hep yenik ayrılıyorlar. Hayatta artık müspet ilim yapıyoruz. Öyle büyü müyü lafları geçersiz. Büyüleyici bir atmosfer var. Herkesin hayran olduğu dünya çapında bir stat.

Dr.Erol Göka (Ankara Numune Hastanasi 1.Psikiyatri Kliniği Şefi)

Stadın ruhu var

Mekanın psikolojide çok önemli bir yeri var. İnsan, zamana ve mekana kayıtlı bir varlık. Dünyada önemli takımlar kendi stadyumlarıyla anılıyor. Seyirci orasını kendi evi, vatanı gibi görüyor. Evin ruhu, stadın ruhu seyirciye ve oyuncuya yansır. Stadyumlarını takım kimliklerinin parçası haline getirmiş takımlar, evlerinde kolay kolay kaybetmezler. Fenerbahçe de Şükrü Saracoğlu Stadı'nı takım kimliğinin bir parçası haline getirebilmiş tek takımdır. Evin ruhu her yerde dolanır. Stat, ev olabilmişse, kalp orada atıyorsa başarı daha çok olur. Fenerbahçe bunu başarmıştır, kabul edip alkışlamamız lazım. Saracoğlu'nun sırrı budur. Fenerbahçe'yi orada yenmek çok zordur. Seyirci 12. adam ise, Fenerbahçe stadından dolayı 12 değil 13 kişiyle oynuyor. Çünkü stadın bir ruhu var.

Mehmet Sevigen (CHP İST. Milletvekili)

Orası sihirli bir arena

Şükrü Saracoğlu Stadı, sihirli bir arena, büyük bir gösteri merkezi. Eğer siz seyirci olarak orada maç izlerken stadın uğuruna inanıyorsanız başarı da geliyor. Ben bildiğimiz anlamda büyüden, sihirden bahsetmiyorum. Seyircinin statta yarattığı enerjinin, rakip takım oyuncuları üzerindeki büyüsünden bahsediyorum. Saracoğlu'nun cini de, perisi de Fenerbahçe taraftarıdır. Başka bir şeye ihtiyaç yok zaten.

Medyum Memiş

Büyü varsa ben çözerim

Daha önce Şükrü Saracoğlu Stadı'nda büyü yapıldığına dair tartışmalar olmuştu. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz ama çözümü de çok kolay bu işin. Var mı, yok mu bakmadan, görmeden bilemem. Belki yapılmıştır. Ama ben girersem ne büyü kalır, ne başka bir şey. Ancak bazı Fenerbahçeli futbolcuların manevi destek aldıklarını biliyorum. Bunun etkisi olabilir. Hatta geçenlerde önemli Fenerbahçeli futbolcu benden randevu talep etti.

Alaattin Metin

Bu kafayla 10 yıl daha yenilir

Türkiye'de, hatta dünyada hiçbir başkana 10 yıl üst üste ezeli rakibini yenmek nasip olmaz. Aziz Yıldırım muhteşem bir stat yaptı, Galatasaray'ın kimyasını bozdu. 10 yıllık galibiyet serisinde stadın baş döndüren ambiyansının gerçek 12 adam olan taraftarlarının da etkisi var. Ama bunu sadece stada bağlamak yanlış. Fenerbahçe, Galatasaray'ı Mecidiyeköy cehennemi denen Ali Sami Yen'de de yeniyor. Galatasaray bu kafayla giderse bir on yıl daha yenilir.Nedeni de yöneticilerin maçtan önce futbolculara günlerce yaptıkları psikolojik baskı. İstedikleri kadar 'Travmayı yaşayan oyuncu kalmadı' desinler, yeni gelenleri yöneticiler öyle dolduruyorlar ki, işte o baskı futbolcuları perişan ediyor. Keita ilk kez Fenerbahçe'ye karşı oynadı ama daha ısınırken patlayacak saatli bomba gibiydi. O dolduruşlarla Galatasaray gerçek futbolunu oynayamadı. Rahat bıraksınlar daha farklı bir takım izleyebilirler.

Hasan Şaş

Galatasaray'a mentör lazım

Biz oraya Hasanlı, Hagili, Hakanlı da çıktık. En son Arda, Elano da çıktı.  Üst üste kaybetmenin düşüncesi ile gidince sahaya yansıyor. İlk geldikleri pozisyon gol olunca demoralize oluyor. Aslında biraz da taraftar yüzünden geriliyor. Yönetimin yapacak bir şeyi yok. Futbolcu sahaya kendini ne kadar verirse o kadar başarılı olur. Aslında mentöre ihtiyaç olabilir. Rahat olmaları lazım. Bizi ezen hakemler oldu. Ali Aydın 4 kırmızı gösterdi. Sinirlerimizi bozdu. Cüneyt Çakır vardı... Fenerbahçeli taraftarlardan hakemler de etkileniyor.

Necati Ateş

Gol yiyince çözülüyoruz

Biz yine mi kaybedeceğiz' içgüdüsü, sıkıntısı var. Korkmasalar bence biraz daha farklı olurdu. Korktular gibi geliyor bana. Bir gol yiyoruz ve çözülüyoruz. Oynadığımız her maçı 10 kişi tamamlayabildik. Oradaki hiçbir maçı 11 kişi tamamlayamadık. Özhan Başkan zamanında bu kadar toplantı yapılmıyordu. Ama Adnan Polat zamanında Fenerbahçe ile oynanacak maç için 3 kez bazen 4 kez toplantı yapılıyordu. Futbolcu hafta içi rahat olursa rahat, gergin olursa gergin çıkar maça. Arda çok gergin çıktı maça. Sakin bir Arda olsa maça ağırlığını koyardı.

Hakan Ünsal

Tahrik ve sinirlendirme

Maçtaydım ve bir kez daha gördüm. Seyirciler öncelikle rakip oyuncuyu, hakemi etki altına almayı bilen şekilde maça hazırlanmışlar. Atmosferin tarifi bu. Diğer tarafı da oyuncular, tahrik ve sinirlendirme... Daha maç başlamadan önce Arda kavga ediyor, O'nu unut. Galatasaray oradaki baskıyı daha çabuk sinire çeviren taraf oluyor. Sakin kalmayı yıllardır beceremiyor. Zaten özellikle Saracoğlu'ndaki olaya saha içindeki teknik, taktik ile ilgili değil, artık kafada kazanılan ve kaybedilen maç gibi bakıyoruz.