Sudan Halkı ile Dayanışma Kolektifi, bugün Sudan Başkonsolosluğu önünde, Sudan'da darbe ile yönetime el koyan Askeri Geçiş Konseyi'ni "sivil yönetim" talebiyle protesto eden eylemcilere uygulanan aşırı şiddete dikkati çekmek için eylem düzenledi. Sudan'da en fazla proje üstlenen ülkenin Türkiye olduğunu belirten kolektif, Türkiye'nin Sudan'daki askeri vesayete karşı durması ve halkın demokratik değişim talebine destek vermesi konusunda çağrı yaptı
Sudan'da Doktorlar Komitesi'nin aktardığına göre son saldırılarla beraber hayatını kaybedenlerin sayısı 118'e yükselirken 500'ün üzerinde yaralı olduğu tahmin ediliyor.
Protestoların, gençlerden ve kadınlardan, işçilerden, serbest meslek sahiplerinden, akademisyenlerden, sanatçılardan, yoksul halk tabakalarından oluştuğunu ifade eden kolektif, "Sudan'da özgürlük, adalet, barış, rejim değişikliği ve "devrim" arzusu ifade ediliyor" dedi.
Ulusal Mutabakat Güçleri ve diğer muhalefet örgütleri bir araya gelerek bir Özgürlük ve Değişim deklarasyonu yayımladı. Kolektif, deklarasyonda "Bugünkü rejim, ekonomik, siyasi, bölgesel ve uluslararası tecrit edilmişliği içinde, krize bir çözüm getiremez. Bu kriz ancak yeni bir rejimle aşılabilir" ifadelerinin yer aldığını belirtti.
Halkın sübvansiyonların kaldırılmasına bağlı olarak ekmek, yakıt, tüp ve elektriğe gelen zamlar yüzünden 19 Aralık'tan beri ayakta olduğunu belirten kolektif 5 Mart'ta başta Hartum olmak üzere Sudan'ın büyük kentlerinde 24 saatlik genel grevin başarıyla organize edildiğini ifade etti.
Greve doktorlar, eczacılar, gazeteciler, mühendisler, öğretmenler, üniversitelerdeki öğretim görevlileri, avukatlar ve diğer meslek örgütleri katıldı
7 Mart'ta da halkın, Sudan Profesyoneller Birliği'nin çağrısına ve sıkıyönetim koşullarına aldırmadan, kadın haklarını savunmak için "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" vesilesiyle sokaklara çıktığı belirtildi
"Kadın devrimine selam olsun!" diyen Kolektif, Sudan’daki eylemcilerin yaklaşık üçte ikisini kadınlardan oluştuğunu vurguladı. Yolsuzluk, işsizlik ve ülkenin cinsiyetçi toplum yapısına karşı ayaklanan binlerce kadın, “Bizi ne dayak ne de gözaltı durdurabilir” şiarıyla sokaklara çıktı. Protestocuları bastırmak isteyen güvenlik güçlerinin özellikle kadınları hedef aldığı ifade edildi.
Ne olmuştu?
Haziran ayının başından itibaren ordu, darbe hükümetini "sivil yönetim" talebiyle protesto eden eylemcilere karşı aşırı şiddet kullanmaya başlamış ve yüzlerce kişinin ölümüne sebep olmuştu. Birçok medya kaynağına göre Sudan'da internet kullanıma yapılan engellemelerden sebep ordunun paylaştığı ölü ve yaralı sayıları gerçeği yansıtmıyor. Pazar günü itibariyle protestocular ordunun kullandığı aşırı şiddet nedeniyle "sivil itaatsizlik" çağrısında bulunmuş ve bundan bir süre önce de hükümet ile protestocular arasındaki görüşmeler durmuştu.
Bugün, Askeri Geçiş Konseyi'ni protesto eden eylemcilere liderlik eden gruplar, pazar günü başlatılan "sivil itaatsizlik" hareketine son verme konusunda generallerle anlaştı.