"Ergenekon" davasının tutuklu sanıklarından İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, avukatlarının istekleri üzerine iddianamede yer alan 10 maddenin düzeltildiğini belirterek, "Bu 10 maddede maddi hata olduğu ortaya çıktı. Peki niye böyle iddianameler yazılmakta? Hukuki sonuca bağlanmayan iddianame olur mu?" dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz'in avukatlarının savunmasının ardından istekleri geçildi.
Duruşmada söz alan İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, 9 Haziran 2007 tarihinde Diyarbakır'da düzenledikleri mitingin suç olmadığını savunarak, her türlü güvenceyi vermelerine karşın mitinge Atatürkçü Düşünce Derneği'ni getiremediklerini anlattı. Perinçek, "Sayın komutanlar gelmedi. Eruygur, Tolon ve son operasyonda tutuklanan rektörlerin en büyük suçları örgütsüz olmalarıdır. 'CHP'ye, MHP'ye oy ver' diye Cumhuriyet mitingi yapılıyor. Ama siz onu 'Darbe yapıyor' diye içeri alıyorsunuz. 'CHP'ye, MHP'ye oy ver' diyerek darbe olur mu?" diye sordu.
"Türkiye'yi bölenlerin iktidarda olduğunu" ileri süren Perinçek, Türkiye'yi birleştiren bir iktidar kuracaklarını dile getirdi.
Parti avukatlarının isteği doğrultusunda iddianamede yer alan 10 hatanın savcılar tarafından düzeltildiğini belirten Perinçek, yapılan düzeltmede savcıların, iddianameyi Tuncay Güney'in 16 sayfalık mülakat özetine dayandırdıklarını ifade ettiklerini savundu.
Perinçek, "iddianamenin, Güney'in 128 sayfadan oluşan mülakatına değil de kanıttan üretilen uydurma özetine dayandırılmasının hukuka aykırı olduğunu" öne sürerek, görüşlerini şöyle aktardı:
"Savcılar tarafından düzeltilen bu 10 maddede maddi hata olduğu ortaya çıktı. Peki niye böyle iddianameler yazılmakta? Hukuki sonuca bağlanmayan iddianame olur mu? 'Hukuki sonuca bağlanmayan' iftira metinleri midir? Aslında bu mazeret, savcıların bu iddianameyi psikolojik savaş kastıyla imzaladıklarını kanıtlayan bir itiraftır. Savcılar, iddianameyi kendi ağızlarıyla belirttikleri üzere 'hukuki sonucu olmayan' yalanlarla, uydurmalarla, iftiralarla doldurmuşlardır. Hukuki sonuca bağlanmadığına göre, bu psikolojik savaş malzemelerinin yargılama makamlarını ilgilendirmediği açıktır. Siz benim hakkımda bir karar veremezsiniz. Çünkü ben suçsuzum. Suçsuz olduğumu biliyorum. Sizin de öğrenmeniz lazım."
‘Danıştay'a saldırıdan aklanacağız’
Sanık Muzaffer Tekin de insanların, Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin görülen davaya ellerinde "Hepimiz Ermeni'yiz" yazılı dövizlerle katıldıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Bunların bizleri sevip sevmemeleri önemli değil. Bugün gerçek aydınlarımız burada. 'Onlar, bunlar' diye bizleri ayırmadılar. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Bu dava ne Veli Küçük, ne Perinçek, ne de Muzaffer Tekin davasıdır. Biz, amaç değil araçtık. Bu dava Türkiye Cumhuriyeti'nin rejiminin değiştirilme operasyonudur. Gerçek aydınlarımız burada. Bunu anladıkları için buradalar. Onlara tüm sanıklar adına teşekkür ediyorum."
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili davanın "Ergenekon" davasıyla birleştirilmesine yönelik basında çıkan haberlere de değinen Tekin, "Bizi hükümlü ilan ettiler. Biz, o şaibelerden aklanmak için savcıların Osmancıklarıyla burada birebir mücadelede edeceğiz. Bu olaydan aklanacağız. Tertemiz çıkacağız. Ama bu olayda siyasiler, kirli ellerle, temiz eller operasyonuna soyunanlar hüküm giyecekler. Ülkemizi Ergenekon rezaleti, soytarılığıyla öyle bir yere getirdiler ki, ülkemiz elden gidiyor, farkında değiller" diye konuştu.
Bir sonraki duruşma pazartesi günü
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, mahkeme heyeti başkanı yargıç Köksal Şengün, verilen aranın ardından alınan kararları açıkladı.
Şengün, davanın bir sonraki duruşmasının 4 Mayıs Pazartesi günü saat 09.30'da başlayacağını bildirdi.