Gündem

Suçlanan konuşma Antalya’da, ‘hakaret’ gördüğü iddia edilen Cumhurbaşkanı Ankara’da; Ümit Özdağ’ı neden İstanbul Başsavcılığı gözaltına aldırdı?

20 Ocak 2025 23:02

T24 Ankara

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Antalya’da yaptığı konuşmadan dolayı İstanbul Başsavcılığı’nın “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçunu işlediği gerekçesiyle Ankara’da gözaltına alınarak İstanbul’a götürülmesi tartışma konusu oldu. Soruşturmayı konuşmanın yapıldığı Antalya Başsavcılığı ya da Cumhurbaşkanlığı’nın bulunduğu Ankara Başsavcılığı’nın değil İstanbul Başsavcılığı’nın açarak gözaltı talimatı vermesi, “Yetki kimde, neden tartışmaların odağındaki İstanbul harekete geçti?” sorularına yol açtı. Gerekçe olarak Erdoğan’ın kayıtlarda İstanbul Üsküdar’da ikamet ediyor görünmesi gösterilse de eski Yargıtay Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, “Suçlama kişiye değil, Cumhurbaşkanı’na hakaret. Makam Ankara’da. Hakkında başka bir dosya varsa gözaltına alınırken bildirilmesi gerekir. Kaldı ki İstanbul yetkili bile sayılsa beş yılın altındaki bir suç için İstanbul’a getirilmesi gerekmez” dedi. Emekli Ankara Cumhuriyet Savcısı ve avukat Nadi Türkarslan da T24'e yaptığı açıklamada, soruşturmayı yürütme yetkisinin Antalya Başsavcılığı'nda olduğunu belirterek, "Soruşturma konusu suçlar göz önüne alındığında ikametin önemi yoktur. Kaldı ki Cumhurbaşkanı görevi gereği Ankara'dadır. İkametin, oturduğu yerin önemi sadece şikayete bağlı hakaret suçlarında geçerlidir" dedi.

Ümit Özdağ’ın gözaltına alınması ve gözaltı kararının İstanbul Başsavcılığı tarafından verilmesi tartışmalara yol açtı. Geç saatlerde İstanbul’da olması ve sabah Çağlayan Adliyesi’ne getirilmesi beklenen Özdağ hakkındaki soruşturmanın neden konuşmayı yaptığı Antalya ya da Cumhurbaşkanlığı’nın bulunduğu Ankara yerine İstanbul’da açıldığı konusunda farklı görüşler ortaya atıldı.

Ümit Özdağ'a "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik"ten gözaltı

 
Yargı kaynakları, bu konuda üç ayrı ihtimale dikkati çekti. İlk olarak Erdoğan’ın ikametgah adresinin İstanbul Üsküdar’da bulunması nedeniyle soruşturmanın burada açılmış olabileceği belirtildi. Ancak bu durumda Anadolu Başsavcılığı’nın harekete geçmesi gerektiğine de dikkat çekiliyor.

İkinci olarak, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda mağdurun konuşmayı öğrendiği yerdeki savcılığın soruşturma açabileceği düzenlemesinin bulunduğu, soruşturma konusu konuşmanın Erdoğan’ın İstanbul’da bulunduğu bir zamanda yapıldığından hareketle İstanbul’un soruşturma açmış olabileceği ifade edildi. Son olarak da Özdağ hakkındaki farklı bir soruşturma dosyasına ek olarak bu soruşturmanın da açılmış olabileceği kaydedildi.

 

“İstanbul yetkisiz”

Eski Yargıtay Savcısı, avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre ya konuşmanın yapıldığı yerde ya da konuşmanın işitildiği yerde soruşturma açılabileceğine dikkati çekerek, “Bu durumda ya Antalya’da ya da Cumhurbaşkanı makamının bulunduğu Ankara’da soruşturma açılabilir. İstanbul Başsavcılığı’nın yetkili olduğunu düşünmüyorum. Suçun AKP Genel Başkanı ya da kişiye karşı değil makamı Ankara’da bulunan Cumhurbaşkanı’na karşı işlendiği iddia ediliyor” dedi.

Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlarında genel olarak bu belirsizliğin yaşandığını vurgulayan Eminağaoğlu, “Bugüne kadar karmakarışık vaziyette devam etti. Bazen konuşma yeri, bazen ilgisiz bir yer soruşturma açtı. Bu konuda genel bir belirsizlik yaratıldı” diye konuştu.

Özgür Özel: Ümit Özdağ'ı apar topar gözaltına almak, muhalif siyasetçileri itibarsızlaştırma girişimlerinin devamıdır

“Götürülmesi de CMK’ya aykırı”

İstanbul’un bir an için yetkili sayılması halinde bile Özdağ’ın Ankara’dan İstanbul’a götürülmesinin Ceza Muhakemesi Kanunu’na uygun olmadığını belirten Eminağaoğlu, “CMK’ya göre beş yılın üzerindeki suçlar için bir yerden bir yere götürülmesi söz konusu. Bu suçun üst sınırı dört yıl. İstanbul yetkili olsa bile Ankara’yı haberdar ederek ifade alınmasını sağlamalıydı” dedi.

Eminağaoğlu, ayrı bir soruşturma dosyasının varlığı ihtimali için de “Böyle bile olsa gözaltı sebebinin bildirilmesi gerekir. Buna ilişkin bir bilgi yok. Bu suçun gözaltı süresi 24 saat. 12 saat yol hakkı var. Baktığınızda gözaltına alınan için bir yaptırıma dönüşüyor zaten” diye konuştu.

Bir siyasi parti genel başkanının konuşmasından dolayı gözaltına alınmasının propaganda hakkı konusunda soru işaretleri yarattığını kaydeden Eminağaoğlu, “Bu koşullarda siyaset yapabilmek de çok mümkün olmaz. Siyasi propaganda ifade özgürlüğünün radikal biçimde kullanılması anlamına da gelir” dedi.

"Soruşturmayı yürütme yetkisi Antalya Başsavcılığı'nda"

Emekli Ankara Cumhuriyet Savcısı ve avukat Nadi Türkarslan da T24'e yaptığı açıklamada, soruşturmayı yürütme yetkisinin Antalya Başsavcılığı'nda olduğunu belirterek, "Soruşturma konusu suçlar göz önüne alındığında ikametin önemi yoktur. Kaldı ki Cumhurbaşkanı görevi gereği Ankara'dadır. İkametin, oturduğu yerin önemi sadece şikayete bağlı hakaret suçlarında geçerlidir" dedi.

Türkarslan şunları söyledi: "Bu işlemin adı hukuken gözaltıdır. Soruşturma 19 Ocak'taki konuşmayla ilgiliyse gözaltının koşulu yoktur. Yine soruşturma 19 Ocak'taki konuşmayla ilgili ise suç yeri Antalya, soruşturmaya yetkili savcılık da Antalya Başsavcılığı'dır. Yetkili olmayan yerin hem soruşturma hem gözaltı yapması hukuka uygun düşmez. Soruşturma konusu suçlar göz önüne alındığında ikametin önemi yoktur. Kaldı ki Cumhurbaşkanı görevi gereği Ankara'dadır. İkametin, oturduğu yerin önemi sadece şikayete bağlı hakaret suçlarında geçerlidir"

 


Kızılcık Şerbeti kamera arkası: Nursema, Pembe, Fatih, Doğa ve diğer karakterler konuştu


Günün öne çıkan haberleri...

TIKLAYIN - İmamoğlu'na jet hızıyla Akın Gürlek soruşturması!

TIKLAYIN - Biden, ABD Başkanlık koltuğunu Trump'a bırakmasına saatler kala "hedef alınabilecek kişiler" için af çıkardı

TIKLAYIN - Hakkında soruşturma başlatılan CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın, adli kontrol ve yurt dışı çıkış yasağıyla serbest bırakıldı

TIKLAYIN -  SGK uzmanı Erdursun: EYT'li olamayanların emeklilikleri 10 yıla yayı­lacak

TIKLAYIN - Kolalara dev zam geldi

TIKLAYIN - İyi Parti'de bir günde üç istifa: Bir milletvekili ve iki belediye başkanı istifa etti