Gündem

STK'lardan memur alımında yapılan fişlemeye tepki

Kamuda işe alımlarda fişleme yapılarak adayların alındığının ortaya çıkmasından sonra Sivil Toplum Kuruluşları olaya tepki gösterdi

20 Şubat 2014 14:22

İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın, ‘dedikodu’ olarak nitelendirdiği kamudaki fişlemeler, Maliye Bakanlığı’nın müfettiş alımlarında ortaya çıktı. Taraf’ın yayınladığı belgeye göre, memur alımında yapılan renkli fişlemelerde aday isimler için ‘mavi’ ve ‘kırmızı’ ifadeleri kullanılıyor. Mavi notu düşülen isimlerin işe alınması isteniyor. Ortaya çıkan belgelerden sonra STK'larda fişlemelere tepkisini ortaya koydu.

Söz konusu belgelerde, geçtiğimiz yılın son çeyreğinde Maliye Bakanlığı’nın vergi müfettişliği sınavını kazanan ve mülakata girecek olan adaylarla ilgili değerlendirmeler bulunuyor. Belgede, İlim Yayma Cemiyeti üyesi olan adaylar mavi listeye alınırken, ulusalcı, Alevi veya Kürt olduğu öne sürülen adaylara ise kırmızı renk veriliyor. Maliye Bakanlığı’nın bürokratlarının çok az bir kısmının bilgisayarında olan ve sır gibi saklanan fişleme kayıtlarının bazıları şöyle:

M.S.: Yazılı sınavdan 79 puan aldı. İlim Yayma Cemiyeti’nden ismi geldiği için mavi listeye alındı.

Ö.G.: Yazılıdan 86 puan andı. Kürt asıllı ve Muşlu. Kesinlikle olumsuz. Kırmızı listeye alındı.

N.T.: 81.5 puan aldı. Gaziosmanpaşa’da oturan Alevi bir vatandaş olduğu için kırmızı listeye alındı.

A.Ç.: 80 puan aldı. Babasının adı Ali Haydar olduğu için hakkında olumsuz not düşüldü ve kırmızı listye alındı.

M.K.: Sınavdan 80 puan aldı. Ulusalcı olduğu için kırmızı listeye alındı.

Eski Gelir İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu: Kamuda işe alımlarda objektif kriterlere dayanan güvenlik soruşturmaları normaldir. Ancak insanların dini inançları, mezhepleri gibi subjektif kriterlere bakılması doğru değil. Bu, 28 Şubat’ta da çok yaşandı. O dönemde sınavları kazandığı halde, sözlüden dönen benim de referans olmaya çalıştığım kişileri biliyorum. İşini iyi yapan, çalışkan kişilere referans olmak istediğimde ilgili bakanlıklardaki bazı yetkililerin ‘İmam hatipliyse hiçbir şey yapamam’ dediğini hatırlıyorum.

Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Cengiz Hortoğlu: Önceki hükümetler döneminde de fişlemeler yapıldı fakat bu dönemde arttı. Alevileri devlet adına potansiyel bir tehditmiş gibi görme eğilimi oldu. Efkan Ala, müsteşarlık yapmış, valilik yapmış, şimdi içişleri bakanlığı yapıyor. Bu fişlemeler bir şekilde yapıldıysa kendisinin ya içinde olduğu -çünkü devletin önemli kademelerinde görev yapmış- ya da haberdar olduğu gerçeğini ortaya çıkarıyor. Bu belgenin karşılığında Efkan Ala’nın yapması gereken istifa etmek olmalıdır. Ne yazık ki demokratik bir ülke olamadığımız için,  yaşananlara rağmen koltukları işgal etmeye devam ediyorlar. Böyle bir ülke hayal etmiyoruz.

Kamu-Sen Başkanı İsmail Koncuk: Fişleme bir insanlık ayıbıdır. Totaliter rejimlerde, demokrasinin, insan haklarının olmadığı rejimlerde fişleme yapılır. Kökeni, mezhebi meşrebi ne olursa olsun herkes Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşı olarak saygıyı hak etmektedir. Bu saygıyı göstermeden eğer iddia edildiği gibi insanlar, dünya görüşlerine, ideolojik ve siyasi anlayışlarına göre ayrımcılığa tabi tutuluyorsa artık bu ülkenin çivisi çıkmış demektir. Hiç kimsenin demokrasi, insan hakları ve milli iradeden bahsetme hakkı dahi olamaz. Bu ülkeye yazık ediliyor. Milletin iradesine sahip çıkmak, her vatandaşın iradesine saygı duymakla başlar.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Fevzi Gümüş: Bu iktidar, 10 yıl boyunca zaten kendinden farklı olan bütün kesimleri fişlemiştir. Dolayısıyla Alevi inançlı kişileri de fişlemesi bu ayrımcı politikasının bir devamıdır. Bütün hükümet politikalarını belirleyen Başbakan’dır. Başbakan geçmişten beri yaptığı konuşmalarda ayrımcı ve dışlayıcı-ötekileştirici bir dil kullanıyor. Bu da olsa olsa bugüne kadar yaptıkları gibi gerçekten kaçma politikalarının devamı.

Eski BDP milletvekili Mehmet Ufuk Uras: Taraf gazetesindeki belgeleri utanç verici buldum. Sorumluluk sahibi insanların ve siyasilerin yalan söyleyerek bu konuların üstünü örtbas etme özgürlüğü bulunmuyor. Bu artık vatandaşı fişlemenin ötesinde bir durum “gereğini yaparız”ın gereği siyaseten o makamdan istifa etmesidir. Bu skandal ‘Aaa olmuş ne yapalım?’ diye geçiştirilebilecek bir durum değildir. Detaylandırılmış bir şekilde insanların yurttaşlık hakkı tercihlerini bir suç gibi takdim etmek nasıl bir otoriter kafa yapısıyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

Yazar-avukat İrfan Sönmez: Ülkede maalesef geçmişten bugüne kadar yaşanmış sıkıntılara baktığımız zaman en önemli problemlerden bir tanesinin devletin milletini topyekûn kuşatamamasından kaynaklandığını görürüz. Anayasamıza göre her türlü ayrımcılık yasaklanmıştır. Dolayısıyla bu anayasal suçtur. Gereği yapılmalıdır. Bu sıkıntılar darbe dönemlerinde, halka rağmen iş yapan yönetimler döneminde yaşanmıştır. Sandıkla gelen yöneticiler vasıtasıyla Türkiye ilk defa böyle bir muamele ile karşı karşıya kalmıştır.

Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu: Yapılan fişlemede kişilerin başarıları değil, kimlikleri ve inançlarının rol oynadığını görüyoruz. Alevilere yönelik bu tür ayrımcı tutumlar her alanda hızla sürmektedir. Aleviler son yıllarda Alevi olmalarından kaynaklı aş ve iş sorunları yaşamaktadır. Bu sorunlar ve toplumu ayrıştıran tutumlara, fişlemelere son verilmeli. Ayrımcılığı yapanlar gerekli cezaya çarptırılmadığı sürece Aleviler tepki göstermeye devam edecektir.