Haber portalı Spiegel Online’da “Türkiye Suriye'de gerçekte ne istiyor?” başlığı taşıyan haber-analizde, Ankara ile Moskova arasındaki ilişkilerin yeniden düzelmesinin ardından, Türkiye'nin Suriye'de farklı bir strateji izlemeye başladığı ifade ediliyor. Haber-analizde şu satırlar dikkati çekiyor:
“Türkiye geçen aylarda Suriye’de farklı bir siyaset izlemeye başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye lideri Beşar Esad’ın devrilmesi için uluslararası topluma uzun süre baskı yapmıştı. Ancak Esad’ın en önemli müttefiki Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Erdoğan’ın yeniden arasının düzelmesinin ardından, Türk hükümeti uzlaşmaya hazır olduğu sinyalini verdi. Başbakan Binali Yıldırım, geçen günlerde yaptığı açıklamada Esad’ı Suriye’de kurulacak geçici hükümetin bir parçası olarak kabul edebileceklerini ifade etti. Rejime bağlı birlikler tarafından Suriye’de yardım konvoyunun bombalanmasının ardından, Türk hükümeti bu konuda eleştiri yapmaktan kaçındı. Şu sıralar Türk hükümetinin Suriye’deki önceliği Kürtlerle mücadele gibi görünüyor.”
Landau’da yayımlanan Rheinpfalz am Sonntag gazetesindeki yorumda ise ABD’de Cumhuriyetçilerin başkan adayı Donald Trump’ın cinsiyetçi sözler içeren eski bir videosunun ortaya çıkması konu ediliyor:
“Donald Trump popülist sözlerine rağmen değil, bu sözleri sayesinde Cumhuriyetçilerin başkan adayı oldu. Ama şimdi gündemdeki tek konu utanç verici bu video oldu. Aslında Trump’ın yıllarca vergi ödemediği iddiaları da kendi partisinden desteğin azalmasına yol açmıştı. Ancak şimdi Cumhuriyetçileri savunan bir çok kadın Trump’tan desteğini çekebilir. Lider imajına sahip, televizyon şovundaki adaylar “atıldın” sözüyle uzaklaştıran Trump, bu maçoluğu ile şimdi kendini saf dışı bırakabilir.”
Lübecker Nachrichten gazetesinde ise ABD başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçilerin başkan adayı Trump’a ilişkin şu satırlar yer alıyor:
"Başkanlık seçimleri için yürütülen yarış herhangi bir tartışmaya benzemez, hele ABD’de hiç benzemez. Her şey mübahtır. Seçim yarışlarında izin sınırları dahilinde olan ve olmayan her türlü yönteme başvurulur. Donald Trump ile Hillary Clinton’ın yapacağı televizyon düellosu öncesinde 11 yıllık eski video görüntüleri bir tesadüf sonucu ortaya çıkmadı. Bu üç dakika, düşünüldüğünden daha fazla ilerleme kaydeden, bu kuşku yaratan başkan adayına yakından ışık tutuyor. Bu başkan adayı siyasette sağduyunun sona ermesinin yanı sıra vicdansızlığın yeni bir boyutunu temsil ediyor.”
Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel gazetesindeki yorumda ise 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk en az 10 kişiyi öldüren aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör hücresiyle ilgili gelişmeler ele alınıyor:
"NSU davası bir başarı öyküsü. Davanın yargıçlarının vereceği karar, sanığın temyize başvurmasına engel olacak. Ama ne yazık ki NSU meselesinin her boyutu böyle şeffaf değil. Buna ilgili kurumların yaptığı hatalar da dahil. Federal Meclis ile eyalet parlamentolarında kurulan araştırma komisyonlarının daha yapacağı çok iş var. Fakat bu korkunç NSU meselesindeki bütün ayrıntıların açığa kavuşmayacağı şimdiden tahmin edilebilir. Ancak hukuk devletinin, siyasetçilerin ve sivil toplumun bunun peşini bırakmaması gerekiyor. Bunu Almanya’nın birleşmesinden beri yaşanan bu en ağır terörün kurbanlarına borçlular. Bu aynı zamanda demokrasinin kendini temize çıkartarak, NSU’ya karşı çıkma gücünü ortaya koyması anlamına geliyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Jülide Danışman