Berlin’de yaşayan Sierra Leone kökenli Patricia Baumann politikaya atılmaya karar verdiğinde, Berlin'de bütün siyasi partilerin katıldığı bir etkinliğe gitmiş. "Adalet, özgürlük ve dayanışma" sloganlarını benimseyen Sosyal Demokrat Parti'nin kendisine uygun olduğunu düşünmüş ama etkinlikte sağ popülist Almanya için Alternatif'den (AfD) siyasetçiler Baumann‘la sohbet etmiş. O anı, "Şimdi ne yapmalıyım dedim. Çünkü şaşırmıştım" diye anlatıyor. AfD'lilerle sohbet etse de tercihini SPD'den yana kullanmış. O dönemden bu yana da Berlin-Lankwitz'deki parti teşkilatında aktif olarak çalışıyor. Ancak kendisi gibi dış görünüşünden yabancı olduğu anlaşılanların partide her zaman hoş karşılanmadığını belirtiyor.
SPD yönetimi için Patricia Baumann gibi göçmen kökenlilerin partide yaşadığı bu tecrübe bir felaket çünkü bu durum SPD'ye uymuyor. Sosyal Demokratlar çok uzun süredir göçmen partisi yönündeki şöhretini kaybetti. Alman Vakıfları Göç ve Uyum Bilirkişi Konseyi'nin yaptığı bir araştırma yabancı kökenli Almanların sadece yüzde 25'iin SPD'yi iyi bulduğuna işaret ediyor. İki yıl önce SPD yüzde 40,1'lik oranla göçmenler arasında en sevilen Alman partisiydi.
SPD'li siyasetçi Raed Saleh rakamları "alarm verici" diye nitelendiriyor. Sosyal Demokratların Berlin Eyalet Meclisi'ndeki Meclis Grup Başkanı olan Saleh meclisteki az sayıdaki göçmen kökenliden biri. 1980'li yılların başlarında Batı Şeria'dan ailesiyle Almanya'ya gelen siyasetçi televizyon izleyerek politize olduğunu söylüyor: "Babam kırık Almancasıyla 'SPD bizim partimiz, CDU ise bize karşı' derdi. Bugün SPD'de olmamın nedeni bu" diye konuşuyor.
Daha fazlasını okumak için: Almanya'da göçmen kökenlilerin siyasi tercihleri değişti
Hem işçilerin hem de misafir işçilerin partisi
Almanya'ya 1950'lerin başından itibaren İtalya, İspanya ve özellikle de Türkiye'den iş gücü göçü yaşandığında SPD işçilerin partisi olarak tanınıyordu. Raed Saleh, "SPD sürekli 'Hoşgeldiniz, siz de bu toplumun bir parçasısınız' diyordu. CDU ise sürekli 'günün birinde memleketlerinize geri döneceksiniz' diyordu. Bu nedenle Türkiye kökenli insanlar 2002 yılına dek yüzde 80 SPD'ye oy verdi" diyor.
O dönemde göçmen kökenli işçiler, Alman meslektaşları ve SPD ile birlikte maaşların artırılması ve sosyal alanda iyileştirmeler için mücadele etti. 1980'li yıllarda göçmen kökenliler sık sık ırkçı saldırıların herdefi oldu. Willy Brandt'ın Genel Başkan olduğu o yıllarda parti, "Bunu arkadaşıma yapma" sloganını kullandı. SPD göçmenler için yerel seçimlerde oy hakkı için çalıştı ve sonraki yıllarda Başbakan olan SPD lideri Gerhard Schröder vatandaşlık hakkı için çabaladı. Bu sayede misafir işçilerin çocukları Alman pasaportu alabilme hakkına kavuştu.
SPD'de durum
Peki ya günümüzde SPD nasıl görünüyor? SPD'nin oy oranı son dönemlerde düşüş gösterdi. SPD Berlin Eyalet Meclisi Grup Başkanı Saleh'e göre bunun nedeni partinin yabancı dostu duruşunu kaybettmesi: "Özeleştiride bulunmalıyız. Birçok gelişme yeterli bir duruşa sahip olmadığımız için oldu. Böyle gitmez."
Saleh bu açıklamasıyla SPD'nin tartışmalı üyesi, Berlin Eyaleti eski maliye senatörü Thilo Sarrazin'i kastediyor. Saleh'e göre Sarrazin‘in parti üyeliği 2009 yılında sonlandırılmalıydı. Sarrazin Berlin'de maliye senatörüyken göçmenler ve Alman kimliği gibi konularla ilgili açıklamalarda bulunmaya başladı. "Almanya kendini yok ediyor" adlı ilk kitabı Almanya'da yabancı düşmanı söylemlerin ve sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD)‘in yükselişe geçmesine katkı sağladı. Sarrazin günümüze dek Sosyal Demokrat Parti üyeliğini korudu. SPD'yi eleştirenler için bu önemli bir tez haline geldi.
Türkiye kökenli SPD'li eski Uyum Bakanı Aydan Özoğuz 2017 yılında AfD tarafından hedef alındı. AfD'li Gauland Özoğuz için "Anadoluya gönderip bertaraf edebiliriz" ifadesini kullandı. Özoğuz Almanya'da yeni kurulan hükümette görev almadı ve SPD yönetiminden de ayrıldı. SPD’yi eleştirenlere göre partisi onu yüzüstü bıraktı AfD'ye boyun eğdi ve bu kötü bir mesaj.
Sarrazin ve Özoğuz vakaları büyük ihtimalle SPD'ye zarar verdi. Partinin sol kanadına mensup siyasetçilerden Ralf Stegner'e göre SPD aktif biçimde Alman kökenli olmayan seçmenleri kazanma konusunda başarısız oldu. Stegner'e göre kendiliğinden düzeleceğini düşündükleri bu durum düzelmedi. Stegner SPD'nin gelecekte yapması gereken çeşitliliğine ağırlık vermesi.
Düşüşe yanıt daha fazla çeşitlilik
Parti Genel Sekreteri Lars Klingbeil da, "SPD daha çeşitli olmak zorunda" diyor. 40 yaşındaki Klingbeil partinin 2017 yılında aldığı yüzde 20,5'luk oy oranı sonrasından beri partinin yenilenmesi için çalışıyor. Bu oran partinin Federal Meclis seçimlerinde bugüne dek aldığı en kötü sonuç. Duisburg Essen Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye kökenli Alman seçmenlerin sadece yüzde 35'i SPD'ye oy verdi.
Klingbeil yeni adaylarla partinin göçmen kökenlilere kapılarının açık olduğu mesajını vermesi gerektiği görüşünde. ABD'deki kongre ara seçim sonuçlarına atıfta bulunan SPD'li politikacı, çeşitliliği içinde barındıran Demokratların nasıl bir başarı elde ettiğini hatırlatıyor. Klingbeil'a göre SPD de ülke genelini temsil edecek yüzler bulmak istiyor.
AP seçimleri
Önümüzdeki yıl Mayıs ayında Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak. SPD'nin parlamento seçimlerinde liste başı adayı Adalet Bakanı Katarina Barley. Barley Merkel'in kabinesinde göçmen kökenli tek bakan. Babası İngiliz olan Barley SPD Göç ve Çeşitlilik Grubu için hazırladığı videoda, "Babamın göç tarihi beni şekillendiriyor" mesajını veriyor.
SPD'nin Göç ve Çeşitlilik Grubu'nun amacı göçmen kökenli göçmen grubuna yönelmek. SPD'nin bu çalışma grubunun başında Irena Rudolph-Kokot bulunuyor. Rudolph-Kokot sosyal medyada seçmenlere Rusça seslenerek kazanmaya çalışıyor. Rudolph-Kokot'a göre seçmenleri aynı kökene sahip oldukları adaylar daha fazla cezbediyor.
Hür Demokrat Partili (FDP) eski Sağlık Bakanı, Vietnam kökenli Philipp Rösler buna bir örnek. Rösler partisinin genel başkanlık görevinin yanı sıra ekonomi bakanı olarak da görev yapmıştı. Bu durum Almanya'daki Vietnam toplumunun FDP'ye sempatisini artırmıştı. ABD'de Demokratlar bu nedenle giderek daha fazla Afro Amerikalı ya da Latin Amerikalı aday gösteriyor.
Peki SPD'de de durum ne? Almanya'da 19 milyon göçmen kökenli yaşıyor. Bu rakam giderek artıyor. Bu rakam geçen genel seçimlerde seçmenlerin yüzde 10,2'sine tekabül ediyordu. SPD Berlin Eyalet Meclisi Grup Başkanı Saleh'e göre bunlar potansiyel SPD'li seçmenler ve "sosyal, adil ve dayanışmanın" olduğu bir Almanya'nın hayalini kuran potansiyel SPD'li seçmenler. Saleh bu grubun içinde eski SPD'ye özlem duyanlar da var.
Berlin’de yaşayan Sierro Leone kökenli SPD'li Patricia Baumann, Angela Merkel'in mülteci politikasının göçmenlerin SPD'den CDU'ya kaymasına neden olduğunu belirtiyor. Baumann'a göre göçmenler kendilerini Merkel'e bağlı hissediyor ve SPD'nin değil CDU'nun yabancıları savunan bir parti olduğunu düşünüyor. Baumann'a göre bu noktada bir yanlış anlama söz konusu. SPD'nin Acrupa Parlamentosu liste başı adayı Katarina Barley ile SPD Genel Sekreteri Lars Klingbeil'in bu yanlış anlamayı düzeltmesi beklentisi hakim.
Fabian von der Mark
© Deutsche Welle Türkçe