Sözcü gazetesi yazarı Çiğdem Toker, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın zeytinlik alanların enerji çalışmaları için rehabilite edilmek şartıyla kesilmesini öngören yönetmeliğin Danıştay tarafından "telafisi güç ve imkansız zarara yol açacağı" gerekçesiyle durdurulmasını değerlendirdi.
Toker "Danıştay’dan 'hukuk başlangıcı' dersi" başlıklı yazısında, karar metninde Danıştay'ın iptale ilişkin gerekçelerini "Enerji Bakanlığının yönetmelik çıkarma yetkisi tereddütsüzdür. Ama çıkarılacak yönetmeliğin; bakanlığın görev alanı ile ilgili olması, kanunların uygulanmasını sağlama amacı gütmesi, kanunlara aykırı olmaması gerekir. Oysa davaya konu yönetmelik değişikliği ile; maden Kanunundaki, alınacak izinleri zorunlu tutan hüküm, zeytincilik Kanunu'ndaki yasaklama ve sınırlamalar göz ardı edildi. Madencinin vereceği taahhütname ile davalı bakanlığın izni, bu alanlarda madencilik faaliyeti yürütülmesi için yeterli görülmüştür." olarak belirtildiğini aktardı.
Toker'in karar metninden diğer aktardıkları ise şöyle:
"Oysa yeterli değil. Zeytinlik sahasındaki faaliyetlerin kanunla düzenlenmesi gerekir. Davalı idarenin (Enerji Bakanlığı) bu alanı tek başına yönetmelikle düzenleme yetkisi yok
O nedenle “yeni ekonomik ve sosyal gelişmeler ile birlikte ülkenin artan enerji ihtiyacının öncelikle yerli kaynaklardan karşılanması ve bu yöndeki faaliyetlerin zeytinlik alanlarda kayıp yaşanmadan, dengeli bir biçimde sürdürülmesi” iddiası yerinde görülmedi. Kanunla getirilen sınırlama, yönetmelikle ortadan kaldırılamaz."
"Darısı tüm hukuksuzlukların başına"
Çiğdem Toker karara ilişkin "Özetle Danıştay bu kararla dedi ki: Kanunla düzenlenmesi gereken bir konuyu yönetmelikle düzenleyemezsin. İzinler alman gereken bir konuda tek başına karar veremezsin. Madencilik yapan şirketten 'ağaçları taşırım', 'taşıyamazsam önce keser sonra rehabilite ederim' taahhütnamesi alarak, tek başına yaptığın bu değişikliği hukuka uygun hale getiremezsin. Darısı bütün hukuksuzlukların başına." diye yazdı.