Sözcü gazetesi davasının ilk iddianamesini hazırlayan cumhuriyet savcısının 2002 yılında görev yaptığı Osmaniye’de soruşturmasını yürüttüğü “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” dosyasında şüphelilerden haksız menfaat temin etmeye çalıştığı suçlamasıyla (İrtikap suçu) hakkında açılan dava sonunda 10 ay hapis cezası ve para cezasına çarptırıldığı ortaya çıktı.
Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberine göre, savcının 2002 yılında görev yaptığı Osmaniye’de tahkikat aşamasını yürüttüğü “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” dosyasında şüphelilerden Ertan M. ile Abdülvahit A’yı adliyeye davet ederek, ifadelerini aldı.
İddiaya göre ifadelerin alındığı sırada ise talimat ile şüphelileri gözaltına aldırdı. Savcının şüphelilere "soruşturmadan ceza alacaklarını, kendilerinin Osmaniye’de hatırı sayılır esnaflar olduklarını, bundan zarar göreceklerini ancak bunun bir çaresi olduğunu, kendisine Clio marka bir araç alınması ve sanığa belirli bir miktar para verilmesi halinde soruşturmadan zarar görmeyeceklerini, dosyada takipsizlik kararı vereceğini" söyledi. Şüpheli Ertan M. bu talebi kabul etmiş gibi görünerek, savcıya ödenecek paranın ikamet ettiği adliye lojmanlarına yoğurt getirir gibi düzenlenecek bir plan dahilinde teslim edileceği söyledi. Bu görüşmenin ardından şüpheli Ertan M. savcıyı Adalet Bakanlığı’na şikâyet etti.
Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “irtikap” suçundan yargılanan savcıya mahkeme heyeti, “Görevi kötüye kullanma” suçundan önce 1 yıl hapis cezası, para cezası ve 3 ay süre ile memuriyetten men cezası verdi verdi.
Sanık savcının duruşmadaki davranışları gerekçesiyle cezada indirim yapan mahkeme heyeti sanık savcının hapis cezasını önce 10 aya indirerek, daha sonra ise paraya çevirerek, 2 ay 15 gün memuriyetten men edilmesine hükmetti.
Heyet verdiği kararı şu şekilde gerekçelendirdi:
“İrtikap suçunun maddi unsuru icbar, ikna ve hata yoluyla olmak üzere 3 şekilde ortaya çıkabilmektedir. Esasen maddi cebir kullanılması halinde eylem irtikap değil, yağma suçunu oluşturacaktır. İcbar suretiyle irtikap suçu, paranın verilmesi, menfaatin sağlanması veya vaat edilmesiyle tamamlanacaktır. Sanığın menfaat talebi müdahil tarafından karşılanmamış olmakta, rüşvet anlaşması tamamlanmamış olduğundan sanığın rüşvet suçu işlediğinden söz edilemez.”
Savcının aldığı ceza Yargıtay tarafından 23 Eylül 2004 tarihinde onanarak kesinleşti.
Cumhuriyet, haberinde savcıya ulaşmaya çalıştıklarını ancak cevap alamadıklarını yazdı.