Türkiye, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişi öngören, ancak içeriğinde 'Başkan' yerine 'Cumhurbaşkanı' ifadesi kullanılan anayasa değişikliği teklifine ilişkin referanduma giderken, Sözcü gazetesi, Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen'in de, 1997’deki bir röportajda “Başkanlık sistemi ya da yetkileri genişletilmiş cumhurbaşkanlığı sistemi” istediğini hatırlattı.
Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'ün haberine göre Gülen, 15 Temmuz sonrası KHK ile kapatılan Samanyolu televizyonuna 28 Şubat döneminde verdiği röportajda Gülen, darbe konusunda yöneltilen soruya şu karşılığı verdi:
“Türkiye'de bir krizin bulunduğu vakadır. Bu, biraz da bazılarının üslup hatasından kaynaklanıyor. Darbenin doğrudan doğruya kendisi krizdir. Darbecilerin yaptığı iyi şeyler de olmuştur ama çok önemli kayıpları da olmuştur. Demokrasi kesintiye uğramıştır, birikimler heba olmuştur. Darbe tam bir çözüm değildir. ‘Acaba darbe olacak mı?' endişesi, bunlarla hiç alakası olmayan insanları rahatsız eder. Böyle bir istikrarsızlık, para piyasalarına, borsalar, yatırımlara girebilir.”
"Ben şahsen başkanlık
sistemine sıcak bakıyorum"
Gülen, 30 Mart 1997'de Zaman Gazetesi'nde de yer alan röportajında başkanlık sistemi için şunları söylemişti:
“Başkanlık sisteminin alt yapısı hazırlanmalı, insanımız hazırlanmalıdır. Salahiyetleri genişletilmiş Cumhurbaşkanlığı üzerinde durulursa bir rıhtım, bir sıçrama ayağı, bir rampa sayılabilir. Ancak milletimizin bu gününü ve geleceğini ilgilendiren bu gibi konular geniş platformlarda tartışılmalıdır. Ben şahsen başkanlık sistemine de, salahiyetleri genişletilmiş cumhurbaşkanlığına da sıcak bakıyorum.”
"Ülke karanlığa sürüklenir"
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, 1997'de yapılan bu açıklamayı değerlendirdi. Pekşen, Gülen'in açıklamaları için “Bu anayasa teklifinin kabul edildiği düşünülürse, Türkiye'nin nasıl bir karanlıklar dehlizine sürükleneceğinin anlaşılması açısından da son derece dikkat çekici kaynak olmuştur” ifadesini kullandı. Pekşen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anayasa teklifini ilk gördüğümde ‘Bu anayasayı Fetullah Gülen rüyasında görse inanamazdı' demiştim. Gülen'in hayaline bundan daha büyük bir katkı olamaz. Nitekim, bu gazeteyle ortaya çıkan gerçek, benim TBMM kürsüsünden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, sonra da Türkiye'yi uyarmamın ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymaktadır. O gün söylediklerim bir öngörüye dayanıyordu, bugün bu anayasa teklifinin FETÖ'yü kurtarma operasyonu olduğu ve FETÖ projesinin şekil değiştirerek devam ettiğini ortaya koyduğu bir gerçektir.”