Cumhuriyet'ten Faruk Eren, 24 Haziran'daki baskım seçimlerde sosyalistlerin tercihlerinin ne olacağına yönelik olarak bir değerlendirme yaptı.
Eren'in değerlendirmesi aynen şöyle:
HDP listelerinden çok sayıda sosyalist aday gösterildi. HDP barajı aşarsa 1966’dan bu yana ilk kez bu kadar sosyalist Meclis’e girmiş olacak. 1970’lerde en kitlesel haline ulaşan ama askeri darbeler ve “operasyonlar”la büyük kıyıma uğrayan, sürekli bölünen sosyalistlerin bir seçimi etkileyecek gücünün olduğunu söylemek güç. Ama hâlâ saygınlığı, entelektüel birikimi ve ikna yeteneği var. Sosyalistlerin önemli bölümü seçimde HDP’yi destekleme kararı aldı. Sosyalist solun önemli kesimlerinin temsilcilerine seçimlerdeki tavırlarını sorduk. Sol o kadar parçalı ki tümünün görüşlerine burada yer vermek imkânsız. O nedenle eksik kalanlar için şimdiden özür dileriz
İlk gençliğimden bu yana yani 40 yıldan biraz fazla bir zamandır hatırladığım her seçimde ait olduğum tarafta, yani solda benzer tartışmalara tanık ve taraf oldum. Aynı kitaplardan alıntı yapıp farklı sonuçlara varırdık. Aradan çok zaman geçti, artık aynı kitaplardan alıntılar yapılmıyor ama tartışmalar ve bölünmeler sürüyor. Bazen komik biçimde. Erken seçim kararının ardından sosyalist gruplar tavırlarını deklare etmeye başladı. Bir gruptan gelen açıklamada “HDP’yi destekliyoruz” denildi. Ama hemen itiraz geldi aynı isimli sosyalist gruptan: “Hayır seçimleri boykot ediyoruz.” Bölünmüşlerdi ve iki taraf da eski isimlerini kullanmakta ısrarlıydı. Ama durum bu ‘komik’ durumdan daha ciddi ve Sosyalistler arasında ciddi ciddi tartışıldı seçimde ne yapılacağı.
Adaysız destek
Tartışmaların ekseninde demokrasi, sosyalist hareketin inşası ve HDP’den sosyalistlere gelen çağrı vardı. Bazı sosyalistlerin bir gözü de CHP’deydi. CHP’den bazı sosyalistleri listelerinde aday göstermek istediği konuşuluyordu. ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş kendilerine teklif geldiğini ama kabul etmediklerini açıkladı. Bir bir süre sonra CHP listeleri açıklandığında İlhan Cihaner gibi hep sosyalistlerin yanında yer almış CHP’lilerin de aday gösterilmediği görüldü. Sosyalistlerin büyük bölümü için CHP denklem dışında kaldı. Sosyalist parti ve grupların bir bölümü zaten yıllardır HDPbileşenleri arasında yer alıyordu. HDP bileşenleri arasında yer alan Devrimci Parti’den Musa Piroğlu, SODAP’tan Serpil Kemalbay, Yeşiller ve Sol Parti’den Saruhan Oluç, ESP’den Murat Çepni, SYKP’den Tülay Hatimoğulları HDP listelerinden seçilebilecek sıralardan aday gösterildi. HDP bileşenleri içinde yer almayan, ancak HDP ile ittifak içinde olan Türkiye İşçi Partisi’nden Erkan Baş ve Barış Atay, Sosyalist Meclisler Federasyonu’ndan Dilşat Canbaz, Halkevleri’nden Oya Ersoy da milletvekili adayı gösterildi. Ayrıca SDP’nin eski başkanı Rıdvan Turan, ODA TV ve Cumhuriyet davalarındaki yürekli savunmalarıyla bilinen gazeteci Ahmet Şık, Yüksel Caddesi’nde KHK’lara karşı direnişiyle tüm kamuoyunca tanınan Veli Saçılık da HDP listelerindeki sosyalistlerden. Sosyalist parti ve grupların bir bölümü HDP’yi destekleyeceğini ilan etti. Ancak milletvekili adayı göstermedi. Daha önce eski genel başkanları Levent Tüzel’iHDP listelerinden parlamentoya gönderen EMEP’in hiç milletvekili adayı yok. Parti, “EMEP’te örgütlen HDP’ye oy ver” başlıklı bildiriyle seçim tutumunu ilan etti. Çeşitli sosyalist gruplardan oluşan Bir Adım Daha İnisiyatifi, HDP ve Demirtaş’a oy verilmesi için bağımsız bir çalışma yürüteceğini duyurdu. Ayrıca tek tek sayması oldukça güç onlarca grup seçimlerde HDP’ye oy vereceğini açıkladı.
ÖDP'nin durumu
CHP’den ve HDP’den teklif alan ÖDP iki tarafa da mesafeli davrandı. ÖDP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde sosyalistlerin ortak aday göstermesini istedi. Ancak bu öneri, diğer sosyalist gruplar tarafından kabul görmedi. Nihayetinde ÖDP parlamento dışında muhalefete aday olduğunu ilan etti, HDP’nin parlamentoya girmesinden yana olduğunu söyleyerek! Halkevleri adayı Twitter hesabından ÖDP’yi ziyaret ettiklerini duyurdu ve “HDP’ye bol bol oy istedik” dedi. Bu mesajı retweet eden Alper Taş ise “Verdik gitti” dedi. Bu aynı zamanda ÖDP’nin de tutumunu deklare eder gibiydi. Alper Taş ile yaptığımız söyleşiyi yarın okuyabilirsiniz.
Boykotçular
Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de seçimin hiçbir soruna çözüm olmayacağını söyleyen sosyalist gruplar var. Kimi CHP-SHP-DSP’li koalisyonlar döneminde gözaltında kayıplar, Hayata Dönüş operasyonları gibi sola yönelik kıyımları hatırlatarak CHP’ye oy vermeyi reddediyor, kimi HDP’ye eleştiriler yöneltiyor. Her ne kadar güçlü argümanları olsa da bir güç gösterisi olan boykotu hayata geçirebilecek güçte değil boykotçular. Bir de sol çevrelerde boykotçuların bir kısmının oy kullandığı hep konuşulur.
Bağımsız adaylar
Sosyalistlerin kendi programlarını anlatması gerektiğini söyleyenler de var bu seçimlerde. TKP, ‘Bu Düzen Değişmeli Platformu’ adını kullanan grup 17 bağımsız aday çıkardı. Adaylar seçim çalışmaları sırasında sadece oy istemiyor, sosyalizm propagandası yapıyor.
Halkevleri’nin eski başkanı ve HDP’den milletvekili adayı olan Oya Ersoy: Hedefimiz AKP'yi geriletmek
-Halkevleri neden aday çıkardı?
Demokrasiye inandığı için. Kürt halkının siyasi temsilcilerinin yüzde 10 gibi tamamen anti-demokratik baraj engelini aşıp Meclis’te var olabilmesi için. HDP’nin baraj engelini aşamaması durumunda bu ülkede herkesin bildiği gibi HDP’nin alacağı 36’sı kadın olmak üzere yaklaşık 80 milletvekilliğinin neredeyse tamamı AKP tarafından gasp edilecek. Meclis eğer toplumdaki tüm farklı siyasal düşüncelerin temsil edilmesi gereken yerse açıktır ki bu sonuç, adil temsiliyeti değil, dışlanmışlığı ifade eder. Halkevleri bu sonucun yaratılmak istendiğini gördüğü için, aday çıkarma gündeme gelmeden seçimtavrını HDP’nin desteklenmesi olarak açıklamıştı zaten. Ayrıca AKP’nin sokakta olduğu kadar Meclis’te de geriletilmesi, azınlığa düşürülmesi Halkevleri’nin siyasal hedeflerinden biridir. Bunun için de HDP’nin barajı geçmesi zorunludur. Bu siyasal tercihlerin çok açık bir biçimde görülmesi, gösterilmesi için aday çıkarılmasına karar verdik. Sosyalist bir milletvekilinin hem Meclis’te hem de Meclis dışında farklı işlevler edinebileceği de bu kararda etkili oldu.
- HDP ile ortaklaştığınız yerler neler? Sosyalistler parlamentoda ne yapacak?
AKP faşizmine karşı ortak bir direniş ve mücadele cephesinin oluşturulması, HDP ile ortaklaştığımız en belirgin yer. Kadınların eşit temsiliyeti, başta anadilinde eğitim hakkı olmak üzere Türkiye’de yaşayan tüm halkların kültürlerinin ve kimliklerinin tanınmasını, kent ve doğa talanına karşı mücadele, emeğin sermayeye karşı mücadelesi, kamu çalışanlarının/işçilerin sendikal hak ve özgürlüklerinin kazanılması ve elbette barış talebi diğer ortaklaştığımız konulardan bazıları. Ancak aynı bakmadığımız görüşler de var. Açıktır ki bu dönem oluşacak Meclis çok partili olacak. AKP, MHP, İYİ Parti, Saadet, BBP ve hatta belki HÜDAPAR. Buna CHP’nin Meclis’e taşıdığı sağcıları da eklediğinizde açığa çıkan tablo zaten sosyalistlerin neden orada olması gerektiğini ve ne yapacaklarını gösteriyor; Sosyalist aklın ve çözümün mücadelesini vermek. Erdoğan’ın başkanlığı kaybettiği, AKP’nin azınlığa düştüğü durumda, açıktır ki sistem bir restorasyona ihtiyaç duyacak. AKP’nin şimdiye kadar uyguladığı ve krizin asıl kaynağı olan neo-liberal gerici politikalar, sadece temsilcileri değiştirilerek, çözüm diye halka dayatılacak. Buna karşı mücadelenin Meclis ayağını oluşturmak da kuşkusuz sosyalistlere düşecek.
Masis Kürkçügil: Sosyalist hareketin inşası şart
Türkiye sosyalist hareketin önemli isimlerinden Masis Kürkçügil, kritik seçimler dönemeci öncesinde gazetemize şu değerlendirmelerde bulundu: “Kural olarakSosyalistler siyasal özgürlüklerin yaygınlaşması, emekçilerin ve ezilenlerin uğruna mücadele edilebilecek talepler çerçevesinde derlenişi için seçimlerde tavır alırlar. Bağımsız bir sosyalist alternatifin bulunmadığı dönemde de bu taleplere ve bu taleplerin gerçekleşmesi için yapılacak mücadelelere nisbi olarak en yatkın olan partiye oy verirler. 24 Haziran seçimleri bu açıdan geçmiş seçimlerden de farklı bir bir öneme sahip. Çivisi çıkmış bir rejimde, bölük pörçük, temsil kabiliyeti kalmamış ancak yine de dinamizmiyle gücüyle orantısız bir konumda olan sosyalist hareket, büyük miktarda üstündeki tutukluğu atıp şu veya bu gerekçeyle başkanlıkta Selahattin Demirtaş’ı Meclis seçimlerinde de HDP’yi destekler bir pozisiyondadır. Bunun bir diğer anlamı “demokratikleşme” ihtiyacı ve talebinin en çok HDP safları da derlenmiş olmasıdır. HDP’nin baraj altında kalması halinde ortaya çıkacak tablodan hareketle muhakame yürüten “stratejik” seçmenden farklı olarak Sosyalistler seçim taktiğini “en soldaki” partiye, yani emekçilerin ve ezilenlerin taleplerini en fazla dile getiren partiye oy çağrısında bulunurlar. Sosyalist hareket ile HDP arasındaki siyasal ve programatik ayrılıklar, bu babda anlamlı değildir. Sosyalist inşa seçim taktiğinin üzerine oturmaz.HDP ile ayrılıkları bahane ederek ellerini temiz tuttuklarını sananlar siyaseten statükoyu sürdürmekte değilseler en azından namevcut durumundadırlar.”
‘Sadece sandık değil’“Emekçiler katında inandırıcı anti kapitlasit, anti emperyalist, enternasyonalist, ekolojist, feminist, özyönetimci ve demokratik- bağımsız bir sosyalist hareketin inşa görevinin henüz yerine getirmekten aciz olan sosyalist hareket özellikle kendi bağımsız seçim faaliyeti ile, siyasal angajmana girmeden, mütevazı da olsa anlamlı bir katkıda bulunabilir. Örneğin Bir Adım Daha Meclisi’nin böylesi bir rolü var. Elbette HDP’nin esas olarak kendi doğal seçmen kitlesinin oylarıyla seçilenlerin de bu iradeye tabi olarak (demokrasinin asgari bir gereği) kendi yapamadıklarını o seçmenlerin sırtından yapma hülyalarının da karşılığı yoktur. Yine de demokratik hakların böylesine kısıtlı olduğu bir ortamda HDP’nin varlığı Sosyalistler için yürütülecekseçim faaliyeti açısından kolaylaştırıcı bir imkân olmuştur. Ancak 7 Haziran 2015 benzeri ham hayallere kapılmadan, siyaseti yalnızca seçim sandığının içinden okumadan, gerçekten kalıcı kazanımlar elde edilmek isteniyorsa bağımsız bir sosyalist hareketin inşasına girişmek olmazsa olmazdır. 24 Haziran’da yalnızca HDP’nin barajı geçmesi değil Demirtaş’ın oy oranında yüksekliği de bu açıdan da bir motivasyon aracı olabilir. Yeter ki her kesimdeki direnişlerin siyasal bir anlam ve önem kazanması için gerekli çaba, şimdi seçim için ve her zaman inşa için gösterilsin.”
Seçimler ve sol
-YSK’ye göre hiçbir sosyalist parti, seçime girme yeterliliğine sahip değil.
- Sosyalistler ilk kez Türkiye İşçi Partisi ile 1966’da parlamentoya girdi.
-1979 yerel seçimlerinde Sosyalistler Diyarbakır ve Fatsa belediye başkanlıklarını bağımsız adaylarla aldı.
-Fatsa’nın sosyalist belediye başkanı Fikri Sönmez, seçildikten bir yıl sonra tutuklandı, ağır işkenceler gördü. 1985’te cezaevinde yaşamını yitirdi.
-Diyarbakır’ın sosyalist belediye başkanı Mehdi Zana, toplam 16 yıl cezaevinde yattı. 4 Daha önce EMEP iki ÖDP bir belediye başkanlığı aldı.
-Tunceli’nin Ovacık ilçesini TKP listesinden seçilen Fatih Mehmet Maçoğlu yönetiyor.