Türkiye, sosyal transferlere Avrupa Birliği'ne üye ülkelerinin ancak yarısı kadar kaynak aktarabiliyor.
Yoksulluk açığını kapatmak için kullanılan transferler ise toplam sosyal yardımların sadece yüzde 20'si civarında bulunuyor.
DPT uzmanı Sırma Demir Şeker'in hazırladığı “Türkiye'deki Sosyal Transferlerin Yoksulluk Üzerinde Etkileri” konulu rapora göre, transferler artmakla birlikte ulaştığı, kesimdeki yoksul oranı azaltılırken, Türkiye'de beklenilenin aksine yoksulluğu azaltmayı hedefleyen transfer türlerinden yararlanan kesimin içindeki yoksul olmayanların oranı oldukça yüksek bulunuyor.
Türkiye'de sosyal transferler gelir eşitsizliğini azaltıcı bir yapı sergilemesine rağmen, transfer alan yoksul kesiminin oranındaki artış, transferlerdeki artış seviyesinde değil.
Etkin kullanıldığında yoksulluk üzerinde oldukça etkili olabilen sosyal transferlere Türkiye'de ayrılan kaynak gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 12'si ile AB ülkelerinin yarısı düzeyinde bulunuyor. AB üyesi ülkelerde sosyal transferlere ayrılan kaynak GSYİH'nin yüzde 26'sı seviyesinde.
Sosyal transferlere nispeten geniş kamu kaynaklarının ayrılması özellikle gelişmekte olan ülkeler için önem arz ediyor. Sosyal transferler, ülkeler arasındaki yoksulluk farklılıkların açıklanması yardımcı oluyor.
En yoksul kesim transferlerden yararlanamıyor
Halen transfer almayan yoksul kesim olduğu dikkate alındığında, transferlere erişebilen yoksul sayısı ve oranının artırılması önem arz ediyor.
Transferlerin yapıldığı kesimdeki yoksul oranının azalması, oransal olarak yoksullara harcamanın da azaltılmasında da etkisi bulunuyor.
Transferlere yapılacak müdahaleler ile söz konusu kesimin yoksulluğu azaltılması mümkün olurken, ancak Türkiye'de yoksul kesimin yaklaşık yüzde 30'u hiç bir transferden yararlanamıyor. Söz konusu rakam 2005 yılı sonuçlarına göre de yaklaşık 1 milyon kişiye tekabül ediyor. Buna karşın primli sistem transferi alan ve yoksul olan kesimin oranı ise oldukça düşük.
6,3 milyon insana dikkat
Türkiye'de sosyal transfer alan yoksul kesimin ortalama yoksulluk açığının çok yüksek olmadığına işaret edilen raporda, şu tespitler yer alıyor:
“Türkiye'de yoksulluk sınırı altında yaşayan nüfusun dağılımına bakıldığında yoksulluk sınırının çok uzağında olan yoksulların sayısının az olduğu görülmüştür. Nispeten az bir transferle, daha fazla yoksulun yoksulluktan kurtarılabileceği düşünülüyor.
Ancak 2005 yılı sonuçlarına göre yoksul olmayan ama geliri yoksulluk sınırının hemen üzerinde olan ve kırılgan nüfus olarak da adlandırılabileceğimiz 6,3 milyon kişilik bir nüfus da vardır. Bu kesimin küçük bir gelir azalışıyla yoksul hale gelebileceği bu nedenle yoksulluğun önemli ölçüde artabileceği göz ardı edilmemelidir.”
Yoksullukta en başarılı transfer: Emekli Aylığı
Yoksulluk açığını kapatmak için kullanılan transferlerin toplam transferlerin yüzde 20'sini oluşturması transferlerin yoksulluk üzerinde etkisini sınırlandırıyor.
AB'de ise sosyal transferler yoksulluk üzerinde oldukça etkili olurken, AB'de sosyal transferlerle birlikte göreli yoksulluk yüzde 60 civarında azaltılıyor. Türkiye'de özellikle transferlerin etkinlik oranının düşük olması nedeniyle transferlerin yoksulluk üzerinde etkisi daha sınırlı kalıyor.
AB'de hem toplam transfer miktarı hem de transferlerin etkinliği daha yüksek olması nedeniyle, Türkiye için nihai yoksulluk AB'den daha yüksek gerçekleşiyor.
Türkiye'de yoksulluğun azaltılmasında en başarılı transfer türü ise kapsam ve tutar olarak en yüksek sosyal transfer harcaması olan emekli aylığı. Emekli aylığının asıl amacı doğrudan yoksulluğu azaltmak olan bir transfer olmamasına karşın, ulaştığı kesimdeki yoksulların çoğunluğunu yoksulluktan kurtarıyor.
Yoksul kesime dönük neler yapılabilir?
Raporda, yoksul kesimin sosyal transferleri daha fazla ve etkin bir şekilde kullanabilmesi için şu önerilerde bulunuldu:
-Kısıtlı mali imkanlar göz önüne alınarak, yoksulluğu azaltmayı hedefleyen transferleri alan kesimdeki yoksul olmayanların, bu transferlerini almalarını engellemek için kişilerin gelir ve harcamalarının tespiti konusuna ağırlık verilmeli ve bu alandaki denetim artırılmalı,
-Özellikle ayni sosyal yardımların hedef kitlesine çok dikkat edilmeli,
-Yoksul olmayan kesime verilen transferlerin hiç transfer alamayan yoksul kesime aktarılması suretiyle yoksulluk daha fazla azaltılabilir,
-Kısa vadede yoksulluğa daha fazla müdahale edebilmek için yeşil kart sahibi, ayni ve nakdi yardım alan yoksul kesimlere yönelik yoksulluğu azaltıcı uygulamalar gerçekleştirilebilir,
-Transferler yoksul kişinin gelirini yoksulluk sınırına getirinceye kadar verilmelidir. Bunun için muhtaçlık ölçütü ve kişinin yaşam düzeyi belirlenmeli ve aradaki fark transfer olarak ödenmelidir,
-Yapılan transferlerde bireyin kendi gelirinin yanı sıra, yaşadığı hanenin toplam geliri ve hane halkının kompozisyonu da dikkate alınmalıdır,
-Sosyal yardım yararlanıcılarının belirlenmesinde belirli muhtaçlık ölçütleri getirilmeli, mükerrer yardımları önleyerek, bu alana ayrılan kaynakların daha etkili kullanılmasını sağlamak amacıyla sosyal yardımlardan yararlananlarla ilgili ulusal ölçekte bir veri tabanı geliştirilmeli ve izleme değerlendirme sistemi kurulmalıdır,
-Yoksul kesim özellikle kırsal alanda ve tarım sektöründe yoğun olduğundan ve tarım istihdamındaki sorunların etkilerini azaltabilmek için, sosyal transferlere özellikle kırsal alanlarda yoğunluk verilmelidir,
-Türkiye için AB standartlarına uyumlu bir sosyal harcama hesaplama sistemi oluşturulmalıdır.