T24/ANKARA
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile İsrail Başbakanı Netanyahu'nun 2 milyar dolar karşılığında anlaştığını ve 1 milyon Filistinlinin Türk vatandaşı olacağı yönündeki paylaşımı nedeniyle gözaltına alınan sosyal medya yayıncısı Bircan Yıldırım tutuklandı. Yıldırım, bir süredir tartışılan Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 217-A maddesindeki “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçundan tutuklanarak Sincan Cezaevine gönderildi. Tutuklama kararına gerekçe olarak ise Yıldırım’a ait dijital materyellerin incelemesinin devam etmesi gösterildi.
Tartışmalı maddeden tutuklandı
Gündeme dair yayınlar yapan BircanTVHaber’in yayın yönetmeni Yıldırım, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşım nedeniyle önceki gün gözaltına alınmıştı. Yıldırım, dün emniyetteki ifadesinin ardından, savcılık sorgusu yapılmaksızın tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi.
Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği, sorgusunun ardından Yıldırım’ın geçtiğimiz yıl TCK’ya eklenen tartışmalı 217-a maddesi uyarınca “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasından tutuklanmasına karar verdi.
1 saat sonra sildim
Yıldırım, emniyetteki ifadesinde, tutuklanmasına neden olan paylaşımını 1 saat sonrasında sildiğini, Dezenformasyon ile Mücadele Merkezi tarafından söz konusu paylaşımlara yönelik yalanlamayı da hesabından paylaştığını ancak sosyal medyada linç edilmesi nedeniyle gözaltına alındığını söyledi. Yıldırım, şunları kaydetti: “Söz konusu paylaşımı öncelikle başka hesaplar üzerinden sosyal medyada gördüm. Bunun üzerine sosyal medya hesabımdan paylaştım. Daha sonra yurt dışı kaynaklara baktım. Yine bu haber ile ilgili yapılan anlaşmaya dair detaylar mevcuttu. Detayları okuduktan sonra ülkenin milli menfaatleri ve haberin doğru olmadığını düşündüğüm için paylaşım yaptıktan sonraki bir saat içinde haberi yayından kaldırdım. Haberi sildikten sonra yaklaşık 2 saat kadar dezenformasyon biriminin bu haberle alakalı açıklamasını bekledim.
Hakkımda linç kampanyası başlatıldı
Bu arada diğer sosyal medya hesaplarında haberi ilk paylaşan kişilerin defalarca bu haberle ilgili yeni paylaşımlar yaptıklarını gördüm. Gün içerisinde bütün sosyal medya da soruşturma dosyasına konu paylaşımın çok daha detaylı ve geniş kapsamlısının madde madde paylaşıldığını gördüm.
Bahsi geçen anlaşmada ülkeler taraflar ve bütün sözleşmenin detaylarını okudum, buna rağmen tekrar paylaşım yapmadım. Bu arada sosyal medyada Bircan Yıldırım tutuklansın hashtagi açıldı. Benim paylaştığım ve iyi niyetle silmiş olduğum görsel kullanılarak, hakkımda sosyal medya üzerinden linç kampanyası başlatıldı.
“TCK 217 tuzak olarak kullanılıyor”
Daha sonra saat 14.00 civarı dezenformasyon birimine tekrar baktım. Dezenformasyon biriminin paylaşımını kendi hesabımdan paylaştım. Kaldı ki benim linç edilmemle alakalı trol hesapların yapmış olduğu hatayı dezenformasyon birimi de yapmış. Dezenformasyonla mücadele merkezi ve trol oluşum TCK 217-A maddesini bana karşı tuzak olarak kullanmaktadır.
Sosyal medya üzerinden algı yaratarak adalete müdahale etmektedir. Bunun örnekleri muhalif gazetecilere defalarca uygulanmıştır. Ayrıca paylaşmış olduğum twit gayet insanidir. Sığınmacı karşıtı olmama rağmen Gazze’de İsrail tarafından vahşi bir katliam yapılmaktadır. Bu twit içerisindeki konular Türkiye’nin de menfaatinedir, konuya duyarsız kalmak ne insani ne vicdanidir”
Tutuklama ölçülüymüş
Yıldırım’ın avukatı da savunmasında müvekkiline atılı suçun alt ve üst sınırlarına bakıldığında tutuklanmasının ölçüsüz olacağını, kaçma ve delilleri karartma ihtimali olmadığını belirterek serbest bırakılmasını istedi. Hakimlik ise, Yıldırım’ın “suçun niteliği, kuvvetli suç şüphesinin varlığı, mevcut delil durumu, dijital materyaller üzerindeki incelemenin devam ediyor olması nedeniyle delillerin henüz toplanmakta olduğu, dosya içeriğine göre tutuklama nedenlerinin varlığı ve tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu” gerekçeleriyle tutuklanmasına karar verdi.
Yıldırım’ın avukatı Emre Kılıçarslan, karara itiraz edeceklerini belirterek, “Cumhuriyetin 100. yılını kutlarken, basın özgürlüğü konusunun bu kadar öne çıkarıldığı bir zamanda, böyle bir suçlama ile insanların tutuklanarak peşinen mahkum edilmesi hukuka uygun değildir. Yasadan kaynaklanan haklarımızı sonuna kadar kullanacağız” dedi.