Bayramın birinci günü sabahı nöbetten dönen hemşire Ayşegül Terzi (23), otobüste tanımadığı bir erkek yolcunun uçan tekmeli saldırısına uğradı. Saldırganın, sırtında 18 yazılı tişört giyen, kirli sakallı, esmer bir adam olduğunu söyleyen Terzi, sakinleştirici ve ağrı kesicilerle ayakta durmaya çalışıyor.
Hürriyet'ten Mesude Erşan'ın haberine göre, herkesin konuştuğu uçan tekmeli otobüs saldırısının kurbanı genç hemşire Ayşegül Terzi, dehşet anını, ağlayarak, şu sözlerle anlattı: “Hastaneden 07.45’te çıktım. Annemle ablam Giresun’da hasta dedeme gitmişlerdi. Babam evdeydi. Bayramlaşmak için eve babama gitmek istedim. Levent ve Madenler’de iki aktarma yaptım. Evime götürecekson otobüse de binerek arkalara doğru, cam kenarına ters oturdum. Telefonumdan kulaklıkla müzik dinliyor, bayram mesajları atıyordum. Onun koltuğu ile aramda bir yolcu ve koridor vardı. Bir-iki dakika sonra yüzümde şiddetli bir ağrı hissettim. Önümdeki demire tutunarak bana tekme atmış. Kulağımdaki kulaklıklar nedeniyle bağırmalarını duymadım. Ama yanımda oturan kişi, 'Bu kadınlar şeytan, uğursuzluk saçıyor' diye bağırdığını ve küfür ettiğini anlattı. ‘Erkek kavgasında böyle vurulmaz, sanki öldürmek istiyor gibiydi’ dedi. Yüzünü net hatırlamıyorum ama 35 yaşlarında, kirli sakallı, esmer, hafif tepesi açık, iri bir adamdı. Sırtında 18 yazan bir tişört giyiyordu.”
3 genç müdahale etti
Emekli bir baba ile ev kadını bir annenin çocuğu olan Terzi kendi kendine, “Ben tanımıyorum, niye yüzüme vurdu” diye sayıkladığını hatırlıyor ve olayın sonrasını şöyle anlatıyor:
“Otobüste sadece birbiriyle akraba olan 3 genç yolcu adama müdahale ederek yakasından tutmaya çalışmış. Ama adam çok daha iri olduğu için onları devirmiş, ellerinden kurtulmuş. Acil durum butonuna basarak kapıyı açıp kaçmış. Başka yolcular da bunlar kadar cesaretli olsaydı adam yakalanırdı.”
Tekmeden sonra otobüsün ön tarafına yollandığını, 34 JZ 6536 plakalı 11A hattındasefer yapan otobüs şoförü tarafından Madenler durağında indirildiğini söyleyen Terzi şöyle devam etti:
“Benimle birlikte bir genç kız daha indi. Yardım etmeye çalışıyordu. Dolu olan otobüste şoför dahil başka kimse yardım etmedi. Babam beni Ümraniye Devlet Hastanesi’ne götürmüş. Başım ve çenem çok ağrıyordu. Hiç muayene edilmeden, tomografi çekildi. Darp raporu düzenlendi ve gönderildim. Sonra kendi çalıştığım hastanede asıl muayenelerim yapıldı. Başımdaki şişlikten tekme esnasında başımı vurduğum da anlaşıldı."
"Sürekli kâbus görüyorum"
O gün üzerinde bir kot ceket ve bir şort bulunduğunu anlatan Terzi, “Evet şort giyerim. Annem, babam karışmıyorken kimsenin karışma hakkı yok. Yaşadıklarım bana iki travma yaşattı. Hem adamın attığı tekmenin travması hem de otobüsteki insanların duyarsız kalması. Otobüs şoförü beni az ilerideki hastaneye götürmek yerine öylece indiriyor. Ambulans çağırmak, polise haber vermek bu kadar mı zor? Şoförden de şikâyetçi olacağım. Sürekli kendimi ağlarken buluyorum. Bütün gece kâbus görüyorum. Korkudan evden çıkamadım, sadece karakola bilgi vermek için çıkıyorum” dedi.
"Babam delillerin peşinde"
Emniyet amirliğine ifade veren Ayeşgül Terzi. şunları söyledi:
“İlk gün, ‘Benden uzak dursun, Allah’ından bulsun’ diyordum. Ama acı çektikçe yaptıklarının bedelini ödemesini istiyorum. Fiziksel ve psikolojik olarak çok yıprandım. Deliller ve tanıklar için babam çok koşturuyor. Otobüsün plakasını bulmaya çalıştı. Rengi ve hattından, plakayı ve şoförü buldu. Saldırgan bulunmaz ve yine bana saldırır diye çok korkuyorum. Ben 48 kiloyum. Kendinden bu kadar güçsüz bir kadına nasıl öyle saldırır. Beni öldürebilirdi. Boynum kırılıp, felç kalabilirdim.”
Otobüs şoförü: Saldırganı dövüp indirdiler
Saldırının gerçekleştiği, Alemdağ-Üsküdar hattında sefer yapan 11A numaralı otobüste şoförlük yapan Şaban Bıyıklı (45) o gün yaşananları şöyle anlattı:
“Otobüsün arkasında bir bağırma sesi geldi. Bir kızın çığlık sesini duydum. Sonra yolcular arasında bağrışma yaşandı. Otobüsü kenara çektim. Otobüsün arka tarafa yürürken, genç kız da ortaya geldi. Yüzü kızarmıştı. ‘Kim bu adam, bana vurdu’ diye bağırdı. Şoktaydı. Daha sonra saldırganın, yan koltuğunda bulunan kişi ile kavga ettiğini gördüm. Bir anda ortalık karıştı. Yolcular ‘Kapıyı aç’ deyince ben de otobüsün kapılarını açtım. Otobüsteki yolcular saldırganı tartaklayarak dışarı attı. Genç kıza ‘Seni hastaneye ya da karakola götüreyim mi’ diye sordum. Kabul etmedi. İki-üç durak sonra indi. Bir-iki gün sonra polisler beni telefonla aradı, olay hakkında bilgi aldı. Saldırganın yüzünü net görmedim. Orta yaşlarda bir adamdı. Bağırma sesleri çok olduğu için adamın hangi nedenle vurduğunu duymadım.”
Polis: Eşkali tamam, kimlik tespiti yapamadık
Alemdağ Polis Merkezi’nde ifade veren Ayşegül Terzi’nin şort olayından bahsetmediğini söyleyen polis, “Adam durduk yerde gelip vurmuş” dedi. Saldırganın, olaydan sonra yolcular tarafından dövülerek otobüsten indirildiğini belirten polis, şu bilgileri verdi: “Saldırganın elimizde eşkali ve görüntüsü var. Darp edildiği için, saldırıdan hemen sonra hastaneleri araştırdık ama izini bulamadık. Kimliğini tespit etmeye çalışıyoruz. Yakalanması an meselesi.”
Kadın vekiller: Vahim bir olay
Kadın milletvekilleri, hemşire Ayşegül Terzi’nin şort giydiği için İstanbul Maslak’ta toplu taşıma aracında şiddete uğramasına sert tepki gösterdiler. Kadın milletvekillerinin tepkileri özetle şöyle:
Çiğdem Karaaslan (AKP): Bir kadının şiddete uğramasını kınıyorum. Ne olursa olsun, hiçbir olayda kadının şiddete uğraması asla kabul edilemez.
Gökçen Özdoğan Enç (AKP): İstediği gibi giyinme özgürlüğü var, kimseyi ilgilendirmez. Bırakın yüzüne vurmayı, laf söyleme hakkı bile yok, kabul edilebilir değil.
Candan Yüceer (CHP): Hiç kimsenin veya zümrenin kendi gibi düşünmüyor, giyinmiyor, yaşamıyor diye kadınlar üzerinde tahakküm kurması, daha ötesi şiddet kullanması kabul edilemez... Olayın diğer bir vahim tarafı ise genç bir kadın ‘sen şeytansın ölmelisin’ denilerek şiddete maruz kalırken, otobüs şoförü dahil hiç kimsenin bu duruma müdahale etmemesidir.
Yasemin Öney Cankurtaran (CHP): Dehşet verici ve bir o kadar da endişe verici. Bu alçak saldırı, geçmişteki benzer olayların ardından yaşandığı gibi ‘bir meczubun işi’ denilerek geçiştirilemez... Hükümet yetkililerini de bu olaya karşı sesini yükseltmeye, mağdura sahip çıkmaya çağırıyorum.
Deniz Depboylu (MHP): Sadece giyim kuşamından dolayı değil, kadınlara yönelik her türlü istismar canımızı acıtıyor... Topyekün bir seferberlik halinde, bozuk giden bu konu içerisinde çalışmamız gerekiyor. Toplumun pskilojisi kötüye doğru gidiyor, acil önlem alınması lazım.
Filiz Kerestecioğlu (HDP): Çok çirkin, vahim bir olay. Kadınların dayanışmayı yükseltmesi gereken bir dönemde olduğumuzu düşünüyorum. Cezasızlığın ve hak ihlallerinin yoğun olduğu bir dönemdeyiz; ama umuyorum saldırıyı yapan kişi hak ettiği şekilde soruşturma geçirip yargılanacaktır.