Fundanur Öztürk
Liseye Geçiş Sınavı (LGS) sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte, sınava giren 971 bin 657 öğrenci için tercih süreci başladı. Bazı eğitimcilere göre, mahalli yerleştirmenin öne çıktığı yeni sistemle İmam Hatip ve Meslek liselerinde boş kalan kontenjanların doldurulması hedefleniyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, LGS sonuçlarını ve tercih kılavuzunu önceki gün açıkladı. Tercih kılavuzunun açıklanması, mahalli yerleştirme sistemine ve öğrencilere sunulan tercih haklarına dair eleştirileri de beraberinde getirdi. Öğrencilere mahalli yerleştirme tercihlerinde 5, sınavla yerleştirme tercihlerinde 5 ve sınavla öğrenci alan okullar tercihinde 5 olmak üzere 15 lise tercih hakkı tanındı.
Kılavuza göre her öğrenci, merkezi yerleştirmeyle puan esasına dayanarak öğrenci alan okulları tercih etmeden önce ilk olarak mahalli tercihlerini sıralamak zorunda. Çünkü öğrenciler mahalli yerleştirme sistemi kapsamında 5 lise tercihini yapmadan, sınav sonucuna göre tercih etmek istediği liselerin sayfasına erişemiyor.
'Nitelikli' öğrenciler, önce yerel yerleştirmeyle öğrenci alan okulları tercih etmeli
Öğrenciler mahalli tercihlerinde, aynı okul türünden en fazla 3 okul seçebiliyor. Bu da mahalli tercihlerde, İmam Hatip ve Meslek liseleri de olmak üzere muhakkak her okul türünden bir tercihin bulunması zorunluluğunu getiriyor.
Dolayısıyla "nitelikli" olarak tarif edilen yüzde 10 içerisindeki 1367 liseye yerleşebilmek isteyen tüm öğrenciler, ilk önce yerel yerleştirmeyle öğrenci alan okul tercihinde bulunmak zorunda kalıyor. Böylece merkezi sistem ve puana göre öğrenci alan liselere yerleşemeyen öğrenciler, mahalli yerleştirme sisteminde tercih ettikleri okullardan birine yerleştirilecek.
1367 okula yerleşebilen yani yaklaşık yani 126 bin 536 öğrenci, kolejlere kayıt yaptıran ya da yetenek sınavıyla öğrenci alan liseleri kazanan öğrenciler dışında yüz binlerce öğrenci mahalli yerleştirme sistemiyle yakınındaki bir liseye yerleştirilecek.
Eğitimciler, Milli Eğitim Bakanı'yla aynı fikirde değil
BBC Türkçe'ye konuşan eğitimciler, bu sistemin İmam Hatip ve Meslek liseleri kontenjanlarına çözüm olacağını söylüyor. Nitekim eski sistemde öğrenciler yüzde 10'luk dilime giremese dahi, sınav sonuçlarına göre tercih ettiği okullardan herhangi birine yerleşebiliyordu.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz Nisan ayında yaptığı açıklamada, hiçbir öğrencinin tercih etmediği bir okula yerleştirilmeyeceğini söylemişti:
"126 binin üzerinde öğrenci sınavla öğrenci alan okullara yerleşecek. Geriye kalan 1 milyona yakın öğrenci de kendi muhitindeki okullara yerleşecek. Her öğrencimize 5 okul, farklı türlerde, seçebilme imkanını tanıyacağız. Hiçbir öğrencimizi tercih etmediği bir okula kaydetmek gibi bir yolumuz olmayacak."
"MEB, 'kimse tercih etmediği okula gitmeyecek' diyor ama zorla tercih ettiriyor"
Eğitim-Sen üyesi rehber öğretmeni Barış Uluocak ise bu sistemde öğrenciye seçme özgürlüğünün tanınmadığını söylüyor:
"MEB diyor ki, 'Kimse tercih etmediği okula gitmeyecek'. Ama zorla tercih ettiriyorsunuz? Çocuğa zorla imam hatip tercihi yaptırdıktan sonra bu söylemin bir manası kalmıyor."
"Öğrenci mahalli tercihinde İmam Hatip Lisesini 5. sıraya koysa bile, ilk dört tercih bir şekilde dolduysa, beşinci sıradakine gitmek zorunda kalacak. Ama bir önceki sistemde İmam Hatip Lisesini tercih zorunluluğu yoktu."
MEB: Hukuken de yok, pratik olarak da mümkün değil
BBC Türkçe'ye İmam Hatip Liselerinde doluluk oranı tartışmalarıyla ilgili açıklama yapan MEB Müsteşarı Yusuf Tekin ise bu liselerdeki doluluk oranının yüzde 84 olduğunu ve istemeyen hiçbir öğrencinin İmam Hatip Liselerine gitmeye zorlanmadığını söylemişti:
"Daha önce de söyledik, istemeyen bir öğrenci imam hatibe gitmesi mümkün değil çünkü biz ortaokullardan liselere geçişlerde öğrencileri tercihlerine göre yerleştiriyoruz. Yani çocuk herhangi bir okul türünü tercih etmiyorsa o okula gitme ihtimali yok. Hukuken de yok, pratik olarak da mümkün değil."
2002'de 450 olan imam hatip lisesi sayısı 2017'de 1408'e, 71 bin olan öğrenci sayısı ise 517 bine yükseldi.
Eğitim Sen'in verilerine göre, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 537 imam hatip lisesinde 268 bin 245 öğrenci varken, 2015-2016 eğitim-öğretim yılına kadar okul ve öğrenci sayısı arttı. Son iki yılda ise okul sayısı 336 artmasına rağmen öğrenci sayısının yüzde 10 azaldı.
Bazı eğitimciler, yeni liselere geçiş sistemiyle imam hatip liselerinde azalan öğrenci sayısı arasında "somut" bir ilişki olduğunu savunuyor ve yeni sistemin doğal yoldan bu azalışı önleyeceğini savunuyor.
Öte yandan geçen yıl Haziran ayında MEB'in imam hatip liselerinin açılması için 50 bin nüfus şartını beş bine düşürmesinin ardından, Türkiye'deki 191 ilçede açılabilecek tek lise türü imam hatip liseleri haline geldi.
Türkiye'deki ilçelerin beşte birinde öğrencilerin zorunlu istikameti imam hatip liseleri
Bilimsel ve Laik Eğitim Hareketi konuyla ilgili raporunda, Eskişehir'de altı, Çankırı'da beş, Kastamonu'da dokuz, Tunceli'de dört ilçenin bu örnekler arasında olduğunu açıklamıştı ve ayrıca bir sonraki eğitim döneminde ilçeceki mevcut okulların da yönetmeliğe uymadığı gerekçesiyle kapatılabileceği belirtilmişti.
Bu demek oluyor ki Türkiye'deki ilçelerin beşte birinde öğrencilerin zorunlu istikameti imam hatip liseleri haline geldi.
Bir ilçede anadolu lisesi açabilmek için en az 10 bin, fen ve sosyal bilimler lisesi açabilmek için büyükşehirlerin ilçelerinde en az 50 bin, büyükşehir olmayan illerin ilçelerinde ise en az 20 bin nüfus şartı aranıyor.
"Öğrenci puanıyla yüzde 10'a giremezse ilk tercihindeki mahalli liselere gidecek"
Uluocak, imam hatip liselerine teşvikin yıldan yıla arttığını ancak bu sistemle ilk devlet eliyle tercih zorunluluğu getirildiğini söylüyor:
"Öğrenci puanıyla yüzde 10'a giremezse ilk tercihindeki mahalli liselere gidecek. O zaman MEB diyecek ki, "Sen zaten evine en yakın okullardan beş okul tercih etmiştin, bunlardan birine gideceksin." Bu şekilde geçtiğimiz sene kontenjanları boş kalan imam hatip ve meslek liselerinin de kontenjanları dayatmayla doldurulmuş olacak."
"Zaten imam hatiplerin bir kısmı proje okul yapılarak puanla alım yapan liseler kategorisine alındı. Zaten oradan bir kontenjan yüklemesi yapılacak bu okullara. Fakat veli eski sistemde sonuna kadar direndiğinde çocuğunu iyi kötü bir okula yerleştirebiliyordu.
"MEB'in ve hükümet öteden beri teşvik ettiği İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin sayısının artırılmasını hedefliyor aynı zamanda Meslek Lisesi yani ucuz iş gücü olacak çocukların sayısının artırılmasını hedefliyor. Bu sistemle de sayıları daha da artıracak. İstemediği bir okula giden öğrenci ise hem akademik olarak hem de geleceğe dair çok büyük bir hayal kırıklığına uğramış olacak."
"Adresiniz uygun değilse gidebileceğiniz yer imam hatip liseleri olacak"
Sisteme getirilen eleştirilerden biri de, görece olarak başarılı sayılan Anadolu Liselerinin "nitelikli okullar" kapsamına alınmamış olması. Eğitimci ve akademisyen Cansel Güven'e göre bu durum, söz konusu okulların bulunduğu ilçelere rağbeti artıracak ve aileler ikametgah değiştirme yolunu deneyecek. Güven, okulların en başta nitelikli ve niteliksiz olarak ayrılmasının yanlışlığını şöyle açıklıyor:
"Daha başta liselerimizi nitelikli ve niteliksiz diye ayırmak saçmalıkken, o ayrımı bile üniversiteye yerleştirme başarısına göre değil, kim bilir neye göre yaptılar. Üniversite sınavında iyi üniversitelere yerleştirme yapabilen kimi liselerin nitelikli okullar kapsamına alınmadı."
"Ama bunun yerine yeni açılmış ya da önemli bir kısmı Anadolu İmam Hatip Lisesi olan okullar yüzde 10'luk dilime girdi. Fen liselerinin saysının görece az olduğunu ve iyi Anadolu Liselerinin de tercih listesine alınmadığını varsayarsak ve eğer adresiniz uygun değilse gidebileceğiniz yer en sık rastalanan İmam Hatip Liseleri olacak."
Güven, bu tabloda hiç hesaplamadığı biçimde kendisini İmam Hatip ve Meslek Liselerinde bulacak öğrenci sayısının oldukça fazla olacağını öngörüyor ve kaygıların odağında bunun yattığını savunuyor. Kolejler için ise mahalli yerleştirme zorunluluğu bulunmuyor. Güven yeni sistemle kolejlere ilginin artacağını söylüyor.