Gündem

Soma katliamının bilirkişi raporundan: İşletme ve kurumlarımızı basiretli kişiler yönetseydi facia önlenebilirdi!

Davanın duruşması 23 Ağustos'ta görülecek

16 Ağustos 2016 17:08
Can Bursalı

Manisa’nın Soma ilçesinde 301 kişinin hayatını kaybettiği madenci katliamına ilişkin davanın seyrini belirleyecek bilirkişi raporu tamamlandı ve mahkemeye ulaştı.  485 sayfalık raporun sonuç bölümünde, olayın bir faciaya dönüşmesinin engellenebileceği koşullar sıralandı. Prof. Vedat Didar, Prof. Tuğrul Ünlü, Prof. Cem Şensöğüt, Prof. Göktay Ediz, Prof. Osman Hekimoğlu, Prof. Saim Saraç, Prof. Ali İhsan Karayiğit, Prof. Hülya İnaner, Prof. Ömer Ekmekçi, Yard. Doç. Mehmet Erden ve elektrik mühendisi Halim Bultan’dan oluşan bilirkişi heyeti, raporda katliama ilişkin “Türkiye madencilik tarihinin en büyük iş kazası olan Soma Faciası’nın sistemin yarattığı tüm olumsuzluklara rağmen, kurumlarımızın ve işletmenin basiretli kişilerce yönetilmesi durumunda önlenebilir olduğunu düşünmekteyiz” görüşünü dile getirdi. 

Katliamda hayatını kaybedenlerin ailelerinin avukatlarının talebiyle 5 Şubat’ta bilirkişilerin madene inerek inceleme yaptı.

 

3 maddede özetlediler

 

Bilirkişi heyetinin raporun özet kısmında sundukları sonuç kısmı şöyle:

"Bu olayın bir faciaya dönüşmesi, aşağıdaki koşulların sağlanmasıyla önlenebilirdi:

1. Soma Havzası, Madenciliğin ve Havza Madenciliğinin temel ilkelerine göre yönetilseydi:

-Soma Kömür Havzası’nın T.K.İ. tarafından yapılmış, çevreden merkeze ve yukarıdan aşağıya çalışmayı esas alan bir genel planlaması olsaydı ve havzanın parsellenerek ihalelere çıkılması bu plana göre yapılsaydı ve hatta sahalar projeleri yapıldıktan sonra ihale edilseydi,

-Dolayısıyla Havza’da rödevansla çalışan firmalar kesin sahalarını ve hedeflerini bilerek ve ona göre yatırım ve termin planlaması yaparak çalışabileselerdi; madencilik faaliyetleri sürerken firmalara tahsis edilen sahaların yatay ve düşey koordinatlarında değişmeler yapılmak zorunda kalınmasaydı…

2. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. aşağıdaki konularda T.K.İ ve MİGEM tarafından zorlanabilseydi, ya da firma yöneticileri basiretli davranabilselerdi:

-Revize planlarda öngörülen ek/yeni nefeslik ve havalandırma tasarımları yaşama geçirilseydi, yeni vantilatör kurulsaydı, riskli havalandırma sistemiyle üretime devam edilmesine itibar edilmeseydi,

-“Üretilen kömür miktarı ne olursa olsun alım garantisi”nin albenisine kapılınmasaydı, hedefin üzerinde üretime ancak alt yapı iyileştirmesi koşuluyla izin verilseydi,

-İşçilere Ferdi CO maskesi yerine, Oksijen maskesi (OFK) verilseydi,

3. Olay tarihinde yürürlükte olan mevzuatta, olayla doğrudan ilgili olarak aşağıdaki yetersizlikler olmasaydı:

-Acil durumlarda kaçış yollarının düzenlenmesi ile ilgili hükümlerde yetersizlikler olmasaydı,

-Damarların gazlılığının ve kendiliğinden yanmaya yatkınlığının bilimsel olarak ölçülmesi gibi koşullar bulunsaydı,

-Sensör tipleri, sayıları ve konumlarında açıklık olsaydı,

-Oksijen maskesi kullanımı zorunlu tutulsaydı,

-Seri, küldösak (hava giriş ve çıkışının aynı yola bağlı oluşu) vb. riskli havalandırma şekillerini kısıtlayan kesin hükümler bulunsaydı yaşanan olayın bir faciaya dönüşmesi önlenebilirdi."

 

Duruşma 23 Ağustos'ta

 

Davanın geçen duruşması bilirkişi raporu mahkemeye ulaşmadığı için ertelenmişti. Yeni duruşma 23 Ağustos'ta görülecek.