SOL Parti, "Devrimci Demokratik Cumhuriyet" çağrısıyla başlattıkları mitinglerin sonuncusunu İstanbul’da yaptı. SOL Parti Başkanlar Kurulu üyesi Önder İşleyen "Ülke büyük bir çöküşte. Her gün gıdaya akaryakıta yaptıkları zam burada. Açlık kıtlık burada. 21. yüzyılda bu ülkeye açlığın yokluğun evsizliğin ne olduğunu gösterdi bunlar. Bu ülkenin başında bir dakika daha durmamaları gerek. Buradan sesleniyoruz. Ey Erdoğan istifa et" dedi.
SOL Parti, "Devrimci Demokratik Cumhuriyet" çağrısıyla başlattıkları mitingleri, Trabzon ve İzmir'in ardından İstanbul’da sonlandırdı. Kartal Meydanı'nda yapılan mitingde SOL Parti İstanbul İl Başkanı Leyla Koç Üzüm ve Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen birer konuşma yaptı. Mitingde Moğollar ile Ozan Çoban ve Güneş Demir sahne aldı.
Mitingde 'Zamlara Son, İşsizliğe Son" yazılı dövizler taşındı.
SOL Parti İstanbul İl Başkanı Leyla Üzüm Koç, açıklamasında şunları söyledi:
"Tek adam rejimini tarihin çöplüğüne gömeceğiz"
Bu ülkeyi canları pahasına seven devrimciler, sosyalistler, solcular, bu ülkenin geleceğine dair söz hakkı en çok onların hakkı. Bu ülkede düzeni değiştirecek güce de sahipler, söze de sahipler. Asli görevlerimizden biri ülkenin her yerine umudu taşımaktır. Bu tek adam rejimini tarihin çöplüğüne gömeceğiz. Görevimiz çok önemli. Bu rejimi ne yaparlarsa yapsınlar göndereceğiz. Ancak oturarak sandık bekleyemeyiz, seçimi bekleyemeyiz. Biz öyle bir örgütleneceğiz ki onlar bu seçim kararını almak zorunda kalacaklar. Beklemeyeceğiz dostlar.
İstanbul Sözleşmesi vurgusu
Birkaç gün sonra 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet İle Mücadele Günü. Ülkemizde durum çok vahim. AKP iktidarından beri bir günde sokak ortasında 3 tane kadın öldürülüyor. Bunlar rastlantı değildir. Kadın cinayetleri politiktir. Öldürülen kadınlar isyanımızdır, bu kadınları katledenleri, onlara cesaret verenleri çok iyi tanıyoruz. Bunların nedeni AKP’nin fetvaları erkek egemen politikaları, İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçişidir. Yine bu katilleri cezasızlık politikasıyla cesaretlendirenlerdir. İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyeceğiz.
"AKP'nin sonunu kadınlar getirecek"
İstanbul'un göbeğinden bir parka sahip çıkmak için milyonlar özgürlük mücadelesi için sokağa döküldü. İşte o gün AKP'nin bütün dengesi bozuldu. Her konuşmalarında Gezi'ye göndermede bulundular. Uçurumun kenarındaki AKP’yi kadınlar uçuruma yuvarlayacaklar. Müjdeler olsun! AKP’nin sonunu kadınlar getirecek. Evet 25 Kasım’da ve 8 Mart’ta AKP karanlığına meydan okuyarak sokakları dolduran kadınlar olarak haklarımızdan hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz. Sokakta mücadele eden kadınlara ve LGBTİ+ bireylere de buradan selam söylüyoruz.”
Koç'un ardından sahneye çıkan SOL Genç üyesi Yağmur Gündoğan, şunları söyledi:
"Gençlik tek adam rejimine karşı mücadele edecek"
Geleceğimizi karartan ve çalan istismarcı Ensarlara, TÜRGEV ve TÜGVA'lara teslim olmayanlara selam olsun. İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan, ‘vazgeçmiyoruz’ diyenlere yaşamlarını savunanlara selam olsun. Gençlik tek adam rejimine karşı mücadele edecek. Bu tek adam rejimine asla teslim olmayacağız. Bugün eşit, özgür bir memleket için buradayız. Bugün insanca bir yaşam istiyoruz demek için buradayız. Laik demokratik bilimsel eğitimi haykırmak için buradayız. Bu ülkenin bütün gençlerini devrimci demokratik cumhuriyeti kurma mücadelesine çağırıyor ve bu mücadelede SOL’da birleşmeye davet ediyoruz.”
SOL Parti Başkanlar Kurulu üyesi Önder İşleyen ise açıklamasında şunları kaydetti:
"21.Yüzyılda açlığın ne olduğunu gösterdiler"
Ülke büyük bir çöküşte. İktidarın bu ülkeye yaptığı kötülükleri anlatmak için dahi bir dakika zamanımız yok. Her gün gıdaya, akaryakıta yaptıkları zam burada. Açlık kıtlık burada. 21. yüzyılda bu ülkeye açlığın yokluğun evsizliğin ne olduğunu gösterdi bunlar. Bu ülkenin başına bir dakika daha durmamaları gerek. Buradan sesleniyoruz. Ey Erdoğan istifa et. Yalanınızı alın soyguncularınızı alın çetelerinizi tarikatlarınızı toplayın bu ülkenin tepesinden artık çekilin gidin. Ama biliyoruz ki biz ‘git’ deyince gitmeyecekler. Biliyoruz ki seçim rica edince seçimle gitmeyecekler. Artık onları bu ülkenin başından göndermek toplumsal, örgütlü bir mücadeleyle mümkün. O yüzden bütün muhalefete Türkiye’nin emek güçlerine, ilerici, örgütlü güçlerine çağrımızdır. Omuz omza verelim. Örgütlü mücadeleyi meydan meydan örgütleyelim. Bu ülkenin tepesinde hile ile zorbalıkla duranları hemen gönderelim.
"Biz memleketi geri istiyoruz"
Bu ülkenin 20 yıllık zorbalığa teslim olmamış yürekli insanları bunu başaracak. Bu iktidar bu ülkeye yapmadık kötülüğü bırakmadı. Kendi karanlık rejimlerini kabul ettirmek için her türlü zorbalığı yaptılar. Bugüne kadar teslim olduk mu? Boyun eğdik mi? O zaman şimdi bir başka şeyi yapacağız. Bu zaferi hep birlikte kazanacağız. Biz bu mücadelede bugüne kadar üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirdik. Bu memlekete, geleceğimize karşı sorumluluğumuzu bilerek mücadele ettik. 2010 referandumuna ‘hayır’ diyerek başlattığımız mücadelede, bu ülkenin gericiliğe teslim olmasına karşı mücadele ettik. Şimdi buradan bir kez daha söz veriyoruz. Bu ülkeyi bu kötülükten kurtarmak için SOL Parti üzerine düşeni yapmaya devam edecek. Biz ne istiyoruz çünkü biliyor musunuz? Biz memleketi istiyoruz. Biz memleketi geri istiyoruz. Biz memleketimizi geri alacağız.
"Ne yaparlarsa yapsınlar gidecekler"
Buradan bütün muhalefete bir sorumluluk çağrısı yapmak zorundayız. Nasılsa gidecekler diyen bir anlayışla bu kötülüğü yenemeyiz. Her bir saniye bu ülkenin tepesinde nasıl kalırım diye düşünen bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzun bilincinde olmak zorundayız. Bu yüzden muhalefete sesleniyoruz, yarın nerede olacağınızın hesabını bırakın. Bu memleketin emekçilerinin çıkarını esas alan bir mücadeleyi hep birlikte sürdürelim. Bu yürüyüşler memleketin yeni bir doğumuna gidecek yürüyüşlerdir. Asla bu ülkeyi onlara teslim etmeyeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar kaybedecekler. İşçiler gençler kadınlar kazanacak. Hep beraber biz kazanacağız. Bunu başaracağız. Buna inanıyoruz. Ama buna inanmak yetmez. Önümüzde çok zorlu bir mücadele dönemi var. Bu ülkenin bütün birikimlerini bütün kurumlarını ortadan kaldırdılar. O yüzden önümüzdeki dönem mücadelesi ülkenin önünü açacak sol bir siyaset ile mümkündür. Halkın örgütlü mücadelesiyle mümkündür.”