NATO Savunma Bakanları, bugün 2 sün sürecek toplantıları için Brüksel'de bir araya gelecek. Bakanların gündem maddelerinin başında Türkiye'nin Suriye'de 9 Ekim'de başlattığı Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle başta ABD ve Fransa olmak üzere NATO üyeleri ile Ankara arasında yaşanan gerilim var.
Savunma bakanlarının, ateşkesin sağlanmasının ardından sahadaki durumu, değişen koşullar çerçevesinde IŞİD ile mücadelenin nasıl devam ettirileceğini, Almanya'nın kuzeydoğu Suriye'de uluslararası güç tarafından kontrol edilecek bir güvenli bölge kurulması önerisini ve NATO'nun Türk hava sahasının korunması konusunda alınacak kararları ele alması bekleniyor.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, toplantının gündemiyle ilgili olarak dün düzenlediği basın toplantısında, Kuzeydoğu Suriye'de son dönemde yaşanan gelişmelerin öncelikli olarak görüşüleceğini, müttefiklerin bu konuda "açık ve dürüst" bir tartışma gerçekleştireceklerini kaydetti.
Stoltenberg'in atıfta bulunduğu son gelişmeler ise Barış Pınarı Harekâtı'na başta ABD olmak üzere birçok müttefik ülkeden gelen tepkiler ile 17 Ekim'de ABD, 22 Ekim'de de Rusya ile varılan anlaşmalar olarak değerlendiriliyor.
Harekâta birçok NATO üyesi ülke tepki göstermiş, ABD ekonomik yaptırım uygularken; Avrupalı müttefiklerden Fransa, Almanya, Hollanda, Norveç, İtalya ve Çek Cumhuriyeti Türkiye'ye silah ambargosu uygulama kararı almışlardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu tepkilere sert çıkmış ve NATO ülkelerini "terör örgütlerine destek vermekle" suçlamıştı.
ABD Başkanı Donald Trump Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Türkiye'ye yaptırımların kaldırılması talimatını verdiğini söylemiş, Amerikan Hazine Bakanlığı da iki bakanlık ve üç bakan hakkındaki yaptırımların kaldırıldığını açıklamıştı.
ABD Başkanı Trump: Türkiye'ye yaptırımların kaldırılması talimatını verdim
ABD Savunma Bakanı Mark Esper ise bu gelişmeler öncesi 14 Ekim'de yaptığı açıklamada, Barış Pınarı Harekâtı'nı NATO gündemine getireceğini ve müttefik ülkelerden bireysel olarak diplomatik ve ekonomik tepki vermelerini isteyeceğini kaydetmişti.
Washington ile yapılan anlaşma sonucu YPG'lilerin belirlenen bölgeden çekilmesi ve böylece gerilimin azalmasına karşın Esper'in, "operasyona katılan Özgür Suriye Ordusu unsurlarının işlediği iddia edilen savaş suçlarından Türkiye hükümetinin sorumlu tutulabileceği" yönündeki açıklaması, konunun Brüksel gündeminde hararetli bir konu olarak ele alınabileceğini gösteriyor.
Avrupalı NATO müttefiklerinin Türkiye'nin operasyonuna ilişkin eleştirilerini bu toplantıda da gündeme getirmesi bekleniyor. Ancak NATO'da kararların oybirliği ile alındığı için, savunma bakanları toplantısından Türkiye aleyhine bir karar çıkması olanaklı değil.
Kuzeydoğu Suriye'de saha dengeleri değişti
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Brüksel'deki toplantılar sırasında muhataplarına ABD ve Rusya ile varılan anlaşmalar ışığında Kuzeydoğu Suriye'deki son durumla ilgili bilgi vermesi bekleniyor.
Soçi'de Salı günü varılan anlaşma, NATO üyesi Türkiye ile Rusya'nın Barış Pınarı Harekâtı sahası dışında kalan bölgelerde ortak devriye faaliyetlerine başlamasını öngörüyor.
Anlaşma sağlanmasına ve çatışmaların azalmasına karşın NATO müttefikleri, iki konuda kaygılarını dile getiriyorlar: IŞİD ile mücadelede önemli bir performans gösteren YPG'nin bundan sonraki süreçte varlığını nasıl sürdüreceği ve buna bağlı olarak IŞİD ile mücadelenin etkisini yitirmeden nasıl devam ettirileceği.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, IŞİD'in tam olarak yenilmediğini, yeniden canlanma tehlikesinin olduğunu söyledi ve savunma bakanlarının bu konuyu da öncelikle olarak ele alacaklarını kaydetti.
Türkiye'nin askeri operasyonu nedeniyle IŞİD ile mücadelesini sonlandırdığını açıklayan YPG, tutuklu IŞİD üyelerinin tutulduğu cezaevlerini de daha fazla kontrol edemeyeceği mesajını vermişti. Dolayısıyla, savunma bakanlarının, sayıları 10 bini aşan tutuklu yabancı savaşçılar konusunu da ele almalarına kesin gözüyle bakılıyor.
Almanya'nın önerisi masada
Müttefik ülkelerin savunma bakanlarının ele alacağı bir diğer konu ise Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer'in Suriye'nin kuzeydoğusunda Türkiye ve Rusya'nın da katılımıyla uluslararası bir güç tarafından kontrol edilecek bir güvenli bölge kurulması önerisi. Stoltenberg, Alman bakan ile telefonda görüştüğünü ve memnuniyet duyduğu bu önerinin bakanlarca da ele alınacağı kaydetti.
Ancak NATO'da yapılan değerlendirmelerde, Almanya'nın önerisi gerçekçi bulunmuyor. "Suriye konusunda giderek pasifleşen ve devre dışı kalan Avrupalı müttefiklerin yeniden devreye girme girişimi" olarak görülen önerinin özellikle Türkiye-Rusya anlaşmasının ardından yaşama girmesi olanaklı görülmüyor.
NATO, Türkiye'yi korumaya devam edecek mi?
Savunma bakanlarının gündemindeki bir başka önemli konu da, NATO'nun 2012'den bu yana Türkiye'ye sağladığı hava savunma desteğini devam ettirip ettirmeyeceği.
Mevcut durumda İtalya, Kahramanmaraş'ta konuşlandırdığı SAMP/T hava savunma sistemleriyle, İspanya'da İncirlik Üssü'nde yerleşik Patriot sistemleriyle Türk hava sahasını Suriye'den atılabilecek füzelere karşı koruyor.
Ancak Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle Türkiye'ye tepki gösteren İtalya'nın SAMP/T sistemlerini Türkiye'den çekme kararı aldığı basına yansımıştı. İspanya'nın da 2015'den bu yana bulundurduğu Patriot sistemlerini periyodik bakım ihtiyacı nedeniyle çekmeyi düşündüğü kaydedilmişti. Fransa ise 2019 ortasında NATO misyonu kapsamında kendisine ait SAMP/T hava savunma sistemini Türkiye'ye yerleştirme önerisinde bulunmuş, bu teklif Ankara tarafından memnuniyetle kabul edilmişti.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, bu konunun zirveden görüşüleceğini ancak kesin kararın katkıda bulunan ülkelerin ulusal karar alma süreçlerinden tamamlanacağını kaydetti.
NATO'da yapılan değerlendirmeler ise Türkiye'ye kolektif savunma ilkesi ve dayanışma ruhu içinde yapılan bu katkıların Suriye'deki diğer süreçlerden ayrı tutulması gerektiği görüşünün öne çıktığı şeklinde.