Gündem

"Siyasetin hoşuna gitmeyen gruplara, ticaret kanununun bazı hükümleri uygulanarak el konuyor!"

Hukukçular, Koza-İpek holdinge kayyum atanması kararını değerlendirdi

26 Ekim 2015 21:31

Eylül ayı başında şirket binalarına Mali Suçları Araştırma Kurulu ve polis ekiplerince operasyon düzenlenen Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanmasına karar verildi. Şirketin hak ve alacaklarını yönetmekle mesul olan kayyumun bağımsız olması gerektiğine dikkat çeken hukukçular, alınan kararın ekonomi için risk oluşturabileceğini belirtti. Hukukçuların, Koza İpek Grubu'na yönelik alınan kayyum atamasını hurriyet.com.tr'ye değerlendirdi:

Türkiye’de, siyasetin hoşuna gitmeyen tüm gruplara karşı, kimi zaman vergi denetimi, kimi zaman TMSF eli ile kimi zaman da ticaret hukukunun bazı hükümlerin etkin bir biçimde işletildiğini söyleyen Avukat Hüseyin Uğur Poyraz, konu ile ilgili değerlendirmesinde şunları kaydetti:

“Bir şirketin yönetiminin acze düşmesi veya başka bir gerekçe ile şirketi yönetmesi için mahkeme kararı ile kayyuma devredilir. Kayyum, şirketin hak ve alacaklarını iyi yönetmekle mesuldür. Burada kayyumun çok önemli bir görevi var. Hem şirket ortaklarına karşı hem de devlete karşı bağımsız olmak zorunda. Siyasi otoritenin isteği doğrultusunda hareket ederse, kayyum suç işlemiş olur. O nedenle, kayyum atandığı görevi tam bir tarafsızlık ve basiretli bir tacir sıfatı ile yapmak zorunda.”

 

"Siyasetin hoşuna gitmeyen gruplara kanun hükümleri uygulanarak el konuluyor"

 

Bu türden kararların, ekonomi için de risk oluşturacağını, başta yabancılar olmak üzere yatırımcıları ürkütebileceğini ifade eden Poyraz, “Bunlar sorunlu kararlar. Türkiye’de, siyasetin hoşuna gitmeyen gruplara yönelik, kimi zaman vergi denetimleri, kimi zaman TMSF eli ile, kimi zaman da ticaret kanunun bazı hükümleri uygulanarak el konuluyor. Ancak bunlar son derece riskli durumlar” dedi.

Türkiye'de yargı süreçlerinde birçok kişiye yargısız infaz yapıldığını söyleyen Avukat Çağrı Çetin, "Ergenekon soruşturması başladığından beri hukuk herkese lazım diyordum. Devam eden soruşturmalara dair yargısız infazlar yapıldı. Yargısız infaz yapmak bir hukukçuya yakışmaz lakin kayyumun atanması haberi karşısında aklıma ilk gelen orda çalışan basın emekçileri oldu. Siyasi bir intikam operasyonu değil, maddi gerçeğin ortaya çıkmasını dilerim" şeklinde konuştu.

 

"Bu kararların çok ciddi bir biçimde incelenerek ve somut delillere dayanarak verilmesi gerekir"

 

Av. Yasemin Bal ise konu ile ilgili yaptığı değerlendirmede “Savcılığın bu yönde bir karar verebilmesi için ‘aciliyet’ koşulunun gerçekleşmesi gerekmektedir. Soruşturma sırasında tedbir mahiyetinde olabileceğinden Sulh Ceza Hakimlikleri Kanunu kapsamında ve Ceza Muhakemesi Kanunu 133'ncü maddesine istinaden Sulh Ceza Hakimliğince de bu karar verilebilir. Ancak kanun, kayyım atanması kararı verilebilecek suçları teker teker (9 adet) saymıştır” dedi. Av. Bal açıklamasına şöyle devam etti: 

“Bu tip kararların çok ciddi bir biçimde incelenerek ve somut delillere dayanarak verilmesi gerekir. Türkiye ticaret yapan çok uluslu şirketleri dahi ürkütür. Bu firmaların binlerce çalışanı yüzlerce tedarikçileri var. Ekonomi için çok ciddi riskler bunlar. Bu durum, hem yerli yatırımcının hem yabancı yatırımcının, Türkiye’ye yatırım yapma konusundaki planlarını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca bu türden kararların, bir süre sonra yargıdan, Türkiye’ye yüklü faturalar çıkararak dönebileceğini de görmek gerekir” dedi.

 

Eski SPK Başkanı: Böyle olacağı belliydi

 

Sermaye Piyasası Kurulu eski Başkanı Doç. Dr Doğan Cansızlar, Koza-İpek Holding ile ilgili kararın şaşırtıcı olmadığını belirterek, şöyle konuştu: 

“Yargı kararı olduğu için diyecek bir şey yok. Kararın gerekçesini görmek lazım. Holding bünyesinde halka açık şirketler olduğu için Kamuyu Aydınlatma Platformuna bildirilmesi gerekir. Zaten uzun süredir sistematik bir kampanya yürütülüyordu. Böyle olacağı belliydi.