T24- Yazar Özgür Mumcu, Türkiye siyasetçilerin Twitter alışkanlıklarını yazdı. Mumcu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için "büyük harflerle bağırarak herkesi aydınlatma gayretiyle göze çarpıyor" yorumunu yaparken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 4 Ocak günü akşam saatlerinde "2011 yılına girmiş bulunuyoruz" mesajı attığını yazdı.
Özgür Mumcu'nun Radikal gazetesindeki köşesinde yayımlanan yazısı (6 Aralık 2010) şöyle:
Sever misin yoksa AB'ye mi saklarsın?
Her şeyin geleceğinin internette olduğunu derin bir imanla fark etmiş olan kapı komşunuz, yazılarını okuduğunuz gazeteci, iş arkadaşınız ya da hayatta tanımak istemediğiniz kim varsa Twitter’da kendi arsalarında top koşturmakta.
Bu fakir dahil birçok kişinin yaptığı gibi muhtemelen yakın bir zamanda siz de kendinizi adı Twitter olsun başka bir şey olsun bir yerlere bir şeyler yazarken bulacaksınız.
Twitter nam internet mecrası ise meramın azami 140 klavye vuruşuyla ifade edilmesi gereken bir yer olduğu için hal ve gidişat hepten değişik.
Her yere kelamlarını kazımak isteyenlerden oldukları için siyasetçilerin de Twitter’dan geri kalması elbette beklenemezdi ve kalmadılar da. Gerçi hakkını teslim edelim, siyasi analizleri bir Nobel edebiyat ödüllü Churchill’den eksik olmayan Sayın Erdoğan, “Bu iş Twitter mwitter’la olmaz. Bizzat gideceksin sarılacaksın, o tezek kokusunu hissedeceksin” diye buyurdu, elhak.
İstersen hiç başlamasın
Fakat bu kutlu uyarıya rağmen cumhurreisi Abdullah Gül, ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sayıların efendisi Devlet Bahçeli, başmüzakerecilerin en latifi Egemen Bağış ve daha niceleri neredeyse her gün Twitter’a kart basmakta. Sayın Gül bir cumhurbaşkanına yarışan vakar ve zekâ parlaklığıyla mesela şöyle şeyler söylüyor ara sıra: “Twitter’da daha çok bazı konulara ilişkin duygu ve düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.” Heyecan doruğa çıkıyor o anlarda. Nasıl çıkmasın. Duygu var düşünce var, bazı konular var vs.
Sayın Bahçeli Twitter’a ilk girdiğinde acaba gerçekten o mu diye bir şayia çıktı ve fakat ülkücülerin abaküsçü lideri ilk iki mesajla kimliğini ispat etti:
“Bir yazın yanına üç sıfır ekleyin. Sıfırlardan birisi zekâ ve kabiliyet, diğeri bilgi ve eğitim, sonuncusu birikim ve tecrübe olsun. Bulduğunuz 1000 sayısından biri silerseniz kalan üç sıfırdır. Bir anlam ifade ediyor mu? Hayır. Öyleyse bir (1) size göre ne olmalıdır?”
Twitter sitesinin ABD’de konuşlu sunucularının üçte birinin bu mesajlardan beri cevap peşinde harap olarak bozulmasından dolayı sitenin milyonlarca dolar zarara uğradığı biliniyor. Bahçeli aynı zamanda 4 Ocak günü akşam saatlerinde “Sevgili gençler, 2011 yılına girmiş bulunuyoruz. Yeni yılınızı bir kez daha kutluyor sağlık ve mutluluklar diliyorum” mesajıyla Twitter saat ve takvimini altüst ederek ve de Türk’ün gücünü göstererek adının hakkını veren bir lider.
Büyük harflerin ekosu
Kemal Kılıçdaroğlu ise ara ara büyük harflerle bağırarak herkesi aydınlatma gayretiyle göze çarpıyor. Mesela ‘BİZE NEDEN CELALLENİYORSUN! GİT NEYİN VAR, NEYİN YOKSA HALKA AÇIKLA, SONRA DA AMERİKA’DAN HESABINI SOR, YÜREĞİN YETİYORSA’ mesajıyla karşılaşan bir insanın yerinden zıplamaması mümkün değil.
Fakat tüm bu siyasetçi büyüklerimiz arasında kanımca en çok göze çarpan AB’yle müzakereleri yürütmekten sorumlu, Sayın Bağış. Beyaz Türklerin peşinden gideceği bir yaşam koçu ve Avrupa’nın çifte standartlarına kafa tutan bir külhanbeyi aynı kişide cisimleşiyor. Twitter bize bunu gösteriyor.
Müzakere usulleri
Şöyle diyor müzakerelerin baştardası: “Yeni yıla hevesle başlayın, keyifle tamamlayın”. Ya da mesela “Açılmayan fasıl konulu demecime gelen dost cevabı anlamlı. Ağzına sağlık ‘bu son fasıldır ey gönlüm nasıl geçersen geç’ şarkısı değil ki.”
Bağış’ın bilgeliği sınırsız. Son mesajlarından birini paylaşmadan olmaz: “Sevmeden verebilirsiniz ancak vermeden sevemezsiniz.”
Not: Bu cumartesi Metin Göktepe’yi kaybedişimizin 15. yılı. Anma etkinliği saat 11.00’de Esenler-Atışalanı Kemer Mezarlığı’nda. Bunu siyasetçiler Twitter’dan duyurmayacak, orası kesin.