Spor

Sivok halinden memnun

Beşiktaş'ın Çek futbolcusu Tomas Sivok, siyah-beyazlı ekipte uzun süre görev yapmak istediğini belirtti..

23 Aralık 2008 02:00

Beşiktaş'ın Çek futbolcusu Tomas Sivok, siyah-beyazlı ekipte uzun süre görev yapmak istediğini belirterek, ''Olabildiğince uzun süre burada oynamak istiyorum. Bir diğer hedefim de şampiyon olmak'' dedi.


Sivok, kulübün resmi internet sitesinde ''Soru-cevap'' köşesinde taraftarların sorularını yanıtlarken, Beşiktaş'taki hedeflerini ''Kısa vadede hedefim, takımda formamı kaptırmadan sürekli oynamak, yaptığım kontratın sonuna kadar, belki daha uzun süre bu kulüpte görev yapmak. Olabildiğince uzun süre burada oynamak istiyorum. Diğer hedefim ise şampiyon olmak, sonra da Avrupa'da önemli işler yapmak'' diye açıkladı.

Kulübüyle halen 3 artı 1 yıllık kontratı bulunduğunu dile getiren Sivok, Beşiktaş'ın istemesi halinde, bundan sonra yapacağı kontratın da bundan kısa olmayacağını, siyah-beyazlı ekipte oynamaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

Takımda en beğendiği oyuncu sorulunca Sivok, ''Kimsenin, vereceğim cevaba kırılmasını istemem, ama savunma oyuncularından en çok İbrahim Toraman'ı, orta sahada Cisse ve Ekrem Dağ'ı, forvette ise Nobre'yi beğeniyorum'' yanıtını verirken, tam bir savaşçı olarak nitelediği İbrahim Toraman'ın yardımlaşmasının üst düzeyde olduğunu ve takım için elinden gelenin fazlasını yaptığını vurguladı.

Çek futbolcu, kanadında oynamasından en çok hoşlandığı oyuncunun ise Ekrem Dağ olduğunu, çok başarılı bulduğu bu oyuncunun, geleceğinin de güzel olacağını dile getirdi.

Türkiye'de çok kaliteli futbolcular bulunduğunu, bu nedenle gelecek yabancı oyuncuların da üst düzey olması gerektiğini anlatan Sivok, ''Burası futbolda gelinebilecek en üst noktalardan biri. O yüzden, ancak kaliteli bir futbolcuya referans olabilirim'' ifadesini kullandı.

Daha önce futbol oynadığı İtalya ile Türkiye ligleri arasındaki farkla ilgili bir soruyu Sivok şöyle yanıtladı:

''En büyük fark taktik disiplinde. Türkiye, Serie A'ya göre çok daha canlı ve heyecanlı bir lig, ama burada taktik disiplin yok. Burada herkes hücum etmek, ileriye çıkmak, gol atmak istiyor. İtalya'da böyle bir şey görmek mümkün değildir. İtalya'da taktik disiplinden bir anlık kopuş, büyük sonuçlar doğurabilir. Buradakiler çok daha teknik, çok daha hücuma yönelikler. Maçlar bu yüzden daha heyecanlı ve zevkli geçiyor, ama kimi zaman da çok çılgın şeyler oluyor.''

ÇOK KART GÖRMESİ

Çek futbolu Tomas Sivok, maçlarda neden çok kart gördüğü sorusuna, ''Bu benim tercihim. Bulunduğum yere böyle oynayarak geldim. Hocalar da beni bu oyun tarzım yüzünden beğendi'' yanıtını verdi.

Savaşçı bir oyuncu olduğunu ifade eden Sivok, ''Takımda kimsenin yapmadığı işleri yaparım. Oynadığım mevki, gole giden oyuncuyu durdurmak için gerekli sertliği göstermekle yükümlü olduğum bir mevki. Havada ve yerde sert oynayabiliyorum. Savaşçıyım, o nedenle defalarca alnıma dikiş atıldı, burnum kırıldı'' dedi.

TÜRKİYE'DEKİ DOSTLUK

Çek futbolcu Sivok, Türkiye'ye geldikten çok kısa bir süre sonra, yaşadığı dostlukların, kendisinde uzun zamandır burada oynuyormuş hissi yarattığını söyledi.

Zapotocny ile birlikte, futbol oynamak üzere İtalya'ya gittiklerinde, kendilerine ''Doğu Bloku'' ülkelerinden gelen iki soğuk adam gibi yaklaşıldığını anlatan Sivok, ''Takım içinde de rekabetten kaynaklandığını düşündüğüm bir soğukluk vardı futbolcular arasında. Buraya geldiğimde ise teknik direktörümüz bizimle odasında sohbet ettiğinde, son derece arkadaşça yaklaştı. Kafam karıştı ve 2-3 hafta içinde, Avusturya kampındaki zamanlarda, sanki uzun bir süredir burada oynuyormuşum gibi hissettim. Buradaki dostluk, arkadaşlık, bir yabancı futbolcu için çok güzel. Biz de bundan çok mutluyuz. Bu yüzden, burada en azından kontratımın sonuna kadar oynamak istediğimi söylüyorum'' dedi.

KENDİ KALESİNE ATTIĞI GOL

Ankaraspor maçında kendi kalesine attığı gol hatırlatıldığında Sivok, hayatında ilk kez böyle bir gol attığını ve bunun çok kötü bir his olduğunu söyledi.

Bu durumu anlatmanın çok güç olduğunu belirten Sivok, düşüncelerini şöyle ifade etti:

''İnsanın eli ayağı boşalıyor kendi kalesine gol atınca. Topa yetişemediğim için sol ayağımla geldim, en kötü ihtimalle geldiği yere geri göndermek istedim. Top gelirken öyle bir sekti ki ayağımın çok enteresan bir yerine gelip gol oldu. O an hissettiklerimi anlatmanın imkanı yok. Acaba bıraksa mıydım, müdahale etmese miydim gibi pişmanlıklarla dolu birçok soru geliyor aklınıza. Umarım bu kaleme attığım son gol olur.''