Kadir Has Üniversitesi tarafından yapılan Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması (TSSEA) 2018 sonuçları açıklandı. İşsizlik, hayat pahalılığı ve Türk Lirasının değer kaybetmesi Türkiye’nin en önemli sorunları olurken halkın sınır dışı operasyonlara desteği yüzden 56,4’ten yüzde 45,1’e düştü. Araştırmaya göre, bu yıl da 17,6 puanlık artış ile yüzde 81,9 ile ABD Türkiye’ye en çok tehdit oluşturan ülke oldu. Türkiye’nin NATO üyeliğinin devam etmesi gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 58,7 olurken yüzde 41,9’u Türkiye’nin NATO üyesi olmadan da güvenliğini sağlayabileceğini düşünüyor. Kendisini dindar olarak tanımlayanların sayısı yüzde 30,9’a yükselirken kendisini siyasi açıdan muhafazakâr olarak tanımlayanlar ise yüzde 13,5'e düştü. En güvenilir kurum Jandarma olurken araştırmaya katılanların yüzde 53,8'i eşcinsellerle, yüzde 45,8 ise ‘Sığınmacı/Mülteci’ler komşu olmak istemiyor.
Kadir Has Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Merkezi’nin-12 Aralık 2018-4 Ocak 2019 tarihleri arasında, 26 kent merkezinde ikamet eden, 18 yaş ve üzeri bin kişi ile yüz yüze yaptığı araştırmaya göre, 2015 yılında araştırmaya ayrı bir siyasi tanımlama kategorisi olarak eklenen “Dindar” tanımlaması, o tarihten beri sürekli yükseliş göstererek, 2018’de yüzde 30,9’a ulaştı. Aynı süre içerisinde kendisini siyasi açıdan muhafazakâr olarak tanımlayanlar ise sürekli düşerek, 2018’de yüzde 13,5 olarak tespit edildi. Öte yandan, kendini Cumhuriyetçi/Kemalist olarak tanımlayanlar 2017’ye göre 1 puan artarak, 2018’de 16,9 olurken, Sosyal Demokrat olarak tanımlayanlar 4 puan azalarak, yüzde 6,3 olarak tespit edildi. Buna göre, Dindar/Muhafazakâr toplamı 2014’de yüzde 37,1 iken, 2017’ye kadar artarak yüzde 47,4’e ulaşmışken, araştırmada ilk kez bu toplam 2018’de gerileyerek yüzde 44,4 olarak tespit edildi.
En önemli sorunlar işsizlik ve hayat pahalılığı
Araştırma sonucuna göre, halk 2018 yılında işsizlik ve hayat pahalılığının ardından; 'FETÖ' tehdidi ve terörle mücadeleyi Türkiye’nin en önemli sorunları olarak görüyor. 2017’de yüzde 17’lik oranla en önemli üçüncü sorun olarak görülen işsizlik, bu yıl yüzde 27’ye ulaşarak ülke sorunları arasında birinci sıraya yerleşti. 2016 yılında radikal bir artış gösteren 'FETÖ', 2017 yılındaki düşüşünü sürdürerek yüzde 18,1’den, yüzde 16,2’ye gerileyerek 2018’de ülkenin en önemli üçüncü sorunu olarak tespit edildi. “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusuna “işsizlik” yanıtını verenler 2017’de yüzde 17 iken bu sene yüzde 27’ye; “hayat pahalılığı” yanıtını verenler ise yüzde 13,2’den yüzde 17,8’e yükseldi. Öte yandan, coğrafi olarak bakıldığında Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu hariç tüm bölgelerde en önemli sorun ‘işsizlik’ iken, Güneydoğu Anadolu bölgesinde ‘hayat pahalılığı’, Doğu Anadolu bölgesinde ise ‘terör’ en önemli sorun olarak görülmekte.
Ekonomik olarak daha kötü durumda hissediyoruz
Araştırmaya katılanlar yüzde 51,1'i son bir yılda yaşanan ekonomik gelişmelerin kendisini kötü etkilediğini ifade ederken yüzde 21,9’u ise hiç etkilenmediğini belirtmiş. 2016 yılından beri ‘başarılı’ bulunma oranı artışta olan “hükümetin ekonomi politikaları”, 2018 yılında 2017’e göre, 14,2 puan düşerek yüzde 33,5 oldu. Özellikle kendini muhafazakâr ve dindar olarak tanımlayanlar hükümetin ekonomi politikalarını başarılı bulurken, sosyal demokrat ve Cumhuriyetçi/Kemalist olarak tanımlayanlar başarısız buldu.
Sınır ötesi operasyonlara destek yüzde 56,4’ten 45,1’e düştü
Terörle mücadelede sınır ötesi operasyonlara olan desteğin bu yıl yüzde 56,4’ten 45,1’e düştü. Buna karşın Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları halk tarafından başarılı bulunmuş. Hükümetin Suriye politikasının başarılı bulunmasında 2017’ye göre yüzde 4’lük bir düşüş yaşanmış. Hükümetin Suriye politikalarını başarılı bulanların oranı siyasi partilere göre incelendiğinde, AKP’ye oy verdiğini belirtenlerin büyük ölçüde hükümetin Suriye politikalarını‘başarılı’ olarak değerlendirirken, diğer parti seçmenleri arasında ‘başarılı’ bulma oranının daha düşük olduğu görülüyor.
Hükümetin dış politikasını “kesinlikle başarılı” ve “başarılı” bulan AKP seçmeninin oranı yüzde 61,1. MHP seçmenin yüzde 30,5, CHP seçmeninde yüzde 21,2, HDP seçmenin ise yüzde 7 hükümetin dış politikasını başarılı bulduğunu belirtmiş.
Türk halkının yüzde 58,7’lik kesimi Türkiye’nin NATO üyeliğinin devam etmesi gerektiğini belirtirken; ankete katılanların yüzde 41,9’u Türkiye’nin NATO üyesi olmadan da güvenliğini sağlayabileceğini düşünürken, yüzde 34,8’si sağlayamayacağını düşünüyor.
Öte yandan, AB müzakerelerine devam edilmesi gerektiğini belirtenlerin oranı, yüzde 48,9 olarak gözlemlendi.2017 ile karşılaştırıldığında NATO üyeliğine devam konusunda ciddi bir değişiklik görülmezken; AB ile müzakerelere devam edilmelidir görüşü 5,3 puanlık artışla yüzde 48,9 oldu. Yine de bu oranın geçmiş yıllara göre düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Nitekim, halkın Avrupa Birliği üyeliğini destekleme oranı 2014’te yüzde 71,4, 2015’te yüzde 65,1 olarak gözlemlenmişti. 2016’da yüzde 45,7 olarak çıkan oran 2017’den itibaren yeniden artışa geçerek, 2018’de yüzde 51,8 oldu. En fazla yükseliş, 15,4 puan artışla kendini siyasi açıdan “muhafazakâr” olarak tanımlayanlarda gerçekleşti.
Türkiye’nin bölünme tehlikesi altında olduğunu düşünlerin sayısı düştü. “Sizce Türkiye bölünme tehlikesi altında mı?” sorusuna katılımcıların yüzde 18,8’i “Evet” cevabı verdi. 2017 yılında bu oran yüzde 28,8 olarak gerçekleşmişti.
En tehlikeli ülke ABD; tek dost Azerbaycan
Bu yıl da ABD 17,6 puanlık artış ile yüzde 81,9’luk kesim için Türkiye’ye en çok tehdit oluşturan ülke oldu. Türkiye için tehdit oluşturduğu düşünülen ülkeler arasında yüzde 63,3’lük oran ile İsrail ikinci sırada yer aldı. Türkiye’nin en önemli dostu/müttefiki şeklinde ifade edilen ülke ise yüzde 63,6 ile yine Azerbaycan oldu. Azerbaycan’ı KKTC ve Pakistan takip etti. Geçen yıl ile karşılaştırıldığında ankete katılanlara, Türkiye’nin dış politikada iş birliği yapması gerektiği düşünülen ülkeler sorulduğunda, 2017’de başlayan trend devam ederek, ilk sırada yüzde 19,6 ile Müslüman ülkeler çıktı; Müslüman ülkeleri yüzde 18,2 ile Rusya Federasyonu takip ederken, üçüncü sırayı yüzde 17,5 ile “Kimseyle ittifak kurulmamalı/yalnız hareket edilmeli” diyenler aldı.
Yüzde 41,4 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni başarılı buluyor
Ülkenin yönetim tarzı olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini benimseyenlerin oranı yüzde 46,7 olarak tespit edilirken, toplamda başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı alternatiflerini destekleyenlerin oranı yüzde 58,5 olarak belirlendi. Öte yandan, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin performansını nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna yüzde 41,4 “başarılı” yanıtını verirken, yüzde 30,2 “başarısız” yanıtını verdi.
İstanbul büyükşehir belediye başkanı ‘İnançlı Müslüman’ olmalı
Katılımcılara sorulan “Sizce [X Şehri] Büyükşehir Belediye Başkanı olacak kişi size sayacağım özelliklerden hangilerine sahip olmalıdır?” sorusuna İstanbul’da ilk sırada ‘İnançlı Müslüman’ ikinci sırada “çalışkan” karşılığı verilirken; Ankara ve İzmir’de ise ilk iki sırada‘Çalışkan’, ‘Dürüst ve namuslu olmak’ cevapları verildi. Bunun yanı sıra, İstanbul’un en büyük problemi yüzde 36,5 ile ‘Trafik Yoğunluğu’ olurken; Ankara’da yüzde 41 ve İzmir’de yüzde 46 ile ‘Altyapı Sorunları’ oldu.
Araştırma sonuçlarına göre, 31 Mart Belediye Başkanlığı seçimlerinde Türkiye için ‘aday’ ve ‘parti’birbirine yakın öneme sahip gözükmekte olup, oy tercihlerine göre ‘aday’ etkisi yüzde 50,6 olarak belirlenirken; ‘parti’ yüzde 49,4 olarak gözlemlenmiştir.
Siyasi boşluk ‘merkez’de ve ‘sol’da
Ankete katılanların sadece yüzde 28,6’sı siyasette boşluk olduğunu düşünürken, 51,4’ü herhangi bir boşluk olmadığını düşünüyor. Ayrıca siyasi boşluk olduğunu düşünenlere yöneltilen, “Bu Boşluk, Siyasi Yelpazenin Neresindedir?” sorusu verilen cevaplarda boşluğun en çok yüzde 35,7 ile ‘merkez’de ve yüzde 30,8 ile ‘sol’da olduğu yanıtları alındı. Öte yandan Türkiye’de siyasi bir boşluk olduğunu en çok düşünenler yüzde 42,4 ile CHPve yüzde 44,4 ile HDP seçmenleri olurken; bunları sırasıyla yüzde 29,5 ile MHP, yüzde 13,3 ile AK Parti takip etti.
Geçtiğimiz yıla göre düşüş gösterse de, kamuoyunun yüzde 30,8’i halen Türkiye’de yargının siyasallaştığını düşünüyor. Bunun yanı sıra “Türkiye’de bir siyasal kutuplaşma olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna yüzde 38,8 ile ‘evet’ cevabı bu sene de düşüş göstererek araştırma da yerini aldı.
En çok güven duyulan kurum: Jandarma
En çok güvenilen kurum yüzde 55 ile Jandarma olurken ikinci sırada TSK oldu. Jandarma hariç tüm kurumlara güven yüzde 55’in altında kalırken 2017’de Cumhurbaşkanlığı kurumuna güven yüzde 56,5 iken bu yıl bu oran yüzde 44,1'a düştü. Kurumlara duyulan güvenin genel olarak düştüğü gözlemlenirken . Ordu’ya olan güven yüzde 60’dan, yüzde 51,2’ye düştü. En az güvenilen kurum ise, bu sene de değişmeyerek yüzde 31,9 ile yine medya oldu.
Türkiye’de yaşamaktan mutlu olanların sayısı azaldı
Ankete katılanlara sorulan “Türkiye’de yaşamaktan duyduğunuz memnuniyet seviyenizi öğrenebilir miyim” sorusuna yüzde 38,8 ‘mutluyum’ cevabını verirken; yüzde 19,8 ‘mutsuzum’ cevabını verdi. Araştırma sonuçları siyasi parti seçmenleri olarak analiz edildiğinde, Türkiye’de yaşamaktan mutlu olanların AKP seçmenleri olduğu; MHP, CHP ve HDP seçmenlerinin ise oransal olarak ‘ne mutlu ne mutsuz’ olduğu görülmekte.
Araştırmaya katılanların yüzde 20'si imkânı olması durumunda yurt dışında yaşamayı tercih edeceğini belirtirken bu tercihlerindeki en etkili ikinci motivasyonun ise bu sene büyük bir artış ile ‘ekonomi’ olduğunu belirtmiş. Seçmen bazında bakıldığında ise ‘yurt dışında yaşamayı tercih edenlerin’ ilk sırasında yüzde 33 ile HDP seçmenleri geliyor. . HDP’yi yüzde 21,7 ile CHP; yüzde 17,9 ile MHP ve yüzde 10,1 ile AK Parti seçmenleri takip ediyor.
Ankete katılanların %60,9’u hiç kitap okumuyor; %81,4’ü hiç tiyatro’ya gitmiyor
Araştırma sonuçlarına göre, bu yıl hiç kitap okumayanların sayısı 8,1 puan artarak yüzde 60,9 oldu. “Ayda bir gün ya da daha seyrek” okuyanlar ise 4,1 puan artarak yüzde 15,3 oldu. Buna karşın kitap okuyanların yılda okuduğu kitap sayısı 0,4 artarak; 5,4’ten 5,8’e yükseldi. Katılımcılara sorulan “Ne kadar sıklıkla gazete okursunuz?” sorusuna yüzde 57,5 ‘Gazete okumuyorum’ cevabını verirken, gazete okuyanların okuma sıklığı da 2017’ye göre düşerek, haftada ortalama 2,9 gün olarak belirlendi.
Ankete katılanların yüzde 81,4’ü hiç tiyatroya gitmediğini söylemiş. Tiyatroya gidenlerin tiyatrolara gitme sıklığı ise ayda 1,3 günden 0,9 güne düşmüş. Buna karşın ‘sinemaya gitmeyenlerin’ oranı yüzde 37,6’dan yüzde 35,3’e gerilemiş. Sinemaya gitme sıklığı da geçen seneye göre düşüş göstererek ayda 1,5 günden 0,9 güne düşmüş.
Geçtiğimiz yıla göre ‘Günde ortalama TV izleme sıklığı’ 0,6 saat artarak 3,5 saat olurken toplumun yüzde 94,3’ü televizyon izliyor.
İstenmeyen komşular: Eşcinseller Sığınmacı/Mülteci’ler
Araştırmaya katılanlar, yüzde 53,8 ile en çok , eşcinsellerle komşu olmak istemiyor. Eşcinselleri yüzde 45,8 ile ‘Sığınmacı/Mülteci’ler takip ediyor. En çok komşu olarak istenen kesim ise yüzde 57,4 ile ‘Türk’ ve yüzde 48,6 ile ‘Sünni’ler. Yüzde 33,5 ile ‘Ermeni’ ve yüzde 31 ile ‘Rum’lar en az komşu olunmak isteniyor.