Dünya

Sina'da kanlı mücadele

Mısır yönetimi, Sina Yarımadası'nda kanlı saldırılan düzenleyen IŞİD'in uzantısı radikallere karşı sertleşiyor. Alman uzman Stephan Roll, Kahire'nin radikallere karşı izlediği politikayı DW'ye değenlendirdi.

01 Şubat 2015 18:41


IŞİD örgütünün bölgedeki uzantısı geçen perşembe akşamı ve cuma günü bölgede dört saldırı düzenledi. 40 kadar Mısırlı asker hayatını kaybetti, 30 kadar kişi de yaralandı. Siviller de bombaların hedefi oldu. Yetkililer, cuma günü hayatını kaybedenler arasında iki çocuğun da bulunduğunu belirtti. Saldırıların ardından Mısır ordusu Sina Yarımadası'nda geniş çaplı bir operasyon düzenledi.

Mısır'da dehşet saçan radikaller, bundan dört yıl önce 'Ensar Beyt el Makdis' (Kudüs Destekçileri) adıyla Sina Yarımadası'nda bir örgüt kurmuştu. Geçen kasım ayında IŞİD lideri Ebu Bekir el Bağdadi'ye bağlılık yemini eden örgüt, ismini 'Vilaya Sina', yani 'Sina Devleti' olarak değiştirdi. 2011'den beri yüzlerce askerin ölümünden sorumlu olan örgütü, Mısır ordusu da karşılıksız bırakmıyor, bölgede sık sık çatışmalar yaşanıyor. Berlin kentindeki Bilim ve Politika Vakfı'ndan Stephan Roll, Deutsche Welle'ye yaptığı değerlendirmede, örgütün bölge halkının bir kısmından destek aldığını belirterek, cihatçı gruplarla Mısır güvenlik güçleri arasında bir savaş yaşandığını ifade ediyor.

Sina'nın stratejik önemi

Sina, stratejik ve ekonomik büyük önem taşıyan Süveyş Kanalı'na yakın bir noktada. Ülke turizminin de merkezinde yer alan bölge, şimdiye kadar Mısır ve İsrail arasında üç savaşa da sahne oldu. Bölge, daha sonra 1978 yılında imzalanan Camp David Anlaşması uyarınca tamamen Mısırlıların kontrolüne geçti.

Ancak Sina nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Bedeviler, bölgede kendi oluşturduğu yapıyı korumaya devam etti. Kaçakçılık, birçok kişi için hala önemli bir gelir kaynağı. Özellikle İsrail'in abluka altında tuttuğu Gazze'ye silah ve gıda malzemeleri buradan gidiyor. Sina Yarımadası uyuşturucu kaçakçılığının da önemli duraklarından biri.

Bu nedenle Hüsnü Mübarek, devlet başkanlığı döneminde yarımadada asayiş ve güvenliği sağlamak için İsrail'le birlikte hareket etti. Mübarek'in devrilmesinden sonra bölgede güvenlik boşluğu oluştu. El Ariş yakınlarında 2013 mayısında güvenlik güçlerinin kaçırılmasının ardından ise eleştiriler dönemin devlet başkanı Muhammed Mursi'ye yöneldi. Ordu, Mursi'yi Hamas örgütüne karşı yeterli önlem almamakla suçladı. Müslüman Kardeşlere yakın olan Mursi, bir süre sonra da darbeyle görevinden uzaklaştırıldı.

'El Sisi'den sonra kötüleşti'

Mısır uzmanı Stephan Roll, Abdülfettah El Sisi'nin 8 Haziran 2014'deki devlet başkanlığı seçimini kazanmasından bu yana Sina Yarımadası'ndaki güvenlik durumunun daha da kötüleştiğini belirtiyor. Roll, "Bu kesinlikle El Sisi'nin her tür İslamcı muhalefete karşı sert, kanlı ve acımasız bir tavır izlemesiyle de alakalı. Sina'da zaten faaliyette olan cihatçı gruplar, bu yüzden daha fazla rağbet görüyor" diyor.

El Sisi'nin sert tutumu yüzünden ılımlı İslamcıların bir kısmı radikalleşip 'Sina Devleti' örgütüne katıldı. Bölgede örgütün 2 bin kadar militanı olduğu tahmin ediliyor. El Sisi'nin bu katı politikasının doğru olmadığını söyleyen Stephan Roll, El Sisi'nin yurtdışına teröristlerle mücadele ettiğini göstermek için ülkeyi bilinçli olarak kutuplaştırdığı değerlendirmesini yapıyor. Roll, Kahire'nin ancak bu şekilde kendini haklı çıkarabileceğine ve ABD'den askeri destek alabileceğine dikkat çekiyor.

Ortadoğu uzmanı Roll, ABD ve diğer uluslararası aktörler, El Sisi'nin kanlı politikasına mesafeli durmadığı sürece kısa vadede Mısır'da barış sağlanamayacağını düşünüyor. Sina Yarımadası'ndaki şiddet sarmalını kırmak için siyasi çözüm gerektiğini belirten Roll, aksi halde şiddetin ülkenin geri kalanını da tehdit edeceğini ve yeni bir askeri darbenin de kaçınılmaz olabileceğini vurguluyor.