Andriy Smolensky'nin en sevdiği caddede ilerliyoruz. Tiraspol caddelerinde, Land Rover'ının çukurlara ve kırık asfalta girerek sallanmadığı tek yol burası.
Neredeyse gururla, "Böyle olması için yeni bir teknoloji kullandılar. Bütün gün aşağı yukarı sürebilirim" burada araba kullanmaktan nasıl keyif aldığını anlatıyor.
Transdinyester ya da uluslararası tanınırlığı olmayan Transdinyester Cumhuriyeti adeta tarih yapraklarında donmuş bir durumda.
Başkent Tiraspol'da on yıllar önce dağılan Sovyetler Birliği'nin orak çekiç motifi, reklam panolarında ve hükümet binalarında gururla sergileniyor. Parlamentonun dışındaki bir kaide üzerinden bakan devasa Lenin heykeli, şehrin Sovyet geçmişine duyduğu gurur ve nostaljinin bir sembolü.
Ancak kenti bugün de gururlandıran şeyler var.
Salı gecesi, şehrin futbol kulübü Sheriff Tiraspol, 13 kez Avrupa şampiyonu olan Real Madrid'i yenerek, tüm zamanların en büyük Şampiyonlar Ligi şoklarından birine imza attı.
Avrupa'nın en büyük kulüp turnuvasında ilk sezonlarını geçiriyorlar ve grup aşamasındaki ilk maçlarında da Shakhtar Donetsk'i yendikleri için şu ana kadar yüzde 100'le gidiyorlar.
Sheriff daha önce hiç bulunmadığı topraklara ayak basarken, Avrupa futbolu için de aynı durum geçerli.
Şampiyonlar Ligi, Avrupa'nın 'tanınmayan' yönetimlerinden birinde ilk kez oynanıyor.
1992 yılı çatışmaları
Ukrayna sınırında ince bir toprak parçası olan Transdinyester, uluslararası hukuka göre, 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin çöküşü ile kurulan Moldova Cumhuriyeti'ne ait.
1992'de Rusya destekli yerel güçler burada ayrılıkçı bir savaşa girdi. 1000'e yakın insanın öldüğü çatışmalar sonlandığında ve Moldova'ya ait Dinyester nehrinin doğusundaki bu toprak parçasında, uluslararası toplum tarafından tanınmayan bir devlet ilan edildi.
Transdinyester, Moldova'dan bağımsız olma konusunda oldukça kararlı hareket ediyor.
Dünyanın başka hiçbir yerinde alınamayan veya değiştirilemeyen, uluslararası bankacılık sisteminin de dışında yer alan, kendi para birimi Trans Dinyester rublesini kullanıyor.
'Sınır' sadece 20 km uzaklıkta olmasına rağmen, Moldova'dan Tiraspol aranamıyor.
Bölge, yolsuzluk, organize suç ve kaçakçılık konusunda ünlenmiş durumda. Amerikan düşünce kuruluşu Carnegie Uluslararası Barış Vakfı, bu bölgeyi "kaçakçılar için bir sığınak" olarak nitelendiriyor.
Son yıllarda Ukrayna sınırından milyonlarca dolarlık kaçak malın, buraya taşındığına inanılıyor. Buna karşın Tiraspol'de binaların cepheleri dökülüyor ve yollar kırıklar içinde. Başkent, Sovyet grisinde boyanmış bir resim gibi…
Smolensky burada bir ara yayıncılık yapıyordu. Rusya destekli, Almanca yapılan programlarda, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ne, Transdinyester'in "yaymaya çalıştığı mesajı" ulaştırıyordu.
Bu işten önce de, bu bölgenin en büyük özel girişimi olan Sheriff Şirketi'nde çalışıyordu. Şirkete ait futbol kulübü Sheriff Tiraspol'da, yabancı ülkelerden alınan futbolcular için göçmenlik belgelerini hazırlıyordu.
İlk kez bu yıl Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalan takım, 1999'dan beri Moldova'nın futbol liginde mücadele ediyor. Takım, bu dar gelirliler ülkesinde krallar gibi hüküm sürüyor.
Sheriff şirketinin yıllık cirosu, devlet bütçesinin neredeyse iki katı ve bu büyük zenginlikle kulüp direkt olarak finanse ediliyor. Moldova futbolu, buraya kıyasla çok yoksul kalıyor.
Sheriff şirketi ve kulüp
Birinci ligdeki diğer takımlar belediyelerden kiralanan sahalarda oynarken, Sheriff, Tiraspol kentinin hemen dışında özel olarak inşa edilmiş 200 milyon dolarlık bir stadyumda rakiplerini ağırlıyor. Bugüne kadar, mücadele ettikleri 22 sezonun, 20'sini kazandılar.
Sheriff adı, Transdinyester'de güç ile eş anlamlı. Şirket, 1993 yılında, kağıt üzerinde, Sovyet sonrası dönemde yerel polis emeklilerine mali yardım sağlamak amacıyla, bir hayır kurumu olarak kuruldu.
Bugün gıda perakendesinden bankacılığa, medyadan siyasete kadar birçok sektöre hakim durumda. Sözde özel bir işletme olmasına rağmen, Aralık 2020'de siyasi uzantısı Obnovlenie - Renewal ile yerel parlamentoda ezici bir çoğunluk kazandı.
Transdinyester yönetimi ile Sheriff arasında resmi bir bağ bulunmuyor ancak kulübün, siyasi ve ekonomik olarak çok güçlü olduğu kesin.
Ancak futbol kulüp için işler her zaman yolunda gitmedi. Trans Dinyester Futbol Federasyonu üyesi olan Petr Lulenov, kulübün Şampiyonlar Ligi elemelerinde bu sezon elde ettiği başarıya karşın, Avrupa'da son yıllarda kötü gittiğini anlatıyor.
Kulüp için Avrupa'da başarı büyük önem taşıyor
Lulenov, "Güney Amerika ve Afrika'dan yabancı oyuncularla anlaşmak, sonrasında Avrupa arenasında onları parlatıp Rus kulüplerine satmak, kulübün iş modeliydi" diyor.
Ancak yerel ligin zayıflığı ve rekabet eksikliği, oyuncuların standartlarını yükseltmenin önünde engel haline geldi.
Lulenov, "Ayrıca Rusya ve Ukrayna'dan takımların gelip kulübün güzel tesislerini kullanması ve bunun büyük takımlar arasında futbol rekabeti yaratması umuluyordu. Ama istenen şey başarılamadı" diyor
Mevcut takım ise transfer ücretlerinin karşılığını sahada gösterdi. Şampiyonlar Ligi play-off ilk maçında Dinamo Zagreb karşısında galibiyet alan 11 oyuncunun 10'u, henüz 12 ay önce kulübün Avrupa serüvenini tamamlaması sonrası takıma katıldı.
Zaten yerel yeteneklere güvenme konusunda isteksiz olan Sheriff yöneticileri, Moldova Futbol Federasyonu'nun yerli oyuncu kotalarıyla ilgili düzenlemesi sonrası, takımı yabancı oyuncularla doldurdu.
2019 yılında kulübün defterlerinde 11 Moldova pasaportlu oyuncu vardı. Bu sezon ise bu sayı sadece altı. Bunlardan ikisi yedek kaleci, diğer ikisi ise kulüp akademisinden yeni mezun olmuş yedeğin yedeği oyuncular.
Takım, milliyetlerin ve kültürlerin tam bir kolajı. Şampiyonlar Ligi kadrolarında, Malavi, Trinidad ve Tobago, Özbekistan, Gana, Brezilya, Lüksemburg ve Peru'dan oyuncular yer alıyor.
Transdinyester'in olağandışı siyasi statüsü dikkate alındığında, Sheriff'in Moldova'yı temsil ettiğini söylemek zor.
Dinyester nehrinin her iki yakasında, sıradan insanlarla konuştuğumuzda, ülkenin bölünmesinin siyasi seçkinlerden başka kimseye hizmet etmediği görülüyor.
Bu, Ukrayna'daki yetkililer tarafından da kabul gören bir görüş. Odessa'daki üst düzey bir gümrük yetkilisi olan Yulia Maruşevska, 2016'da, "Durum kaçakçılar ve Kişinev ile Kiev'deki üst düzey bazı yetkililer için çok uygun" diyerek bu siyasi durumu kullanarak yapılan yolsuzlukları işaret etti.
Ukrayna'da 2014 yılında başlayan Kırım krizinden bu yana sınır kontrolleri sıkılaştırıldı. Temmuz 2017'de, Ukrayna ve Moldova makamları tarafından ortaklaşa işletilen bir gümrük noktası, sınır köyü Pervomaisc-Kuchurgan'da kuruldu.
Avrupa Yasadışı Ticareti Gözlemevi (Eurobsit), Transdinyester üzerinden yapılan kaçakçılığın %70'inin bu sınır üzerinden yapıldığı, sonrasında Odessa'daki gümrük noktasına girip çıktığını değerlendiriyor.
Ancak Moldova ile Avrupa Birliği arasında 2014 yılında imzalanan, Transdinyester merkezli şirketlerin de dahil edildiği serbest ticaret anlaşması, ticaret rotasını Rusya'dan Moldova'ya ve Batı'ya yönlendirdi.
29 yıldır süren siyasi çıkmaza karşın bir işbirliğinin işaretleri alınabiliyor.
Moldova hükümetinde bakanlık yapmış olan tarihçi Octavian Ticu, "Bu sorun tamamen dondurulmuş durumda değil, daha çok donmuş çözümler üzerinden bir mücadele yaşanıyor" diyor.
"Moldovalılar ve Transdinyesterliler'in birbirlerinden çıkarları var ve ticarette iyi anlaşıyorlar."
Başkentin dışında futbol, geçmişin dehşetli günlerini unutturmak için elinden geleni yapıyor.
Moldova sınırından sadece birkaç kilometre içeride olan ve fakat Trandinyester kontrolü altında bulunan Bendery kasabası girişindeki askerler, yol kontrol noktasına giren çıkan araçları durduruyor.
Yol kenarında duran bir tank, namlusunu gururlu bir şekilde bulutlu gökyüzüne doğrultmuş durumda. Tankın yola bakan tarafında, Kiril harfleri bir yazı yer alıyor: "За родину! - Vatan için!"
Bir eski futbolcunun hatırladıkları
Dinyester'in kıyısında yer alan bu şehir, çapraz ateşin arasına kurulu durumda.
Alexandru Guzun, artan gerilimin savaşa dönüştüğü gün Bendery kentinin kulübü Tighina ile Constructorul'a karşı yapılacak maçta oynayacaktı. Tarih 2 Mart 1992 idi.
Guzun, "Çok iyi bildiğiniz bir şehre gelip, sokaklarda patlayan bombalar görmenin şokunu hayal edebiliyor musunuz?" diyerek o günü hatırlıyor.
Guzun, o gün takım arkadaşlarıyla bir otelde buluştuktan sonra karşılaşmanın yapılacağı stadyumu gidecekti. Ancak olaylar beklendiği gibi devam etti.
"Otel tam nehir kıyısındaydı. Tiraspol'e sadece birkaç kilometre uzakta olması ve Moldovalı askerlerin de diğer yönden buraya gelmesi nedeniyle, fiziksel olarak savaşın ortasında kaldık"
Otele kaçarak girdikten kısa süre sonra, çıkış yolu olmadığını anladılar. Etraflarında patlayan bombalar ve top mermileri ile Guzun ve takım arkadaşları, açık olan tek yola doğru bodrum kata doğru ilerlediler.
Guzun "Bulabildiğimiz her şeyi bodruma indirdik. Yaşamak için ihtiyacımız olan her şeyi. Sırayla birinci kattaki otel restoranına gidiyor ve yeniden yiyecek malzemesi alarak geri aşağı indiriyorduk. Orada üç gün mahsur kaldık" diyerek yaşadıklarını hatırlıyor:
"Kuşatmanın ikinci gününde, ne Moldova ne de Transdinyester tarafında yer alan bazı kişiler otele geldi. En üst kata beyaz bir bayrak diktiler ve onlar da bizimle bodrumda kalmaya başladı.
"Sonra otelde mahsur insanların ayrılmasını sağlamak için iki taraf arasında bir ateşkes anlaşmasına varıldığını öğrendik. Beyaz bayrakla gelen adamlar olmasa bunun gerçekleşebileceğine inanmıyorum.
"Ama halen otelden çıkarak köprünün üzerinden geçmek zorundaydık. Tamam ateşkes vardı ama bu kimsenin ateş etmeyeceği anlamına gelmiyordu. Kimse böyle bir ölümü soruşturacak değildi. Köprü de kurşun izleri ile doluydu."
Alexandru Guzun o sezon sonunda Tighina'dan ayrıldı ve Ukrayna'ya taşındı. Takım arkadaşlarının çoğu da onun gibi yaptı. Aynı yılın Temmuz ayında imzalanan bir ateşkes, çatışmaları sonlandırdı ama kentin, 1992 yılının ilk yarısında yaşananların yaralarını sarması uzun zaman aldı.
Tiraspol'e geri döndüğümüzde, Sheriff'in gücü o kadar net görünüyor ki, yakın bir zamanda Moldova ligindeki dar bütçeli rakipleri tarafından geçilmeleri pek mümkün değil.
Takım, ceçen sezon Divizia Nationala (Moldova Birinci Ligi) şampiyonluğunu, 36 maçta 32 galibiyet ve tek bir yenilgiyle, 16 puan farkla kazandı.
Rekabetin az olduğu lig maçlarının yarattığı sıkıcılığın, Şampiyonlar Ligi'nde Real ve Inter Milan'ın ziyaretleri ile dağılması umuluyordu ki bu umutlar boşa çıkmadı.
Lulenov, "Futbol kulübü asla çökmeyecek" diyor. UEFA'dan gelecek para ve Sheriff şirketinin devam eden desteğiyle, muhtemelen de haklı. Ama Tiraspol'deki yollar halen çatlak.
"Barış ve refah, tek istediğimiz bu" diyor Smolensky, yoldaki başka bir delikten kaçınmak için direksiyonu çevirirken.
"Buna sahip olduğunuzda, diğer her şey kendi kendine hallolur."