Gündem

Seyahatte ishalden korunmak için...

Sık seyahat edenlerin gittikleri yerlerde hastalık kapma riski de yüksektir. Dünyayı dolaşırken mide ve bağırsakları bozmamak için ne yapmak gerekir?

10 Ocak 2017 19:39

Sık seyahat edenlerin gittikleri yerlerde hastalık kapma riski de yüksektir. Dünyayı dolaşırken mide ve bağırsakları bozmamak için ne yapmak gerekir?

Nepal'de duş alırken ağzınızı kapalı tutsanız iyi olur. Katmandu'nun en iyi otelinde de kalsanız dudaklarınıza su değer değmez hastalanacağınız kesindir. Sudaki parazitler ishal, kusma, karın ağrısı, bulantı, şişkinlik ve ateşe yol açar.

Seyahat sırasında görülen en yaygın hastalıklardan biridir ishal. Gidilen yere ve seyahat zamanına bağlı olarak her yıl gezginlerin yüzde 30 ila 70'i ishal olur. Londra'daki bir seyahat kliniğinin yaptığı araştırmaya göre, her yıl 50 milyon Batılı turist bu hastalığa yakalanıyor ve bunların 20 milyonunun tedavi görmesi gerekiyor.

Doktorlar risk bakımından seyahat biçiminin pek fark yaratmadığını söylüyor. Örneğin havaalanına giderken toplu taşıma kullanmak, güvenlikten geçerken ayakkabıları çıkarmak, otobüsle giderken tutamaçlardan tutmak ve sonra da ellerini yıkamadan yemek yemek risk faktörlerini artırır.

Verdiği rahatsızlığa rağmen, norovirüsün neden olduğu kusma ve ishal en kötü seyahat hastalığı değildir. Riskli bölgelerdeki yiyeceklerde enfeksiyona neden olan bulaşıcı mikropların sadece yüzde 10'u norovirüstür.

Bu oran amipli dizanteri ya da Nepal'deki suda bulunan giardia parazitinin oranından daha düşüktür. Mide ve bağırsak bozukluklarının yüzde 80'ine ise bakteriler neden olur.

Zürih Üniversitesi'nde bulaşıcı hastalıklar uzmanı Robert Steffen seyahat sırasında ortaya çıkan ishale neyin yol açtığının tam olarak bilinmediğini söylüyor. Fakat ishal sırasında bol su içmenin ve vücudun kaybettiği tuz ve şekeri solüsyon halinde takviye etmenin önemini vurguluyor (Bu solüsyon, kaynatılıp soğutulmuş bir litre suya altı tatlı kaşığı şeker ile yarım tatlı kaşığı tuz karıştırılarak hazırlanabilir. Bu ölçülere uyulması önemlidir.)

Peki neden bazı bölgelerde risk daha fazladır? Buralardaki restoranlarda hijyen kurallarına dikkat edilmemesi önemli bir etkendir.

Yerliler aynı restoranda yemek yiyip hastalanmazken o bölgeye kısa süreli tatil için giden turistlerin hastalanması ise vücutlarının oradaki mikroplarla ilk kez karşılaşmış olmasıdır. Yani bu mikroplara karşı bağışıklık sistemi henüz gelişmemiştir. Ayrıca yiyeceğin aceleyle hazırlanmış ya da yeterince pişmemiş olmasının yanı sıra aceleyle yenmesinin de bu hastalığa neden olacağı belirtiliyor.

Turist ishali ile gıda zehirlenmesini de birbirinden ayırmak gerekir. Gıda zehirlenmesine, yediğiniz yemekte biriken toksinler neden olur. Bunun belirtisi de kusma ve ishal olsa da bu belirtiler genellikle 12 saat sonra kaybolur.

Riskli bölgelere seyahat edecekseniz ishale yakalanmamak için ne yapabilirsiniz? Steffen sokak satıcılarından yiyecek almamak gerektiğini söylüyor. Fakat "kaynat, pişir, soy ya da unut" ilkesinin tümüyle işe yaramadığını, bazen ne yaparsanız yapın turist olarak ishalden tamamen kaçmanın mümkün olmadığını belirtiyor.

Ancak riski asgariye indirmek için şunlar yapılabilir:

Reading Üniversitesi'nden Glenn Gibson enfeksiyon riskini azaltmak için, 'yararlı bakteri' olarak da bilinen probiyotikler ile kalın bağırsağın florasını olumlu etkileyen prebiyotikleri almak gerektiğini söylüyor.

Probiyotikler sindirimi güçlendirerek enfeksiyon riskine karşı savunma mekanizmasını da takviye eden mikroorganizmalardır. Prebiyotikler ise lifli maddelerdir ve sindirim sisteminde yararlı bakterilerin çoğalmasına yardımcı olan bir ortam hazırlar.

Yoğurt, peynir, mayalı ekmek, lahana turşusu gibi fermente yiyecekler probiyotik bakımından zengindir. Takviye kapsüller ya da yoğurtlu içecekler şeklinde probiyotik almak da mümkündür. Gibson bu bakterilerin insana zarar vermediği gibi, mide ve bağırsak enfeksiyonuna yol açan mikropları bastırdığını söylüyor.

İshale karşı önleyici antibiyotik almak da mümkün. Fakat bunların da dezavantajları var. Gereksiz yere antibiyotiğe başvurmak bakterilerin antibiyotiğe karşı direnç geliştirmesine neden olabiliyor. Ayrıca bu ilaçlar sadece bakterilere karşı etkili; virüs ya da parazitlerin neden olduğu enfeksiyonda işe yaramıyor.

Normalde hastalığa neden olan şeyi bulmak için dışkının laboratuvarda incelenmesi gerekir. Parazitler, virüs ve bakteriler hastada aynı belirtilerle ortaya çıkan hastalıklara yol açabiliyor. Fakat her birine farklı bir tedavi uygulamak gerekiyor. Tedaviyi geciktirmemek önemli. Zira ciddi bağırsak enfeksiyonları yıllar sonra bile rahatsız bağırsak sendromu ya da kronik yorgunluk belirtilerine neden olabiliyor.

Fakat bu yöntemler hata payı içerebiliyor, günler alıyor ve tedaviyi geciktirebiliyor. Hastaların bekleme esnasında su kaybını karşılayacak solüsyonlar içmesi gerekiyor. Ayrıca ishal sırasında bağırsak hareketlerini sınırlayacak Imodium türü ilaçlara başvurulabilir.

Steffen, alışılmış testlerin çok da işe yaramadığını, en sık karşılaşılan ishal nedenlerini bile çoğu zaman tespit edemediğini söylüyor.

PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) yöntemi ise daha modern. Dışkı örneğinde ishale neden olan virüs, bakteri ve parazitlerin genetik izleri aranıyor. Birçok yaygın enfeksiyon kaynağı bu şekilde tespit edilebiliyor.

En önemlisi ise seyahat edeceğiniz bölgede ishalin ne kadar yaygın olduğunu önceden araştırıp hazırlıklı gitmeniz.