Hürriyet yazarı Sevilay Yılman, Olağanüstü Hal (OHAL) Komisyonu'nun hızlı ve titizlikle çalıştığını söyleyerek "şu ana kadar yalnızca 300 kişinin dosyasına bakabildiği" bilgisinin yanlış olduğunu belirtti. Yılman, görüşmeleri sonucunda bu sayının çok daha fazla olduğunu söyledi.
Yılman OHAL Komisyonu'na ilişkin kaleme aldığı bir önceki yazısındaki bazı ifadelerinin yanlış anlaşıldığını belirterek, şöyle dedi:
"Komisyonun, “affetmek” yani kararları ancak somut verilere göre kabul ya da reddetmek dışında bir yetkisi yok! Özetle, yorumumdaki“affetmek” ibaresi yanlış olmuş gerçekten. Bir de, komisyonca başvurusu reddedilenlerin, “FETÖ ile ilişkisinin kesin olduğu” yönündeki tespitte, komisyonun başvurucuların FETÖ’cü olup olmadığını kesinleştiren bir merciymiş gibi anlaşılmasına neden olmuşum yorumumla. Bu da doğru değil çünkü komisyon bu çalışmaları başta MİT olmak üzere İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’na bağlı tüm kurum ve kuruluşlarla birlikte yapıyor."
Sevilay Yılman'ın, "OHAL Komisyonu'nun karara bağladığı dosya sayısı ne kadar?" başlığıyla (25 Aralık 2017) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Keşke elimden daha fazlası gelse... Keşke...” 2 günden beri tarafıma iletilen mektupları okudukça dilime dolanan cümle bu sevgili okurlarım. Aslında daha OHAL Komisyonu ile ilgili yazıyı yazarken tahmin ediyordum binlerce insanın derdini anlattığı mektuplarla karşı karşıya kalacağımı. Biliyorum ki bu mektupları tarafıma ileten herkesin beklentisi, bu köşede o mektubu sizlerle paylaşmam ve ne yaşamış, nasıl yaşamış tek tek aktarmam. İmkân olsaydı evet, ama takdir edersiniz ki bunu yapabilmemin imkânı yok! Yapmaya kalkarsam iş tamamen zıvanadan çıkar; zira bin değil, 10 bin değil, tam 100 binin üzerinde kişi var aynı durumda olan. O nedenle anlayış bekliyorum herkesten ve yapabileceğim tek şeyin de ancak onların durumunu inceleyen, araştıran OHAL Komisyonu’nun çalışmalarıyla ilgili doğru bilgileri aktarmak olduğunu bilmelerini istirham ediyorum.
Bir kez daha tekrarlayayım... İçleri rahat olsun bu insanların. Komisyon çalışıyor. Ve kanaatime göre de olabildiğince titiz ve olabildiğince hızlı. Komisyondaki yetkililerle yaptığım görüşmelerimden bizzat bildiğimi söylüyorum. Bir kere şu “Bugüne kadar ancak 300 kişinin dosyasına karar verildi” bilgisi yanlış. Hem de çok yanlış. Komisyondaki yetkililer ısrarla bir sayı vermekten kaçınıyor ama yaptığım görüşmeler çerçevesinde tahminimi söylüyorum: Rakam 300’ün çok çok üzerinde!
İkincisi de şu: Bir önceki yazımın sonunda, görüşmelerimden edindiğim izlenime göre şöyle bir yorum yapmıştım: “Bence komisyon çok hassas bir çalışma yürütmüş. Bir kere, görevden alınanların tüm itirazlarını dikkate almış. Ve galiba ibadet ya da sosyal çevrenin etkileri gereği yapının bir terör örgütü değil, dayanışma ve yardımlaşma amaçlı oluşmuş bir dini grup yani cemaat olduğu niyetiyle ilişki içerisine girmiş kişileri affetmiş. Affetmedikleri, bu örgütle ibadet ya da ticaret gereği ilişkiye girenler değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın defalarca üzerine basa basa söylediği gibi ihanet amacıyla ilişki kuranlar olmuş.”
Keşke yapmasaymışım bu yorumu. Zira bazıları başka manalar yükledi benim bu yorumuma ve haklı olarak komisyon üyelerini de rahatsız etti bu durum. Komisyonun, “affetmek” yani kararları ancak somut verilere göre kabul ya da reddetmek dışında bir yetkisi yok! Özetle, yorumumdaki“affetmek” ibaresi yanlış olmuş gerçekten. Bir de, komisyonca başvurusu reddedilenlerin, “FETÖ ile ilişkisinin kesin olduğu” yönündeki tespitte, komisyonun başvurucuların FETÖ’cü olup olmadığını kesinleştiren bir merciymiş gibi anlaşılmasına neden olmuşum yorumumla. Bu da doğru değil çünkü komisyon bu çalışmaları başta MİT olmak üzere İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’na bağlı tüm kurum ve kuruluşlarla birlikte yapıyor. Bu kurumlardan gelen istihbaratlar, belgeler, kanıtlar belirliyor komisyonun kararını.
Bir nokta da ByLock meselesinde var. “ByLock bile tek başına kesin delil kabul edilmemiş” ifadesi. Aslında yazdığım doğru ama bu da yanlış anlaşılmış. Açmam gerekiyormuş bu ifademi de. Bildiğiniz gibi, ByLock kullandığı tespit edilen kişi yargı nezdinde kesinlikle örgüt üyesi olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla tek başına kesin delil olmadığı açıklaması doğru olmamış. Dolayısıyla komisyona başvuranlara açık açık sesleniyorum!
Eğer Bylock kendi kullandığınız hatta ve telefonunuzda ise göreve dönmeyi falan unutun! Zira durumu bu şekilde olanlar bilmeliler ki kesinlikle terör örgütü üyesi olarak kabul ediliyorlar ve bu kişilerin işe iadesi mümkün değil. Ancak benim özenle üzerine basa basa vurguladığım şeydi bir önceki yazımda... Eğer kişinin kendi adına olan hattının başkaları tarafından kullanıldığı tespit edilip ByLock programını da onların indirdiği kesinleştirilmişse ve bu kişinin FETÖ ile başka bağlantısının da olmadığı anlaşılmışsa, kanıtlanmışsa, göreve iadesi mümkün. Aksi imkân, ihtimal dahilinde değil!