Gündem

#SenDeAnlat - Eda Pera Küçük: Ünlüler uğradıkları tacizi ortaya çıkarmaktan çekiniyor

Sunucu Eda Pera Küçük, tiyatrocu eski sevgilisinden gördüğü fiziksel ve psikolojik şiddeti Ocak ayında Twitter'dan attığı mesajla tüm Türkiye'ye duyurmuştu. Ardından hem kendisi, hem de onun gibi şiddete ve tacize uğrayan diğer kadınlar için mücadeleye ba

29 Nisan 2018 20:30

Sunucu Eda Pera Küçük, tiyatrocu eski sevgilisinden gördüğü fiziksel ve psikolojik şiddeti Ocak ayından Twitter'dan attığı mesajla tüm Türkiye'ye duyurmuştu.

Ardından hem kendisi, hem de onun gibi şiddete ve tacize uğrayan diğer kadınlar için mücadeleye başladı.

Eda Pera Küçük bu süreçte Türkiye'nin dört bir yanından benzer hikayeleri olan birçok kadının kendisine ulaştığını ve yardım istediğini söylüyor.

Küçük'e göre Türkiye'de ünlüler dünyasında da "erkeğin kadına şiddeti" var ancak birçok farklı sebepten ötürü bu olaylar gün ışığına çıkmıyor.

Küçük, yaşadığı süreci ve başından geçenleri #SenDeAnlat yazı dizisi kapsamında BBC Türkçe'ye anlattı.

1991 yılında İstanbul Kadıköy'de doğdum. İletişim Akademisi'nde spikerlik üzerine 3 yıl ciddi eğitimler aldım. İstanbul Üniversitesi'nde Halkla İlişkiler bölümünü kazandım ve ara verdim. Çeşitli medya kuruluşlarında, televizyon kanallarında spikerlik-sunuculuk yaptım. Bir yandan da halkla ilişkiler danışmanı olarak çalışmalar yürüttüm.

2014-2015 sezonunda İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda çalışırken tanıştığım şahıs ile kararlı ve ciddi bir ilişki yaşamaya başladık. İlişkimizin birinci yılının sonlarına doğru şahsın bir televizyon dizisinde rol almasının ardından kendisinde değişiklikler oldu. Bir arada yaşamaya başladıktan sonra birden fazla kez fiziksel şiddete maruz kaldım. Bunlar hakkında suç duyurusunda bulundum. Ancak esas mağdur olduğum konu uğradığım psikolojik şiddettir. Psikolojik şiddetin travmalarını hala tam olarak atabildiğimi söyleyemem. Ama bunu başarmak için gayret gösteriyorum, çabalıyorum, çalışıyorum.

Mayıs 2017'de başlayan hukuksal mücadelemin ilk neticesi olan koruma kararı ile bir nebze olsun rahatladım. Ancak bir yandan aslında bu durumun ne kadar mühim olduğunu ve benim gibi birçok kadın olup, sesini çıkartamadığını fark ettim.

Bu artık kadın-erkek meselesi değil oldukça gündemde olan kadına şiddet probleminin sadece orta sınıf ailedeki ya da Anadolu'daki kadının başına gelmediği gerçeği. Ünlüler dünyasında da böyle bir gerçek var ve bunu birçok sebepten ortaya çıkartmaktan çekinen ünlüler var. Ben her iki kadın prototipini yansıtan bir kadın olarak, artık susmayacağım diye kendi kendime söz vererek hukuk mücadelesi başlattım.

https://twitter.com/EdaPeraKucuk/status/952973399218905088

T.C Devleti ve milletinden daha güçlü olduğuna inanmadığım bir insan için, kadınların gerçek yoldaşı olan hukuka sığındım. Milletimin ve devletimin bana ailemden sonra sahip çıkacak tek ailem olduğunu fark ettim.

6284 Sayılı Kanuna Göre Aleyhine Koruma Kararı çıkmasına rağmen şahıs bu kararı dinlemeyerek kararı ihlal edip 3 gün zorlama hapis yattı. Hayatıma, hayallerime ve geleceğime bir an önce dönmek ve bu hukuksal mücadelemin bir an önce sonlanması adına şahsın ve çevresinin yarattığı korku dünyasından kurtulmamın tek yolu kendimi en yalnız hissettiğim anda sosyal medyadan attığım o çığlıktı, beni yeniden hayata ve hayallerime bağlayan.

Öncelikle belirtmem gerekir ki bence toplumumuzun ezici bir kesimi kadına, çocuğa, hayvana kısaca şiddetin ve istismarın her türlüsüne karşı. Ben bana gelen mesajların çokluğundan ve yoğunluğundan dolayı gelecek için umutlandım.

Artık anladım ki şiddete yönelen hastalıklı zihniyet bu toplumda küçük bir azınlıktır. Belki yok olmayacaktır. Ancak en az insana ve canlıya zarar verecek hale getirilecektir. Burada savcılarımızın, kolluk kuvvetlerimizin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'mızın son derece aktif, donanımlı, konuya hakim, şiddete karşı işlerliği yüksek bir mekanizma kurmuş olduklarını belirtmek istiyorum. Yolun başında en büyük desteği devletimizin hakim, savcı ve polislerinden gördüm.

Daha sonraki aşamada başta Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olmak üzere desteğini esirgemeyen tüm kadın derneklerinin dokunuşlarıyla mevzu bahis bu çaresizlik duygusu, bir onur mücadelesine dönüştü. Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın elini omzunda hissetmenin vermiş olduğu güvenle bu mücadeleyi yürütecek güce yeniden sarıldım.

Olumlu olumsuz pek çok tepkiler aldım. Olumsuz tepkilerin bir kısmı şiddete destek olup beni suçlarken, bir kısmı da geç kaldığım için beni eleştirdi.

Evet, böyle bir oluşumun tohumlarını ektik. Ancak henüz küçük bir fidan. Konuyla ilgili derneklerden öğreneceğimiz çok şey var, çalışmalarımız devam ediyor.

Dünyada birçok kadın ben de şiddete, tehdite, cinsel istismara, tacize maruz kaldım diyerek travmalarından kurtulup haklarını arama yollarına gidiyor. Ama çerçevenin asıl büyük kısmında ne yazık ki kadınlar fiziksel olarak güçlü olmadıkları için sessiz kalıyorlar.

Şiddetin bir sonraki aşaması aslına bakarsanız insanlığın son noktası sayılabilecek ölme korkusu. Kadınların seslerini çıkartamayışındaki en acı gösterge kesinlikle ölmek istemiyor oluşları. Şunu anlamak lazım, bu kadına karşı şiddet değil, erkeğin kadına şiddeti. Korkmasınlar artık, biz kadınlar çok güçlüyüz. Sesimizi çıkardığımız sürece insanlık adına kadınlar ve erkeklerin beraber hareket ederek şiddetin azaltılabileceğine inanıyorum.

Yasal düzenleme yani cezalar artsın. İyi hal kesinlikle olmasın. Erkekler eğitilsin. Hukuk süreci uzun, zor ve pahalı, kadınlar bu süreçte desteklensin. Toplumun bakışı değişsin.

Son olarak şunu söylemek lazım, tacize uğrayan kadın suçlu değildir.

#SenDeAnlat