Çin hükümetinin, Hong Kong’da 2017’de ilk kez yapılacak liderlik seçimine katılacak adayları inceleme ve seçimlere kısıtlama getirme planlarını hedef alan protestoların lideri olarak 17 yaşında bir öğrenci olan Joshua Wong öne çıktı. Pekin yanlısı Hong Kong gazetelerinin ‘ABD maşası’ eleştirilerine hedef olan Wong, hükümete karşı bir muhalefetin sembolü olmasının yanında, anti-milliyetçi eğitimin de bir sembolü olarak kabul ediliyor.
Joshua Wong kimdir?
Hong Kong’da yönetimin Britanya’dan Çin’e devredilmesinin ardından yetişen ilk kuşağın temsilcilerinden olan Wong, Çin Ulusal Günü’nde bayrağın göndere çekilip milli marşın okunduğu törenden saatler sonra protestoculara şöyle seslendi:
“Marş başladığında hislenmekten ziyade öfkelendim. Hele ‘Köle olmayı reddedenlerin hepsi, baş kaldırsın’ mısrasına geldiğinde. Bugün bize ettikleri köle muamelesi değilse, nedir?”
Hong Kong, 2. Dünya Savaşı’ndan 1997 yılına kadar geçirdiği “kiralama dönemi” ve ardından gelen Çin egemenliği sürecinde, “tek ülke, iki sistem” anlayışı içinde ciddi bir özerklikten yararlanılıyor. Protestocular seçim sistemlerine yönelik müdahaleyi yerleşik kişisel özgürlüklere yönelik daha geniş bir müdahalenin parçası olarak görüyor.
Peki büyük bir kitle desteğini arkasına alan “Şemsiye Devrimi”nin lideri 17 yaşında bir öğrenci olan Joshua Wong kimdir?
Joshua Wong Chi-fung, Hong Kong’lu bir öğrenci ve aktivist. Wong Scholarism isimli Hong Konglu öğrenci aktivist grubunun organizatörü ve kurucusu. Lise eğitimini United Christian College’da alan Wong, şimdi Hong Kong Open Üniversitesi’nde okuyor.
13 Ekim 1996’da Hong Kong’da doğan Wong, erken yaşta toplum için çok önemli biri haline geldi. Katıldığı ilk protestolardan biri 2010’daki yüksek tren karşıtı protestoydu. 2011 Mayıs ayında, Wong ve okuldan arkadaşı Ivan Lam, “Scholarism” adlı aktivist öğrenci grubunu kurdu.
Wong ,2012’de hükümetin “vatansever eğitim” planını “ÇKP’nin beyin yıkama programı” diye niteleyerek protestolar düzenlediklerinde, oldukça dikkat çekti. 100 bin kişinin katıldığı protestolar karşısında Hong Kong yönetimi “vatansever eğitimi” rafa kaldırdı.
Wong, Hong Kong’da 27 Eylül 2014’te demokrasi talebiyle başlayan protestolar sırasında polis tarafından tutuklanan 78 kişiden biriydi. Protestolar esnasında 200 gencin, işgal çağrısı yapılan Yurttaş Meydanı’na girerken gözaltına alınıp kelepçelenmesinin ardından, on binlerce insan sokağa döküldü. Polisin şiddet kullanımı ve protestocuları gözaltına alarak olayları bastırmaya çalışması, halk arasında gerginliği daha da arttırdı ve protestoların büyümesine neden oldu. Olaylar esnasında gözaltına alınan kişiler kısa süre içerisinde serbest bırakılırken, Wong yaklaşık iki gün boyunca tutuklu kaldı.
Wong, hükümete karşı bir muhalefetin sembolü olmasının yanında, anti-milliyetçi eğitimin de bir sembolü olarak kabul ediliyor. Ancak Pekin yanlısı Hong Kong gazeteleri Wong için ‘ABD’nin maşası’ yorumunda bulunuyor.
Gözlemciler, 1842-1997 arasında Britanya yönetiminde bulunan Hong Kong’un Çin yönetimi altında girmesinin ardından yetişen ilk kuşağın, Pekin’den en yabancılaşmış kuşak olduğu, bu yüzden de “isyankar oldukları” değerlendirmesinde bulunuyor.
Hong Kong’un, Çin’e devirden 9 ay önce doğan Wong, ÇKP’nin Hong Kongluları “Yurtsever Çin vatandaşları”na çevirmek için kolları sıvadığı dönemde yetişti. Siyasi partilerin ötesinde, internette isyan edip örgütlenen gençlerin yıldızı haline gelen Wong, eylemde değilse, kameralara konuşuyor, yolda tanımadığı insanlar kendisine selam veriyor, derslerinin nasıl gittiğini soruyor.
Wong, daha Pekin yeni seçim yasasını açıklamadan önce şunları söylemişti:
“Seçim reformu aslında bir nesil savaşıdır. Biz lise öğrencileri ideallerimize sadığız. En ön cephede öğrenciler durmayacaksa, kim duracak.’’
Wong’un “Şemsiye Devrimi” sırasında yaptığı bir konuşmada şu ifadeler ye aldı:
“Wong, Hong Kong’daki her şey için karar veren sadece tek bir kişi var; o da Leung. Eğer Leung bizim taleplerimizi kabul edebilirse, hareket kendiliğinden sona erecektir.”
Çin Ulusal Günü’nde bayrağın göndere çekilip milli marşın okunduğu törenden saatler sonra hükümet merkezini çevreleyen protestoculara şöyle seslendi:
“Marş başladığında hislenmekten ziyade öfkelendim. Hele ‘Köle olmayı reddedenlerin hepsi, baş kaldırsın’ mısrasına geldiğinde. Bugün bize ettikleri köle muamelesi değilse, nedir?”