Dünya

Sekiz soruda Hong Kong'da ne oluyor?

Hong Kong'da, kentin yeni liderinin nasıl seçileceğine dair tartışmalar nedeniyle tansiyon yüksek

30 Eylül 2014 18:09

Hafta sonu yaşanan olağanüstü sahneler Hong Kong'da demokrasi talebinin ölçeğini gösterdi. Kent sokaklarında gösteri düzenleyen binlerce kişiye polis biber gazıyla müdahale ediyor. Yönetim, sürekli göstericileri uyarıyor.

Hong Kong'da seçimler 2017'de yapılacak. Ancak Çin hükümeti seçimlerde kimin aday olabileceğiyle ilgili kısıtlamalara gitme planını gündeme getirdi. BBC Türkçe'de yer alan habere göre, öğrenciler ve demokrasi yanlısı eylemcilerin bu plana karşı yürüttüğü kampanyalar hafta sonu kitlesel gösterilere dönüştü. Gösteriler Çin tarafından kınandı. Hong Kong'da neler olup bittiğine dair temel sorular ve cevapları şunlar:

 

Göstericiler kim?

 

Gösteriler temelinde, demokrasi yanlılarının oluşturduğu Occupy Central'ın (Merkezi İşgal Et) başlattığı bir sivil itaatsizlik hareketi. Merkezi İşgal Et'in uzun adı Occupy Central with Love and Peace (Aşk ve Barışla Merkezi İşgal Et). Bu hareket aylardır, Pekin'in seçimlerle ilgili yeterli reformları yapmaması durumunda gösteriler düzenleyeceğinin sözünü vermişti. Kampanyayı yürütenler siyasi reform ve uluslararası standartları karşılayan ölçüde demokratik seçimler talep ediyor.

 

Merkezi İşgal Et, Pekin'in 2017'de gerçekleşecek seçimlerin tam anlamıyla açık olarak yapılmasını engelleyecek düzenlemesine cevap olarak, 1 Ekim'de şiddet içermeyen bir kitlesel kampanya başlatacağını duyurmuştu. Ancak hafta sonu Hong Kong'daki yönetim binalarının dışında öğrencilerin öncülüğünde gösteriler düzenlenmesi üzerine kendi eylemlerini erkene çekti.

 

Peki öğrenciler kim?

 

Üniversite öğrencileri 22 Eylül'de ayrı olarak demokrasi yanlısı gösteriler başlattı. Eylemlere dersleri boykot ederek başladılar. Bunu takiben hafta içinde orta öğretim öğrencilerinin de kendilerine katılımıyla safları genişledi. Cuma günü gösterici öğrencilerin ana yönetim yerleşkesini işgal etmesiyle tansiyon yükseldi. Bu göstericilerin sayısı giderek artarken Merkezi İşgal Et de kendi eylemlerinin başlangıç tarihini değiştirdi.

 

Hong Kong'un Çin yönetimi altında olduğu düşünüldüğünde göstericiler gerçekten bir fark yaratabilir mi?

 

Gösteriler başlamadan önce Merkezi İşgal Et'i yaratanlar, hareketin Çin yönetimini etkilemesinin büyük ölçüde mümkün olmadığını kabul etmişti. Kitle gösterileri Hong Kong'da önemli bir rol oynuyor. Yerel halkın ifade özgürlüğü ve gösteri düzenleme hakkı var ancak kendi yönetimlerini doğrudan seçemiyorlar. Birçok kişi sokaklara çıkmayı değişimi zorlamanın bir yolu olarak görüyor. Bazı gösteriler başarıya ulaştı. 2002'de, tartışmalı bir ulusal güvenlik yasası olan 23. kanun maddesinin teklifi protestolara neden oldu. Öneri, gösteriler sonrası geri çekildi. Yönetim ayrıca, 'vatansever eğitim sınıfları' önerisini de, protestolarla karşılaşması sonrası geri çekti. Bugünkü protestolar söz konusu gösterilerin en büyüğü ve tahmin edildiğinden daha ateşliler. Ancak göstericiler Pekin'den çok büyük ve hayli hassas tavizler vermesini istiyor. Tam anlamıyla bir demokrasi istemek Hong Kong'un nasıl yönetildiğini radikal olarak değiştirir ve Pekin bunu kendi otoritesine yönelik doğrudan bir meydan okuma olarak görür.

 

Gösteriler ne kadar şiddetlenebilir?

 

Hong Kong'da sık sık gösteriler düzenlenir ve bunlar genelde barışçıldır ve de iyi düzenlenmiştir. Ancak yıllar içinde protestolar, Hong Kong'da siyasetin kutuplaşmasıyla, daha cepheleşmiş bir hale geldi. Son yıllarda demokrasi yanlısı ve Pekin yanlısı göstericiler arasında bazı çatışmalar yaşandı. Son eylemde göstericiler hükümet binalarına topluca girme girişiminde bulundu. Gösteriyi düzenleyenler Merkezi İşgal Et'in şiddete başvurmayan bir hareket olduğunda ısrarcı. Ancak eylemleri eleştirenler, eylemi düzenleyenlerin kitleyi kontrol edemeyeceğine dair kaygılılar. Öğrencilerin öncülüğünde hızla büyüyen ve şimdiden hükümet binalarına topluca girme eylemlerini de içeren gösteriler ortadaki dinamiği değiştirebilir.

 

Hong Kong halkı gösteriler hakkında ne düşünüyor?

 

Çok farklı görüşler mevcut. Son aylarda hem demokrasi yanlısı hem de yönetim yanlısı grupların eylemlerine on binlerce insan katıldı. Hong Kong 'işe, güce' önem veren bir kent.

Birçok kişi, ekonominin zarar görebileceği korkusuyla e sivil itaatsizlik eylemlerine katılmak ya da Pekin'e kızmakta gönülsüz. Bazıları Çin'in düzenlemesini kabul etmenin faydacı bir seçenek olduğunu söylüyor, bu anlayışla kabulü savunuyor.

Bununla birlikte hatırı sayılır büyüklükteki bir kesim de daha fazla demokrasi istiyor ve gerçekten bir seçim yapma tanımadığını öne sürdüğü Çin'in önerisine kızgınlığını gösteriyor.

 

Kilit oyuncular kimler?

 

Merkezi İşgal Et hareketini destekleyen, gösterilerin en önemli düzenleyicileri; hukuk profesörü Benny Tai, sosyoloji profesörü Chan Kin-man ve papaz Chu Yiu-ming.

Bu kişiler demokrasi yanlılarının nispeten ılımlı yüzleri olarak kabul ediliyor. Hareket, Hong Kong'daki demokrasi yanlısı kampın parçası birçok siyasi parti tarafından destekleniyor. Destekleyiciler bugüne dek her zaman birlik içinde hareket etmedi. İçlerinden bazıları sadece Pekin'i kızdırma ihtimali az olan daha yumuşak reformları destekledi. Ancak Çin'in Ağustos ayındaki kararı birçoğunu bir araya getirdi. Onlar, Çin'in, aday olmak isteyenlerle ilgili kısıtlamaları anti-demokratik ve kabul edilemez olduğunu düşünüyor.

Öğrenci cephesinde Alex Chow ve Lester Shum ön planda. Chow ve Shum Hong Kong Gazeteciler Federasyonu'nun liderleri. Joshua Wong, Öğrenim hareketinin lideri. Wong, iki yıl boyunca 'vatansever eğitime' karşı kampanya yürüttü.

Bu üç kişi de öğrenci eylemleri başladığında gözaltına alındı ancak daha sonra serbest bırakıldı. Harekete karşı kilit oyuncular, Çin ve Hong Kong yönetimi yetkilileri. Pekin'e ve iş dünyasına yakın partiler eylemlere karşı olma eğilimdeler. Ayrıca Merkezi İşgal Et hareketine karşı yeni birkaç grup da kurulmuş durumda.

 

Çin'i kaygılandıran ne?

 

Çin Komünist Partisi, kendi otoritesine bir meydan okuma olarak algılanabilecek herhangi bir hareket de istemiyor, demokrasi yanlısı kampanyanın Hong Kong'dan Çin'e sıçramasını da.

Devlet medyası, 'dış güçleri', Hong Kong'un işlerine karışmak ve 'ayrılıkçı duyguları' cesaretlendirmekle suçluyor. Çin'in, Hong Kong yönetiminin hareketin üstesinden gelememesi durumunda, Merkezi İşgal Et hareketini baskılama çabalarına dâhil olup olmayacağı konusunda söylentiler dillendiriliyor. Bununla birlikte uluslararası çaptaki ve iş dünyasındaki yankılarını dikkate alarak Çin'in bunu, vurulacak son çare olarak gördüğü düşünülüyor.

 

Bundan sonra ne olacak?

 

Hong Kong yönetimi 2017'deki doğrudan seçimlerin yapılmasına imkân sağlamak için siyasi yapıda bir dizi reform yapmak zorunda. Mecliste olası bir veto için yeterli sayıda üyesi bulunan demokrasi yanlısı milletvekilleri, Çin yönetimine dayanan tüm önergelerin aleyhinde oy kullanacaklarını söyledi. Eğer önergeye aleyhinde oy kullanılarak engel olunursa, Hong Kong genel oy hakkını yürürlüğe koyamayacak.

Bu durumda seçim sürecinin önceki gibi gerçekleşmesi, yani çoğu Pekin yanlısı 1200 kişilik bir komitenin yönetim liderini seçmesi bekleniyor. Ancak Hong Kong'un bundan önce sokaklardaki mevcut kördüğümden kurtulmak için bir yol bulması gerekiyor.