Gündem

Sedat Peker: Yüce Allah Erdoğan'a 'yürü ya kulum' demiş

'Benim yerimi kimsenin doldurabileceğini zannetmiyorum'

21 Aralık 2014 22:52

Ergenekon davasında 5 yılı aşkın tutukluluk hali göz önünde bulundurularak 10 Mart 2014’te tahliye edilen Sedat Peker, “Ba­zı in­san­lar var­dır top­lum için­de on­lar­la il­gi­li şun­la­rı du­ya­rız; ‘do­ğuş­tan şans­lı', 'Yü­ce Al­lah yü­rü ya ku­lum de­miş',  ‘rüz­gar ne­re­den eser­se es­sin tüm rüz­gar­lar onun yel­ke­ni­ne gi­di­yor' gi­bi halk de­yiş­le­ri­nin ta­ma­mı Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mız Er­do­ğa­n’­a uy­mak­ta­dır” dedi.

Peker, “Bü­tün her­kes gü­cü­nü kay­bet­ti­ği­ni dü­şü­nür­ken ulus­la­ra­ra­sı den­ge­ler­de­ki biz­le il­gi­si ol­ma­yan mu­ci­ze­vi de­ği­şik­lik­ler ken­di­si­nin tek­rar­dan önü­nü açıp güç­len­me­si­ni sağ­la­mak­ta­dır. Rus­ya­’nın Kı­rı­m’­ı iş­gal et­me­si, pet­rol fi­yat­la­rı­nın düş­me­si ve bu ge­liş­me­le­rin ne­ti­ce­sin­de or­ta­ya çı­kan birçok şey... Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mı­zı se­ven­le­rin­ de sev­me­yen­le­rin­ de ka­bul et­ti­ği tek ger­çek ül­ke­mi­zin ilk Cum­hur­baş­ka­nı Ata­tür­k’­ten son­ra tarihte yer ala­cak ve unu­tul­ma­ya­cak bir li­der ol­du­ğu­dur” diye konuştu.

Hapiste geçirdiği süre zarfında İstanbul’da yaşanan değişiklikle ilgili bir soruya Sedat Peker, “Be­nim ye­ri­mi kim­se­nin dol­du­ra­bi­le­ce­ği­ni zan­net­mi­yo­rum. Bu ko­nu­da mü­sa­ade­niz­le bi­raz me­ga­lo­man­lık yap­mak is­te­rim. Be­nim öz küt­lem öy­le her­ke­sin dol­du­ra­bi­le­ce­ği bir şey de­ğil­dir. Ken­dim­ce bir tar­zım, far­kım ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum” cevabını verdi.

Vahdet gazetesinde yayımlanan Sedat Peker söyleşisi şöyle:

Ce­za­evin­den çık­tık­tan son­ra na­sıl bir İs­tan­bul ile kar­şı­laş­tı­nız? Yok­lu­ğu­nuz­da ye­ri­ni­zi kim­ler ne şe­kil­de dol­dur­muş si­ze gö­re? 

Ce­za­evin­den çık­tık­tan son­ra ka­rı­şık bir İs­tan­bul ile kar­şı­laş­tı­ğım bir ger­çek­tir. Be­nim ye­ri­mi kim­se­nin dol­du­ra­bi­le­ce­ği­ni zan­net­mi­yo­rum. Bu ko­nu­da mü­sa­ade­niz­le bi­raz me­ga­lo­man­lık yap­mak is­te­rim. Be­nim öz küt­lem öy­le her­ke­sin dol­du­ra­bi­le­ce­ği bir şey de­ğil­dir. Ken­dim­ce bir tar­zım, far­kım ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum.

Ce­za­evin­den tah­li­ye ol­duk­tan son­ra yap­tı­ğı­nız açık­la­ma­lar özel­lik­le sos­yal med­ya­da bir hay­li il­gi gö­rü­yor. Yo­rum­la­ra göre önem­li bir ke­simce se­vi­li­yor­su­nuz da. Bu te­vec­cü­hü ne­ye bağ­lı­yor­su­nuz?

Geç­miş­te med­ya pat­ron­la­rı bel­li ai­le­ler­den­di ve on­la­ra te­tik­çi­lik ya­pan ba­zı in­san­lar siz­le il­gi­li ne ya­zar-çi­zer­ler­se o şe­kil­de ta­nı­nı­yor­du­nuz. An­cak sos­yal med­ya sa­ye­sin­de şart­lar de­ğiş­ti. Ar­tık her­ke­sin ken­di­ni ifa­de ede­bil­me hak­kı var. Ben bir şe­kil­de ken­di hi­ka­yem­den in­san­la­ra bah­se­di­yo­rum. Yü­ce Al­la­h’­a şü­kür­ler ol­sun ki pay­la­şım­la­rım top­lam­da en az mil­yo­nun üze­rin­de her gün eri­şim alı­yor. Bu ti­ra­jı ya­ka­la­ya­bi­len hiç bir ga­ze­te ol­ma­dı­ğı­na gö­re hal­kı­mız geç­miş­te ken­di­si­nin ba­zı med­ya grup­la­rı ta­ra­fın­dan al­da­tıl­ma­sı­nın in­ti­ka­mı­nı şah­sı­ma te­vec­cüh gös­te­re­rek alı­yor.

Yan­lış­la­rı­nız ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yor mu­su­nuz. Öy­le ise, ne­ler­dir bun­lar?

Yan­lış­la­rım ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum. Çev­rem­de­ki ar­ka­daş­la­ra kar­şı inanç ko­nu­sun­da çok tes­li­mi­yet içe­ri­sin­dey­dim. İn­san­la­ra ezi­yet et­tik­le­ri­ne inan­mak is­te­me­dim. An­cak or­ta­da böy­le bir ger­çek ol­du­ğuy­la ba­zı dost­la­rı­mın uya­rı­la­rı sa­ye­sin­de ha­ber­dar ol­dum. Mağ­du­ri­ye­te uğ­ra­yan ki­şi­le­ri bu­lup özür di­le­ye­rek uğ­ra­dık­la­rı hak­sız­lı­ğı te­la­fi et­me­ye ça­lış­tım. Bu olay­la­rın be­nim bil­gim da­hilin­de ol­ma­dı­ğı­nı an­lat­tım. O ki­şi­ler­de za­ten on­la­ra ya­pı­lan hak­sız­lık­la­rın ben­le il­gi­li ola­bi­le­ce­ği­ne as­la inan­ma­dık­la­rı­nı söy­le­di­ler. (Çev­rem­de­ki in­san­la­rın be­nim is­mim­den al­dık­la­rı güç­le ba­zı in­san­la­ra ezi­yet et­me­le­ri­ne bel­ki en­gel ola­bi­lir­dim.) İkin­ci piş­man­lı­ğım 2001 ve 2003 yıl­la­rı ara­sın­da al­kol iç­mem­di. Çün­kü birçok genç ar­ka­da­şı­mız be­nim yap­tık­la­rım­dan et­ki­le­ne­bi­li­yor­du. Bel­ki ben­den gö­rüp ba­zı­la­rı da al­kol al­mış ola­bi­lir di­ye bü­yük bir üzün­tü­yü hep içim­de ya­şa­dım.

Hak­kı­nız­da­ki da­va­lar ne du­rum­da? 

Er­ge­ne­kon da­va­sıy­la be­ra­ber hak­kım­da de­vam den iki da­va da­ha var. Di­ğer da­va­dan sav­cı­lık ma­ka­mı hak­kım­da be­ra­at is­te­di. Er­ge­ne­kon Da­va­sı­’n­dan da za­ten be­ra­at ede­ce­ği­me tüm kal­bim­le ina­nı­yo­rum. Sırf is­te­dik­le­ri­ni söy­le­me­dim di­ye ta­nık­ken sa­nık yap­tı­lar, son­ra­ da ce­za ver­di­ler. Bu akıl alır gi­bi bir şey de­ğil. 

Er­ge­ne­kon da­va­sıy­la il­gi­li ne­ler söy­le­ye­cek­si­niz?

Er­ge­ne­kon Da­va­sı ba­zı dış güç­le­rin is­te­ğiy­le baş­la­tıl­mış son­ra­sın­da ise bir zu­lüm ma­ki­ne­si ha­li­ne ge­ti­ril­miş kor­kunç hak­sız­lık­la­rın ya­pıl­dı­ğı bir da­va­dır. 28 Şu­bat sü­re­cin­de­ki so­rum­lu­la­rı iki üç ay ce­za­evin­de ya­tı­ran güç, sa­de­ce Ame­ri­ka ve İs­ra­il kar­şı­tı olan Er­ge­ne­kon Da­va­sı­’nın birçok sanı­ğı­na akıl al­maz zu­lüm­ler ya­pıp ce­za­lar ver­miş­ler­dir.

Pa­ra­lel ya­pı id­di­asıy­la hak­la­rın­da so­ruş­tur­ma ya­pı­lan in­san­la­rın ilk yo­la çı­kış­la­rı­nın çok sa­mi­mi ve kut­sal ni­yet­ler­le ol­du­ğu­na ina­nı­yo­rum. An­cak da­ha son­ra­sın­da aka­de­mis­yen­le­rin, din alim­le­rinin de­ğil de ce­ma­atin için­de­ki po­lis is­tih­ba­rat kad­ro­sun­da ye­tiş­miş in­san­la­rın be­lir­le­yi­ci ol­ma­sın­dan son­ra ce­ma­ati ken­di be­yin­le­ri­nin için­de­ki pa­ra­no­yak he­ze­yan­la­rıy­la yan­lış bir yö­ne yön­len­dir­dik­le­ri­ni dü­şü­nü­yo­rum. İs­tih­ba­rat­çı­la­rın dü­şün­me bi­çi­mi her­ şe­ye şüp­hey­le yak­laş­mak­tır. Bel­li bir za­man son­ra nor­mal ve ola­ğan şey­le­ri bi­le şüp­hey­le göz­lem­le­yip fark­lı mec­ra­la­ra çe­ke­bi­li­yor  ve mes­le­ki tec­rü­be­le­riy­le de in­san­la­rı bun­la­ra inan­dı­ra­bil­me­yi ba­şa­rı­yor­lar. 

Ben­ce son 15-16 se­ne­dir ce­ma­atin için­de et­kin olan yön be­lir­le­yen, po­lis is­tih­ba­rat kö­ken­li kad­ro­lar­dır. Ken­di he­ze­yan­la­rıy­la Türk İs­lam Da­va­sı­’na en bü­yük hiz­me­ti ya­pa­bi­le­cek bir ya­pı­yı dev­let­le kar­şı kar­şı­ya ge­tir­miş­ler­dir. Ve bu du­rum­da da baş­ka güç­ler­den yar­dım gör­me­yi de uy­gun bul­muş­lar­dır. An­cak Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Dev­le­ti ve mil­le­ti ken­di­si­ne bir du­ruş be­lir­le­miş bu da­yat­ma­ya kar­şı çık­mış­tır. Bu mes­lek­te­ki in­san­lar ya­ban­cı is­tih­ba­rat bi­rim­le­rin­de­ki ki­şi­le­rin et­ki­le­şi­mi­ne açık ol­duk­la­rı için ben­ce on­la­rın da yön­len­dir­me­siy­le TSK’­daki Ame­ri­ka ve İs­ra­il kar­şı­tı lo­bi­ye Er­ge­ne­kon Da­va­sı­’y­la zu­lüm et­miş­ler­dir. Ve ta­bi ki da­va­nın si­vil aya­ğı­nı oluş­tu­ran biz­le­re de. 

Hü­kü­me­t’­in yü­rüt­tü­ğü çö­züm sü­re­ci ve gi­di­şa­tı­nı na­sıl gö­rü­yor­su­nuz?

Hü­kü­me­tin yü­rüt­tü­ğü çö­züm sü­re­ci­ni çok önem­li bu­lu­yo­rum. Ta­rih Türk Mil­le­ti­’ne tek­rar­dan dün­ya sah­ne­si­ne çık­ma imkânı ver­miş­tir. Or­ta­do­ğu­’da ki Müs­lü­man kar­deş­le­ri­miz­le, Or­ta As­ya­’daki Müs­lü­man Türk kar­deş­le­ri­miz­le kül­tü­rel, eko­no­mik, sos­yal iliş­ki­le­ri­mi­zi güç­len­di­re­rek bu­nu ba­şa­ra­bi­li­riz. An­cak em­per­ya­list ve Si­yo­nist güç­le­rin ayak­ka­bı­mı­zın içi­ne at­tık­la­rı ça­kıl ta­şın­dan kur­tul­ma­mız ge­re­ki­yor. Müs­lü­man Türk Mil­le­ti yü­ce bir mil­let­tir. Ken­di­si­ne bu oyu­nu ku­ran­lar­la sa­va­şa­bi­le­cek güç­te­dir. He­de­fi­miz bu güç­ler ol­maz­sa Kürt so­ru­nu bit­tik­ten son­ra ya­rın kim bi­lir han­gi so­ru­nu or­ta­ya çı­ka­rır­lar­. Şe­hit ai­le­le­ri­nin has­sa­si­yet­le­ri ön plan­da tu­tu­la­rak çö­züm sü­re­ci mut­la­ka ne­ti­ce­ye ulaş­tı­rıl­ma­lı­dır. Gö­zü­nün ilk gör­dü­ğü­nü ger­çek düş­man zan­ne­den­ler ben­ce akıl fu­ka­ra­sı ki­şi­ler­dir. Ger­çek düş­man her­ke­sin bil­di­ği em­per­ya­list ve Si­yo­nist güç­ler­dir.

 

‘Yüce Allah yürü ya kulum demiş!’

 

Cum­hur­baş­ka­nı Er­do­ğa­n ile il­gi­li dü­şün­ce­le­ri­niz ne­ler?

Ba­zı in­san­lar var­dır top­lum için­de on­lar­la il­gi­li şun­la­rı du­ya­rız; ‘do­ğuş­tan şans­lı', 'Yü­ce Al­lah yü­rü ya ku­lum de­miş',  ‘rüz­gar ne­re­den eser­se es­sin tüm rüz­gar­lar onun yel­ke­ni­ne gi­di­yor' gi­bi halk de­yiş­le­ri­nin ta­ma­mı Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mız Er­do­ğa­n’­a uy­mak­ta­dır. Bü­tün her­kes gü­cü­nü kay­bet­ti­ği­ni dü­şü­nür­ken ulus­la­ra­ra­sı den­ge­ler­de­ki biz­le il­gi­si ol­ma­yan mu­ci­ze­vi de­ği­şik­lik­ler ken­di­si­nin tek­rar­dan önü­nü açıp güç­len­me­si­ni sağ­la­mak­ta­dır. Rus­ya­’nın Kı­rı­m’­ı iş­gal et­me­si, pet­rol fi­yat­la­rı­nın düş­me­si ve bu ge­liş­me­le­rin ne­ti­ce­sin­de or­ta­ya çı­kan birçok şey... Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mı­zı se­ven­le­rin­ de sev­me­yen­le­rin­ de ka­bul et­ti­ği tek ger­çek ül­ke­mi­zin ilk Cum­hur­baş­ka­nı Ata­tür­k’­ten son­ra tarihte yer ala­cak ve unu­tul­ma­ya­cak bir li­der ol­du­ğu­dur. 

 

'Büyük hayaller kurmamızı sağladı'

 

Mev­cut AK Par­ti ik­ti­da­rı­na ba­kı­şı­nız na­sıl? Ba­şa­rı­lı bu­lu­yor mu­su­nuz? 

Şah­sı­mın ba­şa­rı­lı bu­lup bul­ma­ma­sı­nın hiç bir öne­mi yok. Çün­kü ha­li ha­zır­da Türk Mil­le­ti­’nin ya­rı­sın­dan ço­ğu za­ten ba­şa­rı­lı bu­lu­yor. Her za­man ne de­riz en doğ­ru­su­nu mil­let bi­lir. AK Par­ti ik­ti­da­rı­nın yap­tı­ğı en bü­yük hiz­met mil­le­ti­mi­zin ve in­san­la­rı­mı­zın tek­rar­dan bü­yük ha­yal­ler kur­ma­sı­nı sağ­la­mış ol­ma­sı­dır.

Bugün Türkiye’deki adalet anlayışını yeterli buluyor musunuz? 

Bugün Türkiye’de ki adalet anlayışını ne ben ne de 
kimse yeterli bulmamaktadır. Ancak bir gün herkesi mutlu 
eden adalet sisteminin kurulacağına inancım tamdır.