Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, bugün Danıştay 10’uncu Dairesi’nin Ayasofya’nın ibadete açılması yönündeki başvuruyu görüşeceği toplantıyı önceki kararlar açısından yorumladı.
Ergin, "Bu konudaki hukuki girişimleri 2004 yılında başlatan, ‘Sürekli Vakıflar, Tarihi Eserler ve Çevreye Hizmet Derneği’ adlı kuruluş. Dernek, Ayasofya Camisi’nin müzeye çevrilmesine ilişkin 24 Kasım 1934 sayılı Bakanlar Kurulu kararının kaldırılarak mekânın yeniden ibadete açılması talebiyle Başbakanlığa başvuruda bulunuyor. Başvuruda Bakanlar Kurulu’nun bu konuda yeni bir karar alması talep ediliyor. Başvurunun tarihi 22 Ekim 2004. Bu tarih AK Parti iktidarının ikinci yılının sonuna rastlıyor. Başbakanlık makamında Recep Tayyip Erdoğan oturuyor. İlginçtir ki, bu karara Başbakanlık tarafından bir yanıt verilmiyor. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ‘İdari Makamların Sükutu’ başlığını taşıyan 10’uncu maddesi, başvurulara idare tarafından 60 gün içinde bir yanıt verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağını belirtiyor. Bu durumda Başbakanlık 2004 yılı sonunda Ayasofya başvurusunu reddetmiş oluyor." ifadesini kullandı.
Ergin yazısında şunları kaydetti:
Danıştay’ın 10. Daire itirazı reddediyor
Söz konusu dernek, bunun üzerine itiraz makamı olarak konuyu Danıştay’a götürmeye karar veriyor. Başvuru 10 Ocak 2005 tarihinde Danıştay Onuncu Dairesi’ne iletiliyor.
Onuncu Daire, bu başvuruyla ilgili kararını yaklaşık üç yıl sonra 31 Mart 2008 tarihinde alıyor. Daire, Bakanlar Kurulu’nun 1934 yılında Ayasofya’nın müze olarak kullanılması kararında “hukuka aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle “davanın reddini” kararlaştırıyor.
Burada altını çizmemiz gereken bir nokta var. Onuncu Daire, bu kararı Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) ‘Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşmesi’ne taraf olmasından yola çıkarak, doğrudan bu sözleşmedeki yükümlülükleri çerçevesinde değerlendirerek almıştır.
Kararda, Ayasofya’nın “Dünya Mirası Listesi”nde yer aldığı hatırlatılarak, “İstanbul’un tarihi alanlarının en önemli parçalarından biri olduğu” vurgulanıyor ve “Bir veya birden fazla kültürü temsil eden önemli bir örnek olması nedeniyle tüm dünyaya tanıtılması işleminin gereği gibi yerine getirilebilmesi amacıyla müze olarak kullanılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı” belirtiliyor.
Yazının devamı için tıklayın