6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin hemen ertesi günü... Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) Kadıköy'ün Bahariye Caddesi'ndeki İstanbul İl Başkanlığı'nda hummalı bir yardım faaliyeti yürütülüyor. Kurulan kriz masasında çok sayıda partili genç, depremden etkilenen 11 ile yardım ulaştırabilmek için yoğun bir faaliyet içinde. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) partiyi temsil eden milletvekilleri de diğer partililer ile birlikte deprem bölgesine hızlı bir şekilde hareket ediyor. TİP'li gençler, yardım çalışmalarına uzunca bir süre, neredeyse hiç ara vermeden devam ettirdi.
Deprem sonrası yardım faaliyetleriyle dikkatleri üzerine çeken TİP, aslında son bir yıldır toplumun sol ve muhalif kesimlerinin yakın takibinde. Partiye ilginin, milletvekilerinin meclis performansı ile birlikte artmaya devam ettiği gözlemleniyor. Peki bu ilginin asıl sebebi ne? Kimler, niçin TİP'e yakınlık duyuyor? Sorunun cevabını ararken telefonumuza cevap veren partinin gazeteci kökenli milletvekili Ahmet Şık, TİP'e yönelik ilginin kaynağını toplumun HDP'yle CHP arasında adressiz kalmış, mecburiyetleri üzerinden tercihte bulunan bir yurttaş topluluğunun yeni bir alternatif bulması ve bunun yarattığı heyecan ile açıklıyor:
"Yola çıkarken temel fikrimiz bu sıkışmışlığın içindekilere adres olacak, aidiyet hissi yaratacak bir siyasal yapı inşa etmek gayesiydi. Biz oradan buradan 'seçmen çalalım' derdiyle değil, kararsız olan, mecburiyetlerinin kendisini çürüttüğü, kendine yer bulamayan insanları bir araya getirecek ve adları anılan partiler ve seçmen topluluğu arasında köprü olabilecek bir partiyi var etmek, sosyalist siyaseti kitleselleştirmek kaygısıyla yola çıktık. Bunda da kısmen başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Ama bunu somut anlamda bize kocaman bir oy ya da onlarca vekil kazandıracak bir iddiayla söylemiyorum."
Yeşil Sol Parti'den sert eleştiriler
TİP'in içinde yer aldığı Emek ve Özgürlük İttifakı'nın ortak listesiyle 14 Mayıs seçimlerine girmek yerine kendi logo ve adayları ile katılma kararı ise farklı siyasi kesimlerin tepkisini çekti. Bunun olası sandalye sayısını azaltabileceği söylendi. Yaşanan uzun tartışmalar sonrası ittifak içinde "partilerin birbirlerinin vekil çıkarmasını engellemeyecek şekilde kendi isim ve listeleriyle seçime katılabilmesi" konusunda anlaşmaya varıldı.
Ancak varılan uzlaşmaya rağmen TİP'e ittifak içinden gelen tepkiler devam etti. Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak, geçen günlerde Yeni Yaşam Gazetesi'ndeki yazısında "Ortak cumhurbaşkanı adayı yok. Ortak seçim listesi de olmayacaksa, bu ittifak artık bir seçim ittifakı niteliğinde değildir. HDP'nin ve bu seçime girecek olan Yeşil Sol Parti'nin de Kürt sosyalistler, yurtseverler ve Türkiye sosyalist hareketinin ortak partisi olduğunu da hatırlatmak isterim" ifadelerini kullandı. "Meclis'te tek sosyalist parti TİP değil" diyen Kışanak, TİP'in hem ittifak içinde yer alıp hem de kendi logosuyla seçimlere girmek istemesinin ittifakın vekil sayısını azaltacağı, bu durumun ise iktidarın işine yarayacağı eleştirisini yöneltti.
Bu eleştirilere HDP'nin cezaevindeki eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da katıldı. Demirtaş, Twitter hesabından "Uzun tartışmalar ve değerlendirmeler sonucunda, Emek ve Özgürlük İttifakı'nın seçime nasıl gireceği artık netleşti. Herkes, hepimiz görüşlerimizi paylaştık. Bundan sonrası ortak karara saygı duymak, destek vermektir. Türkiye İşçi Partili arkadaşlarımıza, İttifak çatısı altında kendi amblemleriyle girecekleri seçimde başarılar diliyoruz. Bizler de hep birlikte, Yeşil Sol Parti'yi en az 100 milletvekiliyle Meclis'e göndermek için canla başla çalışıyoruz" açıklamasını yaptı.
"TİP'in yüzde 1'lik oy oranı var"
Peki TİP'in kendi listesi ve logosu ile seçimlere katılması Yeşil Sol Parti'nin vekil sayısını etkiler mi?
Siyaset Bilimci ve Toplumsal Etki Araştırmaları (TEAM) analisti Nezih Onur Kuru, Emek ve Özgürlük ittifakı içindeki tartışmayı değerlendirirken partilerin oy oranlarını dikkate almak gerektiğini söylüyor. Kuru, "HDP'nin yaklaşık yüzde 10'luk bir oyu, TİP'in ise yüzde 1'lik oyu var. Aynı zamanda bu iki parti CHP'den de oy aldığı için CHP'nin de yüzde 25'lik oyunu eklemek gerekiyor. Yani aslında bu üç partinin totalde yüzde 36'lık bir oy havuzu var. TİP, bunun dışında yeni seçmen ekleyemiyor buraya" diyor.
Kuru, "TİP'in oy aldığı alan aslında CHP ve HDP seçmeninden başka bir alan değil. Dolayısıyla ortak listede yer almayıp kendi listesiyle yer alması nedeniyle HDP'den oy alıp vekil sayılarını düşürme ihtimali kuvvetli. TİP'in oy oranı yaklaşık yüzde 1 gibi görünüyor. Başka anketlerde de yüzde 2'yi geçtiğini görmedim. Tabii ki yeni bir parti için, hele ki Türkiye'deki milliyetçi, muhafazakâr, baskıcı, ceberut ortamda sosyalist iddialarla ortaya çıkan bir partinin yüzde 1 oya ulaşması çok kıymetli bir şey" saptamasını yapıyor.
TİP'ten Kışanak ve Demirtaş'a cevap
TİP 49 il ve 52 seçim bölgesinde seçimlere kendi listeleriyle girecek. Partinin aday listeleri de belli oldu. Peki TİP seçime kendi listesi ile girmekte neden ısrarlı? Kışanak'ın, Demirtaş'ın eleştirilerine TİP üyeleri nasıl bakıyor?
Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin adı Sol Parti olarak değişmeden önceki son eş genel başkanlarından Bilge Seçkin Çetinkaya, şimdi TİP'in ilk sıradan Tekirdağ milletvekili adayı.
Yeşil Sol Parti'den gelen eleştirileri yanıtlayan Çetinkaya, "Sosyalizmi kimse TİP'ten öğrenecek değil. Buna da eyvallah. Ama zaten TİP sadece bize anlatmıyor bunu. Dönüyor, anlaşılır bir dille bizim dışımızdaki insanlara anlatmaya çalışıyor. Bu anlaşılıyor, bizim beklediğimizin çok üstünde karşılık buluyor. Yani insanlar o kadar çok aday adayı olmak için başvurdular ki" diyor.
İslami hassasiyeti olanlar da TİP'te
TİP, vekil adaylarını belirlerken toplumun farklı kesimlerine ulaşmaya çalıştı. Sol, sosyalist düşünceye yakın fakat İslamî duyarlılıkları olan bazı isimler de parti için çalışıyor. Onlardan birisi de önceden Anadolu Üniversitesi İlahiyat ve Anadolu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümlerinde eğitim gören Ali Haydar Öztürk. İzmir 2. bölge 10'uncu sıradan milletvekili adayı olan Öztürk'e göre, bugün kendisini solcu olarak, sosyalist olarak nitelendiren bir insanın en çok karşı durduğu ekonomik düzen kapitalizm. Öztürk, İslami hassasiyetleri ile TİP'te yer almasını bu noktadan açıklıyor:
"Bugün hiç kimse bana diyemez ki, Kur'an-ı Kerim, kapitalizmin yanındadır. Bunu hiç kimse iddia edemez. Yani şu an sağ görüşlü olan kişiler de dahil olmak üzere. 'Kur'an-ı Kerim sosyalisttir' demiyorum. Çünkü Kur'an-ı Kerim'in inmiş olduğu çağla sosyalizmin terim olarak literatüre girdiği çağ arasında zaman farkı var. Ama esas temel olarak hangisine daha yakın, hangisini içinde barındırıyor dersek İslamiyet, sosyalizmin nüvelerini içinde barındırıyor."
Öztürk, TİP'in toplumun her kesimine hitap eden bir programı, bir tüzüğü olduğunu, kadroların da yine toplumun çeşitli kesimlerini temsil ettiği düşüncesinde:
"Aramızda muhafazakârlar da var. Aramızda ateistler de var, daha önce sosyal demokrat partilerde mücadele etmiş, şu an TİP'e katılmış arkadaşlarımız, sendikacılar, işçi önderlerimiz var. Sanat dünyasının tanınmış isimleri var, bunun yanında LGBTİ +'lar var. Yani herkesin kendisini, kendi hayat görüşünü, kendi dünya görüşünü ifade etmesine imkan tanıyan bir parti."
Trans aktivist Esmeray Özadikti vekil adayı
LGBTİ+ bireyler de hem parti içinde yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyor hem de kendilerine aday listelerinde yer buluyor. Trans aktivist ve tiyatrocu Esmeray Özadikti de onlardan biri. İstanbul 2'nci bölge 3'üncü sıradan aday.
LGBTİ+ aktivisti Gizem Karaköçek, TİP'in aslında hareketin bir özne olarak doğrudan mecliste söz söyleyebilecek konumda olmasını önemli buluyor. Karaköçek, "Esmeray bugün, LGBTİ+'ların tam karşısında duran, nefret söylemlerini örgütleyen ve mitinglerini örgütleyen AKP adayı ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun karşısında yarışıyor. Esmeray aynı bölgeden milletvekili olarak meclise girerse, gerçekten tarihsel bir anlamı olacak" diyor.
TİP'in oy oranı hedefi yüzde 3
"Türkiye'deki gençlerin kadınların, LGBTİ+'ların, emekçilerin ve bu zulüm dönemiyle hesaplaşmak isteyenlerin Meclis'te TİP ile de temsil edilmesini istiyoruz" diyen Ahmet Şık, oy oranı hedeflerinin yüzde 3 olduğunu söylüyor. Bunun hem Hazine yardımı almak açısından önemli olduğunu hem de Türkiye'deki sol için psikolojik bir eşik anlamına geldiğini söyleyen Şık, şöyle devam ediyor:
"Türkiye'de seçmen sayısına baktığımızda küçük olabilir ama Türkiye İşçi Partisi'nin bulunduğu yer, pozisyon, gücü, etkisiyle kıyasladığımızda büyük de bir hedef. Birtakım anketler buna yaklaştığımızı gösteriyor. Türkiye'de Hazine yardımı almayı da öngören bir hedefin ahlaki bir sıkıntısı yok. Bir kere o zaten yurttaşların vergilerinden partilere dağıtılan bir pay. Zaten doğrusu da budur."
Şık, sözlerini "Bizim mecliste olmamız, Erdoğan sonrası dönemde anayasada, ülkenin gidişatında söz sahibi olmamız, kırmızı çizgilerimizi ortaya koymamız belki de en önemlisi" diye sürdürüyor.