Gündem

Seçil Erzan davası | Arda Turan: Saf olmasam bu kadar parayı verir miydim?

Denizbank Şube Müdürü Erzan'ın 252 yıla kadar hapsi isteniyor

08 Mart 2024 13:00

Aralarında spor dünyasının ünlü isimleri Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera ve Selçuk İnan'ın da bulunduğu toplam 21 kişinin dolandırıldığı iddiasıyla 252 yıla kadar hapsi istenen banka şube müdürü Seçil Erzan ile birlikte 7 sanığın yargılandığı davası görüldü. Duruşmada şikâyetçi sporculardan Emre Belözoğlu, Arda Turan, kardeşi Okan Turan ve Fernando Muslera dinlendi. Mahkemede, Erzan'ın "fon" teklifi için "nefsime yenik düşerek" kabul ettim diyen Turan, "Ben bu konularda biraz safım. Zaten saf olmasam bu kadar parayı verir miydim?" ifadelerini kullandı.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük getirilirken, tutuksuz sanıklardan Nazlı Can, Asiye Öztürk ve Atilla Yörük de duruşmaya geldi. Müştekiler ile çok sayıda taraf avukatı da duruşmaya katıldı.

Duruşmaya ilk gelen Fernando Muslera oldu. Muslera avukatı Rezan Epözdemir’le duruşmaya geldi.

Muslera: Erzan geri ödeneceğine dair yazılı bir belge verdi

Mahkeme Başkanı, şikâyetçi Fernando Muslera'ya "Para vermeye kim ikna etti?" sorusu üzerine Muslera tercüman aracılığıyla ifade verdi. Muslera, " 2011'de Seçil Erzan'ı tanıdım. Bankadan arayarak tekliflerde bulunuyorlardı, finans işiyle ilgili olanlar üst düzey yöneticiler arıyordu. Daha sonra Denizbank'ın fon hesabıyla ilgilenen Seçil Erzan beni aramaya başladı. 1,5- 2 aylık sürede yüzde 35'lik kazanç teklif etti. Bu Denizbank tarafından yapılan teklifti. Seçil Erzan aradı, 'Mehmet Aydoğdu ve Hakan Ateş fon dairesinin başında olan kişiler' dedi. Bunun üzerine Florya Şubesinden 700 bin dolar paramı çektim. Çektikten sonra Musa Mert Çetin'e verdim. Musa Mert, bu parayı Denizbank'ın Levent Şubesinde Seçil Erzan'a ofisinde teslim etti. Seçil'in aramasıyla Ziraat Bankasından 500 bin dolar alıp Musa Mert'e verdim, bu parayı da Musa Mert, Erzan'a Denizbank'ın kapısından verdi. Seçil Erzan paranın geri ödeneceğine dair yazılı bir belge verdi. Bana 1.2 milyonluk yatırımın karşılığında 700 bin dolar geri verildi. Ana param üzerinde herhangi bir kazancım olmadı" dedi.

"Şikâyetçiyim"

Mahkeme Başkanı, "Seçil İspanyolca bilmiyordu, Seçil ile kendisi arasında kim aracılık yaptı" sorusuna Muslera, "Musa bey benim arkadaşımdır, güvendiğim birisidir. O yüzden bağlantıyı o sağlıyordu" dedi. "Seçil, dışında kendisini para yatırmaya ikna etmeye çalışan olmuş mu?" sorusuna Muslera, "Hayır. Sadece Seçil Erzan aracı oldu" diye cevap verdi. "Bu konuyla ilgili para kazanıldığına şahit olmuş mu? sorusuna "Başka kimseyle konuşmadım" dedi. Savcının "Seçil Erzan ile şahsi yakın bir ilişkisi var mıydı?", "Hayır, sadece banka ilişkisi vardı" dedi. Muslera, yatırım yaptıktan sonra bazı ünlü kişilerin de fonda paralarının olduğunu söyleyerek Erzan'ın kendisini rahatlatmaya çalıştığını ifade ederek "Şikâyetçiyim" dedi.

"En azından ana paramı kurtarmaya çalıştım"

Mahkeme başkanı, "Para aldığında 700 bin dolar, herhangi bir belge aldın mı?" sorusuna "Hayır" dedi. Bir avukatın, "Ana paradan 700 bin doların geri alınmasında Musa Mert Çetin'in rolü olmuş mu?" sorusuna Muslera, "O olmasaydı parayı da geri alamazdık, Musa Bey'e teşekkür ediyorum" dedi. "Şubeye gidip bizzat para çekme işlemi olmuş mu?" sorusuna ise Muslera, "Gittim fakat herhangi bir işlem gerçekleşmedim" dedi.

"Seçil'i tanımadığını söylemişti. Ona mı güvenerek para verdi?" sorusuna, "Seçil'i tanımıyordum, bankanın büyük bir banka oluşuna güvendim. Seçil'in de müdür olmasına güvendim. Musa Mert'e paramı transfer etmesi için güvendim" şeklinde cevap verdi. Muslera, "Bazı şeylerin yolunda gitmediğini anlayınca en azından sadece ana paramı kurtarmaya çalıştım" dedi. "Musa Mert Çetin vasıtasıyla 'Paramı vermezlerse banka yönetimine gideceğim, Fatih Terim'e gideceğim' demiş mi?" sorusuna Muslera, "Sadece paramı vermezlerse bankanın üst düzey yönetimine gideceğim dedim" şeklinde ifade verdi. Muslera ifadesinin ardından salondan ayrıldı.

Belözoğlu: Seçil, Fatih Terim'in parası olduğunu da söyledi

Emre Belözoğlu ise şöyle konuştu:

''Volkan’ın beni aramasıyla Denizbank’ın fonu olduğunu söylemesiyle başladı. Volkan’a 4 milyon 290 bin dolar verdim. İlk parayı teslim etmeden önce Seçil Erzan fonla ilgili bilgilendirme yaptı. Fonu da Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun yönettiğinden bahsetti. Ne kadar getirirseniz o kadar fazla kazanacağımızı söyledi.

Hedef rakam söyledi. '10 milyon, 5 milyon' dolar dedi. Ben bu kadar verebileceğimi belirttim. Hiç para almadım. Volkan kendisinin, eşinin ve kayınpederinin parasının olduğunu söyledi. 7 Nisan’dı galiba, bankaya gittikten sonra birçok sporcunun da bu fona dahil olduğunu öğrendim. Daha önce bilmiyordum. Seçil Erzan, Fatih Terim’in parası olduğunu da söyledi. Hiçbir şekilde bu konuyu Fatih Terim’le görüşmedim.

Fatih Hoca bizim büyüğümüz. Bankaya beraber gitmemizin nedeni hamilik yapmasıyla alakalı. Fatih Terim fonunu ilk defa duyuyorum. Bankadaki fona girdik biz.''

Arda Turan: Nefsime yenik düşerek...

Arda Turan da mahkemede Seçil Erzan hakkında şunları söyledi:

Kendisini tanıdığımda Florya’ya gelen, bankasının gücünü arkasına almış bir hanımefendiydi. Futbolcularla yakın ilişkileri vardı. Başarılarından dolayı bankası tarafından da efsaneleştirilmiş, internet sitesinde 15 yıllık başarı öyküsü anlatılan bir kadındı. Bu terfiyle Levent şubesine müdür oldu. Birçok kez mevduat getirmemi söyledi. Ekim 2022. Hayatım boyunca faiz almamış biriyim. 'Mevduat yerine gel bir fona koyalım bu faiz değil' dedi. Nefsime yenik düşerek kabul ettim. Faiz olarak değil fon getirisi olarak girdim. Bana o kadar yüksek getiri söylemedi, onun samimiyetine güvendim.

'Fırsat olduğunu 10 milyon dolar getirirsem faydalanacağımı' söyledi. 'Mümkün olmadığını' söyledim 'ama kısmen sağlayabilirim' dedim. Ekim’den Ocak 2023’e kadar bazen borç alarak, taşınmazlarımı satarak 13 milyon 900 bin dolara yakın para verdim. 6 milyon 400 bin doları istediğim zamanlarda getirdi. 7,7 milyon dolar kaldı. 17 milyon dolar alacağımı, 4 milyon dolar kazanacağımı söyledi. Depremle ilgili bir sıkıntı olduğunu söylediği için baskı altına almadım. İlk parayı verdikten sonra ekranları gösterdi, kağıt verdi. Bankasından kredi çektim, bankasına telefon açıp 33 milyonluk krediyi bankasından aldım. Denizbank’ın starlarından gibi gösterildi.

"Hiç tehdit etmedim"

Arda Turan, mahkemedeki ifadesine şöyle devam etti:

Para istediğimde annesinin rahatsız olduğunu söyledi. 'Geçmiş olsun kusura bakma' deyip telefonu kapattım. Verdiğim her sözü tuttum. Faiz getirisi istemedim. Ben tamamiyle Denizbank’a güvenerek Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu’yu suçlamayarak, biz hepimiz mağduruz... Seçil Erzan, bankanın şube müdürüdür. Denizbank şube müdürüne sahip çıkmalıdır. Ben şube müdürüne para verdim. Hiç tehdit etmedim, hakaret etmemeye çalıştım.  

"Bu konularda biraz safım" 

'Fona para sokmak lazım' diyordu. 'Nominal' diyor bir şey diyor anlamıyorum. 'Ocak'a kadar 10 milyon dolar getireceğim' dedi. Hiç kimsenin para yatırdığını bilmiyordum. Ben bu konularda biraz safım. Zaten saf olmasam bu kadar parayı verir miydim? Ülke zor durumda, olur diye düşündüm.

"Cumhurbaşkanını arıyor muyuz?"

Arda Turan; Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’yu neden aramadığına yönelik soruya "Devletin içinde de birçok şey oluyor Cumhurbaşkanını arıyor muyuz? Güvendik" yanıtını verdi.

"Fatih Hoca büyüğümüzdür"

Bir avukatın, "Seçil Erzan fonun başında Hakan Ateş demiş. Siz önceki ifadenizde tüm Denizbank yöneticilerinden ve Erzan'dan şikayetçi olduğunuzu söylemişsiniz" sorusuna Turan, "Doğru. Bizde güven tesis eden bir banka o yüzden şikayetçiyim. Banka zorlu bir yerdir, trafik olur. Seçil hanım sen rahatsız olma derdi, anında yüksek kredi kartı gönderirdi. Bir banka müdürü olarak Seçil Erzan her şeyi sağladı. Bankanın bir banka müdürüne sahip çıkmamasını anlamıyorum" diye cevap verdi. Olayın ortaya çıkmasının ardından bankaya neden Fatih Terim ile gittiği sorulan Turan, "Fatih hoca büyüğümüzdür, hamimizdir. Böyle bir durum olduğunda bu durumu konuşmak için onunla gittim, Hakan Ateş ile olan ilişkisinden ötürü" dedi. Turan ifadesinin ardından adliyeden ayrıldı.

"Seçil'e ne kadar para teslim ettiğimi bilmiyorum"

Arda Turan'ın kardeşi tanık Okan Turan, "Ben şubeye gittiğimde zaman zaman Seçil'e bazen vezneye teslim ettim parayı. Bir defa gittiğimde de Asya Hanım sayım yaparken Seçil hanım da oradaydı. Yanımızda bankadan bir yetkili vardı. Para sayımı bitince, parayı o yetkiliye teslim etti" ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanının banka yetkilisinin duruşma salonunda olup olmadığını sorması üzerine Okan Turan, Ali Yörük'ü gösterdi. Okan Turan ifadesinin devamında, "Parayı teslim ettim ve Ali'nin parayı alıp gittiğini gördüm. 5-6 kere Seçil'e para teslim ettim. Seçili arayıp 'bankaya gel', 'gelme' şeklinde iletişimimiz oluyordu. Ben Seçil'e ne kadar para teslim ettiğimi bilmiyorum. Vezne bölümünde de para teslim ettim. Bazen evrak alıyordum ama belge gibi değil. Ali Yörük ile Seçil Erzan'ın hiç konuştuğunu görmedim" dedi.

"Seçil Erzan'dan para teslim aldım"

Okan Turan, Seçil Erzan'ın avukatının "Ben Okan'a para ödemesi yaptım mı" sorusu üzerine, "Seçil Erzan'dan para teslim aldım. Kaç kere teslim aldım hatırlamıyorum" cevabını verdi.

Seçil Erzan: Yenge doğru söyle

Tanık olarak dinlenen Seçil Erzan’ın eşinin dayısının torunu Nilgün Arabacı, "Arada Seçil’in evine temizliğe gidiyordum. O gün Sermin hanım geldi. Seçil’e 'Üzülme kızım ne varsa anlat bize' dedi. Sonra içeri gittiler. Ben arada çay ve kahve götürmeye gittiğimde 'Sus’ yaptılar. Herhalde ses kaydı vardı. Para konusunda sıkıntısı olduğunu biliyordum. Bankayla ilgili olduğunu düşündüm. Biz Seçil’e borç olarak para verdik. Sermin hanımın eve geldiği gün 'Çok korkuyorum’ dedi ve Sermin hanıma sarıldı. Darbedildiğini görmedim ama kuzenleri tarafında sözlü şiddet vardı dedi.

Bu cümle sonrasında Seçil Erzan, 'Yenge doğruyu söyle' dedi.

Arabacı ifadesinin devamında "Para konusunda konuşuyorlar ve bağırıyorlardı. Sermin hanım kapıda 'Hiç üzülme biz arkandayız senin. Paranda yanında kalacak' dedi ve gittiler. Elinde bir kere para gördüm onu da sistem kapandığı için yanımda getirdim dedi. Birkaç kez birilerine para götürdüm. Ancak kim olduklarını bilmiyorum" dedi.

Duruşmada söz alan Seçil Erzan yengesi Nilgün Arabacı’ya "Lütfen hatırlar mısın" diye sordu ve ardından sesi titreyerek, "Bana uçak biletini kim aldı?, Kaçmamı istediler mi?" diye konuştu. Tanık Nilgün Arabacı bu sorulara, "Evet" yanıtını verdi.

"Parayı banka dışında teslim ettik"

Müşteki İnci Çeviker’in oğlu Tanık Çevik Çeviker ise, "Bankanın Florya şubesinin dışında Ali Yörük ve Atilla Yörük’e para teslim edildi. Annem parayı çekti ve teslim etti. İçeride teslim edeceğimizi düşünmüştük. Beyaz bir araba geldi. Takım elbiseli iki adam bize doğru geldi. Paraları bagaja koyup gittiler" dedi. Ali ve Atilla Yörük’ün avukatı ise müvekkillerinin hiç takım elbise giymediğini söyleyerek, takım elbiseli fotoğraflarının olup olmadığını sordu. Sorular duruşma salonunda tepkilere neden oldu.

Duruşma sonunda Seçil Erzan’ın tutukluluk halinin devamına hükmedildi.

Heyet, Mehmet Aydoğdu ve Hakan Ateş’in "tanık" olarak dinlenilmesi talebinin banka yöneticilerinin dinlenilmesinden sonra değerlendirilmesine hükmederek, tanıklar Fatih Terim ve Nur Erkasap'ın dinlenilmesi talebinin de bir sonraki celse değerlendirilmesini kararlaştırdı.

Duruşma 24 Mayıs’a ertelendi.

İddianame

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Galatasaraylı eski futbolcular Selçuk İnan, Emre Çolak, Emre Belözoğlu, Arda Turan, Fernando Muslera ile Buse Terim, Buse Terim'in eşi Volkan Bahçekapılı, eski kulüp tercümanı Musa Mert Çetin ve Emre Çolak'ın kardeşi Emrah Çolak gibi 18 isim şikayetçi olarak yer alıyordu. İlk duruşmanın ardından iş insanı Mert Zeydanlı, Deniz Güzel ve Nuray Şengüler'in iddianamelerinin de eklenmesiyle davadaki şikayetçi sayısı 21'e çıktı.

Seçil Erzan için "Özel Belgede Sahtecilik" ve "Tacir veya Şirket Yöneticisi Olan ya da Şirket Adına Hareket Eden Kişilerin Ticari Faaliyetleri Sırasında Dolandırıcılık" suçlarından 77 yıldan 252 yıla kadar hapis talep edilirken; diğer sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları istendi.

TIKLAYIN - Futbol dünyasını sarsan dolandırıcılık olayı: Kâr vaadi, çantalarda verilen milyonlarca dolar, tefeciler, el yazısı belgeler…