Ekonomi

Sayıştay: ÇAY-KUR’un fazladan çay stoku, 1.4 milyar TL’ye mal oldu

22 Aralık 2021 00:30
Eray Görgülü

Eray GÖRGÜLÜ

Sayıştay, kredi borçları her yıl katlanarak artan ÇAY-KUR’un, depolarında fazladan yaklaşık 50 bin ton çay stoku tutması nedeniyle 1.4 milyar TL daha fazla kredi kullanmak zorunda kaldığını tespit etti.

ÇAY-KUR’un 2020 yılına ilişkin mali denetimini tamamlayan Sayıştay, kredi borcu 4.2 milyar TL’ye ulaşan kurumun 2020 yılında kullandığı banka kredilerine ilişkin önemli tespitlerde bulundu. Sayıştay’ın raporuna göre 2020 yılında toplam 10.8 milyar TL banka kredisi kullanan ÇAY-KUR, 10.1 milyar TL kredi anapara geri ödemesi yaparken kurumun 2020 yılında kullandığı banka kredileri nedeniyle 322 milyon TL faiz ödemesi yaptığı tespit edildi.

“Maliyeti 3.3 milyar TL”

Kredilerin yüksekliğine dikkat çeken Sayıştay denetçileri, çay stoklarının gereksiz yere depolarda bekletilmesinin de fazladan kredi kullanımına sebep olduğu tespitinde bulundu. Bu durumla ilgili raporda şu ifadelere yer verildi: “2020 yıl sonu itibarıyla ÇAY-KUR’un depolarında maliyeti 3 milyar 314 milyon TL olan 131 bin 753 ton mamul stoku bulunmaktadır. ÇAY-KUR’un son üç yıldır gerçekleşen stok miktarları, ilgili yıllar toplam satışları kadardır. Bir diğer deyişle bir yıllık satışa eşit kuru çay stoku bulunmaktadır ve ÇAY-KUR izleyen yılda hiç çay yaprağı alımı yapmasa dahi mevcut ürün stokunu ancak eritebilecektir.

Nitekim ÇAY-KUR’un 2019 yılı net satışları toplamı 121 bin ton iken 2020 yılı net satışları toplamı da 132 bin ton olarak gerçekleşmiştir. ÇAY-KUR, yılın Nisan-Ekim döneminde genellikle 3 kampanya döneminde üretim yapmakta ve bu dönemde ürettiği çayları yılın tamamında satışa sunmaktadır. Bu nedenle, son kampanya döneminden iki ay sonrası demek olan yıl sonlarında sahip olunan mamul stokları, bir sonraki yılın ilk kampanyası başlayıncaya kadar geçecek dönemde satılacak mamulleri de kapsadığından, bir miktar yüksek olması normal kabul edilebilir.

“Stok fazlası 50-60 bin ton”

Ancak, mamul stoklarının minimum seviyede olması gereken ilk kampanya öncesi dönemde, yani Nisan ayları sonlarında da yaklaşık 70 bin ton stok bulunması, yıl sonunda mevcut olan mamul stoklarının yaklaşık 50-60 bin tonunun sonraki yıl kampanya dönemi başlangıcına kadar satılamadığını ve stok fazlası olduğunu ortaya koymaktadır. Nitekim, 2018 yılından önceki dönemde yıl sonlarında mevcut olan 60-70 bin ton mamul stoku ile, sonraki yılın Nisan ayı sonuna kadar ki çay talebini karşılamakta bir sorun yaşanmamakta ve çay satışları ile tüm talep karşılanabilmekteydi. Dolayısıyla, 2020 yıl sonu mamul stoklarının, 50-60 bin tonluk kısmı stok fazlası olup, yıl sonunda sahip olunacak 60-70 bin ton mamul stoku ile de sonraki kampanya dönemine kadar olan çay talebinin karşılanmasında bir sorunla karşılaşılmayacaktır.

Küflenme ve bozulma uyarısı

Gereğinden fazla stok bulundurmak, stokların depolanması ve küflenme, bozulma ve benzeri etkenlere karşı ek bazı maliyetlere katlanılması sorunu yaratabileceği gibi, finansman maliyetine de yol açacaktır. Nitekim, ağır finansman yükü ile karşı karşıya olan ÇAY-KUR’un satamadığı ve gereksiz yere depolarda tutmak zorunda kaldığı 50-60 bin ton stokun paraya çevrilememesi nedeniyle yaklaşık 1.4 milyar TL daha fazla kredi kullanmakta ve bu sonucunda da önemli miktarda ek faiz yükü ile karşılaşmaktadır.

“1.4 milyar TL fazladan kredi kullanıldı”

ÇAY-KUR 2020 yılında mamul stoklarındaki 50-60 bin ton ürünü satabilmiş olsa idi, yaklaşık 1.4 milyar TL daha net satış hasılatı sağlayacak, 1.4 milyar TL daha az borçlanmaya gidecek ve faiz giderleri ile dönem zararı da çok daha düşük seviyelerde gerçekleşecekti. ÇAY-KUR’un, depolama alanlarında dış etkenlerden kaynaklanabilecek sorunlar ve risklerle karşılaşmaması ve stokların depolama ve koruma maliyetlerinden tasarruf etmesinin yanında, finansman yükünün azaltabilmesi için de satışları artırmak veya üretimi kısmak suretiyle çay stoklarını azaltılması gerekmektedir.

Çaylık alanların yenilenmesi yönünde somut adımlar atılmalı

Sayıştay ÇAYKUR’un içinde bulunduğu borçlanma sarmalının kırılabilmesi için borç çevirme oranının yüzde 100’ün altına düşürülmesi önerisinde de bulunurken “Çay tarımının sürdürülebilirliği bakımından önem taşıyan çaylık alanların yenilenmesi yönünde somut adımlar atılamadığı ve ÇAYKUR'un işletme bütçelerinin yönetim kurulu tarafından onaylanmadan yürürlüğe konulduğu” tespitlerinde bulundu.