Gündem

Hamzaçebi: Sayın Canikli, 'fezlekeler okunursa duman oluruz' demek istiyor

Akif Hamzaçebi: Başkanın bugünkü tutumu Türkiye’nin demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yer alacaktır

19 Mart 2014 19:38

Dört eski bakan hakkındaki fezlekeler için toplanan TBMM Genel Kurulu’nda Meclis Başkanlığı’nın fezlekelerin okunması talebini reddetmesi üzerine açılan usul tartışmasında konuşan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, AKP Grup Başkanevekili Nurettin Canikli’ye ait olduğu öne sürülen kişinin “Sayıştay raporları Meclis’te okunursa duman oluruz” dediği ses kaydına gönderme yaparak, “Sayın Canikli aslında şunu demek istiyor; 'Bu fezlekeler okunursa duman oluruz' demek istiyor. O yüzden elinden geleni yapıyor” dedi.

Yerel seçimler nedeniyle ara tatilinde bulunan Meclis Genel Kurulu, CHP'nin 17 Aralık’ta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına adı karışan eski bakanlar Egemen Bağış, Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar ve Muammer Güler için hazırlanan fezlekeleri görüşmek üzere olağanüstü toplandı.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, MHP'li Meral Akşaner'i atlayarak oturuma başkanlık etmesi için görevlendirdiği Sadık Yakut, fezlekelerin okunmasının gizlilik kanununa aykırı olduğunu belirterek, fikrinin değişmediğini, fezlekelerin okunmayacağını söyledi. Aralarında BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan ve MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın da bulunduğu muhalefet milletvekilleri kürsüye yürüdü. Milletvekilleri, Başkanvekili Sadık Yakut’un fezlekelerin okutulmaması kararına tepki gösterdi.

Başkanlığın tutumu üzerine Hasip Kaplan’ın talebiyle usul tartışması açıldı.

Hükümet adına söz alan AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli şu ifadeleri kullandı:

“Neyi tartışıyoruz. Fezlekeler var ve bir takım iddialar içeren dosyalar var. Klasörler var. Şimdi TBMM’ye gönderiliyor. TBMM’ye gönderilirken bu soruşturma henüz bitmemiş bir soruşturma. İddianame aşamasına geçmedi. Hem anayasamız hem de CMK 157. Madde açısından iddianame aşamasına gelmeyen bir soruşturma gizlidir. Bu bilgiler kesinlikle gizlidir. Biz hiçbir şeyi kapatmıyoruz. Bu yasağa rağmen çok açık bir şekilde diyoruz ki soruşturma komisyonu kuralım.

Zaten ilgili bakanlar da soruşturma komisyonu kurulması için TBMM Başkanlığı’na başvurdu. Allah aşkına, daha ne istiyorsunuz? Komisyon üyeleri her türlü gizli bilgiye ulaşabilirler. Hiç kimsenin kapatmak, örtbas etmek gibi bir amacı yok. Bu dosyadaki bilgiler zaten hepinizin elinde var. Bütün Türkiye bunları biliyor. Gizliliği falan kalmadı bu anlamda. Hiç kimse anayasamızın ve kanunlarımızın suç saydığı bir fiili burada işlemesini talep edemeyiz. Amacınız üzüm y emekse, açıkça söylüyoruz, gelin soruşturalım, komisyon kuralım.

Amacınız kusura bakmayın bu değil, amacınız bu tür bilgiler hangi amaçla servis ediliyorsa buna hizmet etmektir. Yoksa doğru ortaya çıksın, kim ne yapmışsa ortaya çıksın, amacınız bu olsa o zaman bizim çağrımıza olumlu cevap verirsiniz. Gerekeni yaparsınız. Hiçbir dönemde böyle bir şey olmadı. 4 bakan hakkında da ne konuşuluyorsa gelin soruşturalım. Amacınız bu değil, amacınız bu olsa başka türlü hareket etmezsiniz.”

 

'Dinen günah, örfen ayıp, kanunen suç'

 

MHP adına söz alan Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, şunları söyledi:

“Sayın Başkan zatıalinizin soruşturmanın gizliliğiyle ilgili aldığınız karara ilişkin konuşuyorum. Ortada bir durum dinen günah, örfen ayıp, kanunen suç olan, delilleri çarşaf çarşaf ortaya saçılan bir durum.

Ortada bir suç örgütü var, bu suç örgütünün içinde 4 tane sayın bakan var. Cumhuriyet savcısı CMK’ya göre soruşturmayı yürütürken bir takoza takılmıştır. Dokunulmazlık takoz. Buradaki çalışma iki anlamı vardır. Anayasamıza, içtüzüğümüze v e teamüllerimize göre şuradaki çalışma cumhuriyet savcısının takozundan sonra sürecin işletilmesidir. Cumhuriyet savcısının yetkisini TBMM kullanacaktır, adli görevdir. İki siyasi denetimdir. Siyasi denetim bunun konusu dışındadır. Bırakıyorum.

Savcının elindeki araştırma dosyası savcıdan gizlenir mi? Siz savcıdan elindeki dosyanın bilgisini gizleyen bir karar verdiniz. Dinen haram, duymanızı istiyorum. Kanunen suç, örfen ayıp bir durum vardır. Bu bir haksızlıktır. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Ya dilinizde, ya kalbinizde. Ama besbelli ki siz vicdanınızı partinizin genel merkezine emanet etmişsiniz. Buradaki asıl sorun da budur. Şimdi sizin gizlemenizin hiçbir anlamı olmayacaktır.

 

'Kuzu okur da, Kaplan okuyamaz mı?'

 

BDP adına söz alan Grup Başkan vekili Hasip Kaplan şöyle konuştu:

Gizlilik gerekçesiyle dediniz soruşturma gizli, bu fezlekeler okunmaz. Fezlekeleri bütün bürokratlar okur, TBMM Başkanlığı’na gider bütün bürokratlar okur. Başında Burhan Kuzu olan Anayasa Komisyonu’nda herkes okur. Millet iradesi olunca okunamaz. Kuzu okur, kaplan okuyamaz değil mi? Kaplan’a okutmam dersiniz bu tavrınız yanlış olur.

Yolsuzluklarla ilgili vicdanen, kamu vicdanı karşısında çırılçıplak olmak zorundasınız. İnsanları ikna etmek zorundasınız. Seçim meydanında değil, Meclis’teyiz. Seçim meydanları savaş meydanlarına döndü. Bu tartışmalı konular gelince, Sadık Yakut başkan hazır geliyor. Sonra kendisi istediği gibi belirlemeye çalışıyor. Bu yanlıştır, sizi aklamaz. Adınız ak da olsa aklamaz. Yolsuzluk çamurunda AK Parti’nin yüzde 90’ı rahatsızdır bundan vicdanen. Türkiye kamuoyu rahatsızdır, vatandaşlarımız rahatsızdır. Savaş meydanlarına mı gidiyoruz, sonuçta bir sandığa gideceğiz. Biz geldik, yarın başkaları gelecek. Bu koltuklar bize baki değil, buraya kazık çakmaya gelmedik. Alnı ak, başı dik, onurlu bir duruş sergilemek için geldik. Kaçmayalım diyoruz.

 

Canikli ‘duman oluruz’ demek istiyor

 

CHP adına söz alan Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise şöyle konuştu:

“Sayın Canikli aslında şunu demek istiyor. Bu fezlekeler okunursa duman oluruz demek istiyor. O yüzden elinden geleni yapıyor. Başkanın bugünkü tutumu Türkiye’nin demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yer alacaktır. Başkanlık diyor ki bunlar gizli. Başkan da gizli diyor ancak Başkan’ın 5 Mart 2014 tarihli bir açıklamasını okuyorum; “Gelen dosya 2 ayrı talep 11 klasörden oluşuyor. Süratle incelemek mümkün değil. Hukuk İşleri Müdürlüğü’ne ilettim, bir komisyon oluşturun, bir an önce bunları yetiştirin dedim.” O yüzden okuyamadık diyor. Bürokratlar inceliyor ama milletvekillerinden gizli. Eğer gizliyse, bürokratlardan da gizli olacak. O nedenle bilgiye sunmuyorlar. Değerli milletvekilleri AKP’li değerli milletvekilleri arkadaşlarım. Korkmuyorsanız açın. Paralel yaptı diyorsanız, gelin paralel yapı ile hesaplaşmanın zamanı. Sayın milletvekilleri, Türkiye bu şekilde yoluna devam edemez.

 

'Başsavcılık fezlekelerin okunması konusunda sakınca görmemiştir'

 

Öte yandan, T24’ten Arzu Yıldız'a konuşan CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner şunları söyledi:

“Gizlilik argümanı doğru değil. Bakan ve Başbakan'a da suç iddiaları yani meclis soruşturması söz konusu olduğunda, meclis soruşturması sürecindeki meclisin görevi aynı zamanda yargısal bir görevdir. Meclis soruşturma komisyonunun raporu, yüce divanda iddianame yerine geçer. Onun öncesinde yapılan tüm işlemlerde gerek soruşturma komisyonun yaptığı işlemler, gerekse komisyonun kurulması sürecindeki işlemler yargısal işlemler olduğu için gizlilik savunusu bunlara yönelik ileri sürülemez. Çünkü eğer soruşturma komisyonu oylamada ret oyu çıkarsa bu bir çeşit soruşturma izni verilmemesi anlamına gelir. Milletvekillerinin detayını bilmediği bir konuda oy vermeleri düşünülemez. Kaldı ki halen devam eden bir savcılık soruşturması vardır. Gizliliğin hangi noktalarda soruşturmasının sağlıklı yürütülmesine zarar vereceğini düşünülürse savcılık zaten fezlekeye ile ekindeki evrakları meclise göndermezdi. Başsavcılık fezlekeyi ayırıp meclise gönderilen kısmın meclisin ve hatta kamu bilgisine açılmasında soruşturmasın gizliliği açısından sorun görmemiştir. Kamu görevlileri hakkındaki soruşturmada böyle olur.”

HDP’li Sırrı Süreyya Önder de şunları söyledi:

“TMK ile yetkili özel mahkeme ve savcılıklar kaldırılırken, CMK 153.maddesinin 2,3 ve 4’üncü maddeleri de kaldırılmış, tüm gizli soruşturmalara şüpheli ve mağdur müdafilerinin ulaşmasının önü açılmıştır. Şüpheliler dosyaya ulaşırken, meclis için gizli diyerek, fezlekelerin milletvekillerinden gizlenmesi gayri ciddi bir gerekçedir.”