Dünya

Savunma politikasında uzlaşma sağlanacak mı?

Almanya'da Hirstiyan Birlik, Yeşiller ve Hür Demokratlar arasında devam eden koalisyon pazarlıklarında bu hafta gündemde olan konu savunma politikası. Ancak partiler arasında derin görüş ayrılıkları mevcut.

01 Kasım 2017 19:30

Almanya gelecek dört yılda nasıl bir savunma politikası izleyecek? Alman ordusu silahlandırılacak mı yoksa askeri açıdan çekimserliğin ağır bastığı bir dönem mi başlayacak? Seçim kampanyası sırasında partilerin renklerinden ötürü "Jamaika" olarak adlandırılan Hristiyan Birlik, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti arasındaki olası koalisyonun savunucuları savunma politikası konusunda farklı pozisyonlarda yer aldıklarının sinyalini vermişti. Bu görüş ayrılıkları nedeniyle savunma politikası konusundaki pazarlıkların çetin tartışmalara sahne olması bekleniyor.

Tartışmalı olan konuların başında askeri harcamalar geliyor. Almanya'da son yıllarda askeri harcamalar düzenli olarak artış göstermiş ve bu yıl 36 milyar 600 milyon euroya kadar yükselmişti. Yeşiller, 180 bin askerden oluşan bir ordu için bu harcamanın yeterli olduğu kanısında. Yeşiller'e göre, Alman ordusunun donanımlı olması gerekiyor ancak parti bunun için askeri harcamaların artırılmasındansa mevcut bütçenin verimli bir şekilde kullanılmasından yana. Özellikle pahalı savunma ürünlerinin tedariki için "vergi gelirlerinin israf edilmemesi" uyarısında bulunan parti, savunma harcamalarının artırılmasını kesin bir dille reddediyor.

Ordunun bütçesi artacak mı?

12 yıldır iktidarda bulunan Hristiyan Birlik partileri ise vergi gelirlerinin israfı konusunda konuşmaya fazla istekli değil. CDU/CSU grubu, Savunma Bakanı Ursula von der Leyen'ın başlattığı reformu övmeyi tercih ediyor: Personel artışı, daha iyi bir donanım ve bütçenin yükseltilmesi. Von der Leyen, bir takım değişiklikler yaparak bu çizgiyi takip etmek istiyor. Bakan, ordunun uluslararası yükümlülüklerinin yanı sıra NATO'ya ve ülke savunmasına daha fazla yoğunlaşmasını istiyor; bu da orduya daha fazla yatırım yapılması gerektiği anlamına geliyor. Siber saldırılara karşı savunma da bu stratejinin parçalarından biri.

Hristiyan Birlik Partileri, NATO üyesi ülkelerin savunma harcamalarını tedricen artırarak 2024 yılına kadar savunmaya Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde ikisi dolayında pay ayırması hedefine ulaşmak istiyor. Ancak Almanya halihazırda bu hedeften oldukça uzakta; şu anda savunma harcamaları Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 1,3'ü dolayında. Yüzde 2 hedefine ulaşabilmek için savunma harcamalarının her yıl milyarlarca euro tutarında artırılması gerekiyor. Yeni hükümette pozisyonunu korumak isteyen Bakan Ursula Von der Leyen için oldukça iddialı bir hedef.

Alman Bakan Von der Leyen, İttifak üyelerine verilen sözlerin tutulması gerektiği kanaatinde, Bakan bunun güvenilirlikle ilgili olduğunu düşünüyor. Bakan'a göre, orduya bütçeden ayrılan payın artırılması yeni savunma ürünlerinin satın alınması konusunda da ordunun elini güçlendirebilir. Örneğin, Yeşiller'in kesin bir şekilde reddettiği silahlı insansız hava araçlarının alınması gibi. 25 Kasım'da yapılacak parti kurultayında koalisyon görüşmelerinde gelinecek noktayı değerlendirecek olan Yeşiller, ordunun silahlandırılmasına karşı. Parti, sivil çatışma önleyici girişimlere ağırlık verilmesi gerektiği görüşünde.

FDP 'Avrupa Ordusu' istiyor

Peki, Hür Demokrat Parti (FDP) NATO'ya verilen taahhütlere nasıl yaklaşıyor? Seçim programında liberaller NATO'ya bağlılıklarını ilan ederken, 2024 yılına kadar savunma bütçesinin artırılması fikrine de sıcak yaklaştıklarının sinyalini vermişti. Ancak Yeşiller gibi Hür Demokrat Parti de geçmişte askeri ürünlerin satın alınmasında hatalar yapıldığı, zaman ve para israf edildiği görüşünde. Partiye göre bu hataların düzeltilmesi gerekiyor. FDP, birçok Avrupa ülkesinin birlikte savunma ürünleri satın alması veya geliştirmesi ile tasarruf yapılabileceği kanaatinde. Liberaller için, bu Avrupa Ordusu'na giden yolda makul bir adım olacak. FDP olası koalisyon ortakları arasında bir Avrupa Ordusu kurulmasını talep eden tek parti.

Yurt dışı misyonları artsın mı azalsın mı?

Jamaika koalisyonunun kurulması durumunda ordu gelecekte nasıl önceliklere sahip olmalı? Yeşiller, "askeri çekimserlik kültürü"nün oluşturulmasını isterken, sadece Birlemiş Milletler'in (BM) kararı doğrultusunda yurt dışındaki askeri misyonlara onay verilmesi gerektiği görüşünde. Almanya'nın dahil olduğu Kuzey Irak'ta peşmergelerin eğitimi veya IŞİD'le mücadele koalisyonu gibi yurt dışı misyonları için ise BM kararı bulunmuyor. Yeşiller, 'istekliler koalisyonu' tarafından desteklenen yurt dışı misyonlarının anayasaya aykırı olduğu görüşünde.

Hür Demokrat Parti (FDP) ise ekonomik açıdan güçlü bir ülke olan Almanya'nın 'uluslararası arenada daha fazla sorumluluk almasını' istiyor. Parti, her misyonu Federal Meclis'in onayına tabi kılarak, ordunun NATO veya AB misyonlarına katılmasını da kolaylaştırmayı hedefliyor.

FDP ve Yeşiller: Çatışma bölgelerine silah gönderilmesin

Savunma ihracatı konusunda Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) aynı görüşte; her iki parti de kriz bölgelerine silah ihracatı yapılmasına karşı. Halihazırda silah ihracatı düzenlemelerine göre de kriz bölgelerine silah ihracatı yasak, ancak uygulamada durum farklı. Almanya, Suudi-Arabistan'a tank, Meksika'ya da ateşli silah ihraç ediyor.

FDP istikrarsız bölgelerin daha da istikrarsızlaştırılmasının önüne geçmek için bu bölgelere silah ihracatının yasaklanmasından yana. Yeşiller de ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı ülkelere silah ihracatının 'istisnasız' yasaklanmasını talep ediyor. Her iki parti de silah ihracatını somut kriterlere bağlayan bir silah ihracatı yasası yapılmasını istiyor.

Yeşiller, ABD'den kalan nükleer silahların da Almanya'dan çekilmesi gerektiği kanısında. 2009-2013 yılları arasında CDU/CSU ile birlikte hükümette yer alan FDP bu konuda sessiz kalmıştı, nükleer silahlar halen Almanya'da.

Nina Werkhäuser

© Deutsche Welle Türkçe