Gündem

Gülerce'den Ekrem Dumanlı mesajı: Kimse şov yapmasın

Fethullah Gülen’i tanıyıp tanımadıkları sorulan yazarlara, yazılarını yazarken Gülen’in düşüncelerinden faydalanıp faydalanmadıkları sorusu da yöneltildi

16 Aralık 2014 10:30

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, “paralel yapı” iddialarıyla ilgili yürütülen 14 Aralık operasyonu kapsamında haklarında gözaltı kararı çıkan yazar Ahmet Şahin ile eski Zaman Gazetesi başyazarı Hüseyin Gülerce, dün Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne giderek teslim oldu. İfadeleri alan soruşturma savcısı Hasan Yılmaz ve beraberindeki savcılar, Şahin ve Gülerce’ye 43’er soru yöneltti.

Sorgunun ardından konuşan Gülerce, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın gözaltına alınmasıyla ilgili olarak, "İşin içerisine basın özgürlüğünü katarak veyahut da gösteri yaparak veyahut da Türkiye çok ciddi bir dönemin içinden geçerken şov yaparak kimse meseleyi başka yere çekmesin" dedi.

Habertürk’ten Serdar Kulaksız ve Nihat Uludağ’ın haberine göre, “Fethullah Gülen’in 6 Nisan 2009’da yaptığı konuşmanın aynısının, 3 gün sonra Samanyolu TV’de 64 bölümü yayınlanan Tek Türkiye adlı dizide oynanması için bir yerden talimat alındı mı?” sorusunun yöneltildiği Şahin’e, Gülen’in konuşmasının hemen ardından Gülen grubuna ait Zaman Gazetesi ve Samanyolu TV’de Tahşiye konusunun bire bir işlendiği, 10 Nisan 2009’da Hüseyin Gülerce’nin köşesinde Tahşiye konusunu işlediği belirtilerek, “Siz de bu konuyu 15 Nisan 2009’da köşenizde işleyerek Tahşiyecilerin terör örgütü ile irtibatlı gibi gösterilmesi ve bu sayede kamuoyunda algı oluşturulmaya çalışılmasıyla ilgili bir çalışmanın içerisinde bulundunuz mu?” denildi.

“Benim yazım tamamen ‘İslam’da irtica ve takiye yoktur’ konusunu işlemektedir. Somut hiçbir kişi veya grupla ilgisi yoktur” yanıtını veren Şahin’e, Gülen tarafından ya da dolaylı yollardan görev ya da talimatlar alıp almadığı soruldu. Şahin, “Bana kendisinin herhangi bir talimat vermesi veya yönlendirmesi söz konusu değildir” dedi. “Köşe yazılarınızı yazarken Fethullah Gülen, Hidayet Karaca ya da Ekrem Dumanlı adlı kişilerden talimat alır mısınız?” yönündeki bir diğer soruyu da Şahin “Herhangi bir kimseden talimat almıyorum” diyerek yanıtladı.

 

17 Aralık sorusu

 

 “Şefkat Tepe isimli dizinin 121. bölümünde geçen diyalogların Selam Tevhit Örgütü soruşturması dosyasında geçen kişi, kurum ve olaylarla paralellik gösterdiğinin anlaşıldığı, bunun tesadüf olup olmadığı” sorusuna “Dizilerden herhangi bir haberim yoktur. Yazılarımı tamamen kendi görüşlerim doğrultusunda yazarım” yanıtı veren Şahin, “Şefkat Tepe dizisinde geçen sözlerin belirli bir kronolojik sıraya göre gitmesi ve Türkiye gündemini ilgilendiren konularla paralellik göstermesi ve bahsedilen olayların sırayla gerçekleşmesi sizce tesadüf mü? 17 Aralık sürecinin gerçekleşeceğiyle ilgili bilginiz var mıydı? Bu diziler aracılığıyla belli bir kitleye mesaj ya da talimat mı gönderiliyor?” sorusu üzerine ise “Diziyi izlemedim” dedi.

 

Baro avukatı

 

Hüseyin Gülerce’ye de 3 saatlik ifadesi boyunca 43 soru yöneltildi. Gülerce’ye avukatı olmadığı için İstanbul Barosu’na kayıtlı Avuket Fatma Tülek eşlik etti. Cumhuriyet Savcısı İrfan Fidan’ın sorularına yanıt veren Gülerce’ye, 22 sayfalık ifadesinde ilk olarak Fethullah Gülen ile tanışıklığı ve hangi tarihten itibaren tanıştığı soruldu. Gülerce’ye sorulan soruların büyük bir bölümü Samanyolu TV’de yayınlanan Tek Türkiye ve Şefkat Tepe dizisine ilişkin oldu. Gülerce’ye, “Sayın Fethullah Gülen ile ilgili demeçleri ve haberleri takip ediyor musunuz?” sorusu yöneltildi. Gülerce bu soruya “Çok yakından takip ederim” yanıtını verdi. Ardından, Gülerce’ye, “Fahri Sarrafoğlu adlı kişiye 2009 yılında herhangi bir talimat verdiniz mi? Herhangi bir mesaj verdiniz mi?”, “Tahşiye adını biliyor musunuz?”, “Anlamını biliyor musunuz?”, “Rahle kelimesinin anlamını biliyor musunuz?, “Tahşiye ve rahle konusunda yazınız oldu mu?” soruları da yöneltildi. Tahşiye Yayınevi’yle bir ilgisinin olup olmadığının da sorulduğu Gülerce, yayıneviyle bir ilgisi olmadığını ve sözü edilen dizileri de izlemediğini belirtti. Tek Türkiye ve Şefkat Tepe dizilerini izleyip izlemediği de sorulan Gülerce, “Tek Türkiye ve Şefkat Tepe’de karar kurulu var. Bu sahnedeki karanlık kurulla ilginiz, bilginiz var mı?”, “Oyuncular arasında geçen konuşmalarla ilginiz var mı?” soruları da yöneltildi.

 

Sorudaki diyaloglar

 

Gülerce’ye yöneltilen sorular arasında Tek Türkiye dizindeki diyaloglar da yer aldı. Sorular aynen şöyle:

 “2009 yılının 4’üncü ayında Samanyolu TV’de 64. bölümde Tek Türkiye dizisinde Karanlık Karar Kurulu oyuncuları arasında bir konuşma geçiyor.

X1 erkek: Yeni projemizin adı Tahşiye olacaktır.

Y1 bayan şahıs: Efendim özür dilerim ama bu nasıl bir eylem planı? İlk defa duyuyoruz

X1 erkek şahıs: Bu hareketin silahlı terör örgütü kapsamına alınmasını sağlayacağız

X2 erkek şahıs: Bu yerlere de terör eylemlerinde kullanılmış silahlar ve malzemeler bırakılıp baskınlarla bulunması sağlanacak.

X1 erkek şahıs: Beyler bu Tahşiye planıyla bizim üzerimize yeni dalgalar gelmeden biz onların üzerine irtica dalgalarıyla gideceğiz. şeklinde diyalogların geçtiği tespit edilmişti. Dizinin 64. bölümünü seyrettiniz mi? Bu diyalogları hatırlıyor musunuz?”

 “X1 şahıs: Anlaşılan ülkedeki bütün yapılanmamız anbean takip altına alınmış. Bu durumda deşifre olan şahısların etrafımızdan bir an evvel uzaklaşmasını sağlamalısınız. Selam söyleyin arkadaşlara. Şimdilik tevhitlerini bozmasınlar.

şeklinde diyalogların geçtiği gözlenmiştir. Burada sözü edilmek istenen nedir?”

Dizicilere senaryo soruldu

Serbest bırakılan senarist Naci Çelik Berksoy, Tek Türkiye’nin senaryosuyla ilgili sorular sorulduğunu belirterek, “Birtakım terör örgütü diye anlattıkları bir şeyi sordular. ‘Ben bu konularda biraz yabancıyım, bilmiyorum’ dedim. Biz Hocaefendi’nin dikte ettirdiği bir şeyi Tek Türkiye’de kullanmışız. Tahşiyeciler örgütüyle ilgili böyle bir şey söylediler, ben de ‘Bilgim yok’ dedim” dedi.

 

‘Onaylama var mı?’

 

Gülerce’ye “Zaman Gazetesi yazarı Ahmet Şahin ve Bugün Gazetesi yazarı Nuh Gönültaş adlı kişilerle tanışıklığınız var mı?” sorusunu da yönelten Savcı Fidan, “Yazınızı yazdıktan sonra herhangi birinin onayına sunuyor musunuz?”, “Köşe yazılarınızı yazarken Fethullah Gülen, Hidayet Karaca ve Ekrem Dumanlı adlı kişilerden talimat alır mısınız?” diye de sordu.

Habertürk’te yer alan haberin tamamını okumak için tıklayın

Sorgunun ardından Yeni Şafak gazetesinin sorularını yanıtlayan Gülerce, önemli açıklamlar yaptı.

 

Mesele başka yere çekilmesin

 

Gülerce ifadesiyle ilgili olarak şunları anlattı: “Gülen’in sohbetinde Tahşiye kelimesi geçiyor. Bu sohbetin bir paragrafını almışım. Yoksa kendim tahşiye kelimesini kullanmadım. Kendimi böyle savundum. Onlar da inandırıcı buldular. Böyle bir kumpasın içerisinde yer alamayacağımı da söyledim. Hükümetin darbe teşebbüsüyle karşı karşıya olduğunu söylüyorum ben. Ortada ciddi bir mevzu var ve ben bana gösterilen delillerle bir tezgah olabileceğini düşünüyorum. Tezgahtır diyemem, bu yargılamanın sonucunda çıkacak. Yargıya müdahale edemem. Başkaları da yargıya müdahale etmesinler.”

 

Cemaatte iran takıntısı görüyorum

 

Gülerce sorgusunda İran ile sorular da sorulduğunu söylerken “Hakikaten bende İranla ilgili mevzuda cemaatin yaklaşımını eleştirmek istiyorum. Fırsat oldu ifademde onu da söyledim. Bir takıntı görüyorum ben cemaatte sayın Gülen başta olmak üzere bir İran takıntısı var öyleki bazı insanları bazı hükümet üyeleri hatta bakanları hatta başbakanı sayın cumhurbaşkanını zan altında bırakmak için bir muta nikahı İran yönlendirmesi gündeme getiriliyor. Ben bunu hazmedemiyorum gücüme gidiyor.

 

5 bin yıllık bir devlete sahibiz

 

Türkiye 5 bin yıllık bir devlete sahip yani Türkiye, İran’ın oyuncağımı Bakanlarına, Milletvekilerine  ve Genel Müdürlerine bürokratlarına bir muta nikahı kıydırılarak Türkiye’yi İran mı yönetiyor. Bu kadar olmaz Türkiye’de başka her ülkenin İran da dahil  hesabı vardır istihbaratı vardır. Amerikası İngilteresi de vardır. İsrali’nde Suriye’nin de Almaya’sının da ama bunların hepsini bir kenara bırakıp sadece Türkiye’yi İran şu şu şu numaralarla yollarla yönetiyor demek ve Türkiye’yi yöneten insanları Türkiye’yi küçümsemek Türk  devletini böyle başkasının oyuncağı olacakmış devletmiş gibi göstermek, beni Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak rahatsız ediyor Bunu da ifademde söylemiş oldum" ifadelerini kullandı.

 

Kimse basın özgürlüğü diye şov yapmasın

 

Gülerce, Dumanlı’nın gözaltına alınmasıyla ilgili olarak da “Yani işin içerisine basın özgürlüğünü katarak veyahut da gösteri yaparak veyahut da Türkiye çok ciddi bir dönemin içinden geçerken şov yaparak kimse meseleyi başka yere çekmesin. Hakikatin ortaya çıkması önemli. Bunu da şunun için ısrarla vurguluyorum. Ben de o hatayı yaptım maalesef. Ergenekon ve balyoz davalarında böyle bir havaya girildi. Şimdi bakın kendileri de o arkadaşların Ahmet Şık’tan özür diliyorlar. Bir havaya girip de meseleyi başka tarafa çekip de hakikatin ortaya çıkmasını kimse engellememeli.” diye konuştu.