Ergenekon iddianamesini hazırlayan savcı Zekeriya Öz'ün, yurtdışında bulunan eski AKP milletvekili Turhan Çömez ile eski Jandarma İstihbarat Dairesi Başkanı emekli tuğgeneral Levent Ersöz'ün ifadelerine başvurmak için Adalet Bakanlığı'ndan talepte bulunmadığı ortaya çıktı. Radikal yazarı Murat Yetkin'in konuştuğu Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, savcılığın kendilerine bu yönde henüz bir başvurusunun olmadığını açıkladı.
Oysa aynı savcı Öz'ün talimatıyla, Çömez nedeniyle Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt'ün 5.5 saat ifadesi alınmıştı. Yine Levent Ersöz'le konuştuğu gerekçesiyle gazeteci Mustafa Balbay apar topar gözaltına alınmış ve günlerce Emniyet ile savcılıkta sorgulanmıştı.
Yetkin'in olayla ilgili Radikal'de (16 Aralık 2008) yayımlanan yazısı şöyle:
"Dün tam da Veli Küçük’ün Ergenekon davası duruşmasında savunmasını verdiği sıralarda Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ile telefonda konuşuyorduk. Şahin’e Ergenekon soruşturması sırasında öne çıkan isimlerden ikisi hakkında yasal durumu sordum.
Bu kişilerden birisi, eski AK Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, diğeri de Jandarma İstihbarat Dairesi’nin eski başkanı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz.
Savcı Zekeriya Öz, yıllarca Başbakan Tayip Erdoğan’ın özel kalem müdürlüğünü de yapmış olan Çömez’in bu soruşturmadaki rolünün önemli olduğunu düşünmüş olacak ki, dinleme kararı aldırmıştı. Başbakan Tayip Erdoğan’ın, başbakan olmadan önce yıllardır özel kalem müdürlüğünü yapan Çömez, 2002 seçimleri öncesi Erdoğan’ın uygun bulmamasına karşın, doktorluklarını yaptığı Albayrak ailesinin hatırı kırılamadığı için milletvekili listesine konmuştu.
Çömez’i dinlemekle görevli gezer polis istihbarat ekipleri, onun Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda hanımla buluşacağı Kavaklıdere Tenis Kulübü önünde tertip almış, Paksüt takip edildiğinden kuşkulanıp aracını durdurunca dinleme olayı patlamıştı. Tam da Anayasa Mahkemesi’nin AK Parti kapatma davasına bakıldığı günlerdi. Ferda Paksüt’ün daha sonra bu yüzden 5.5 saat ifadesi alındı.
Peki Çömez’le konuştuğu için bayan Paksüt’ün ifadesini Çömez’le dava için gerekli gören savcılık, Çömez’le konuşma ihtiyacı duymuyor mu?
Emekli general Ersöz için de aynı şey söz konusu. İddianamede Ersöz’ün adı geçiyor. Siyasi amaçla kendisine güvenlik gerekçesiyle emanet edilen personel, araç ve yetkiyi kullandırmak mutlaka güçlü bir iddia sayılır. Hatta Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ile makamında yaptığı ilginç sohbetleri Balbay’ın bilgisi dışında kaydettiği ve arşivlediği, daha sonra (iddianameden anlaşıldığı kadarıyla) eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur’un aranmasıyla ortaya çıkan belgelerden öne sürülüyor. Bu nedenle pek çok kişiyi, o arada Balbay’ı da sorgulayan Savcı Öz, acaba Ersöz’ü sorgulama ihtiyacı duymuyor mu?
Adalet Bakanlığı acaba Dışişleri kanalıyla Çömez ve Ersöz’ü istemeyi düşünmüyor mu?
Çömez’in dil eğitimi amacıyla İngiltere’de bulunduğu söyleniyor. Dün telefonda sorduğumda Adalet Bakanı’nın “O da Rusya’da” demesinden, istihbarat subaylığından emekli edildikten sonra Rus silah şirketi Rosoboron Export’un Türkiye temsilcisi olup TSK’ya tanksavar füzesi satma işine giren Ersöz’ün nerede olduğu konusunda devlet katında bilgi eksikliği olmadığını anlamış bulunuyoruz.
Şahin “Benim bakan olarak bunu istemeye yetkim yok” dedi ve şöyle açıkladı: “Soruşturmayı yürüten savcıdan, ya da davanın görüldüğü mahkemeden bir talep gelmeden, Adalet Bakanının böyle bir yetkisi yok. Şu ana kadar iade yönünde bir talep gelmedi. Şu ana kadar gelmesi, bundan sonra gelmeyeceği anlamına gelmez. Bu iki kişi hakkında henüz dava açılmadı. O iddianame henüz hazırlanma aşamasında. İddianame hazırlanıp açıklandığında yeni gelişmeler olabilir. Bizden bir talep olursa, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla gerekli işlemi yaparız.”
İkinci iddianamenin hâlâ hazırlanmamış olduğu gerçeğini dile getiren ilk üst düzey yetkili olmadı Adalet Bakanı Şahin. Ankara’daki yönetim kademelerinde ikinci iddianameye yönelik bir sabırsızlık, belirsizlik göze çarpmaya başladı.
Bu durum, suçlanıp suçlanmayacakları ikinci iddianame ile belli olacak (ve dava açısından) daha önemli iki kişiyi daha ilgilendiriyor. Emekli orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon.
Ankara’da idare, güvenlik ve yargı kademelerindeki belirsizlik ve baş gösteren sabırsızlığın birkaç nedeni var. Birkaç soru olarak özetlemek mümkün:
1- Savcılık ikinci iddianameyi ne zaman açıklayacak? Açıklanması 29 Mart yerel seçimlerine yaklaştıkça bu farklı yorumlara neden olmayacak mı?
2- İkinci iddianamede suçlamalar darbe girişimine mi dayandıracak? Dayandıracaksa, TSK içinde daha Savcı Öz dava açmadan bu nedenle başlayan tasfiye harekâtı iddianamede yer tutacak mı?
3- İddianame darbe girişiminden açılmayacaksa, neden açılacak? Eğer baştan beri endişe edildiği üzere dağ fare doğurursa bu ne gibi sonuçlar
doğuracak? Bu fiyaskonun hesabı o zaman kimden sorulacak?
Umalım, Ergenekon davaları sonuçlandığında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi fazla mesai yapmak zorunda kalmasın."