Dünya

Sarkozy ve Le Pen yeniden lider

Nicolas Sarkozy 2017'deki cumhurbaşkanlığı seçiminde şansını denemek istiyor. Eski Fransa Cumhurbaşkanı'nın en dişli rakibi Ulusal Cephe lideri Le Pen olacak.

01 Aralık 2014 17:35


Ekonomik ve siyasi krizi bir türlü atlatamayan Fransa’da 2017 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi perspektifinde sağ ve aşırı sağ partiler içinde liderler belirlenmeye başladı. Bu yıl mayıs ayında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinden ülkenin 1 numaralı partisi olarak çıkan aşırı sağcı Milli Cephe (FN) içinde Marine Le Pen sorunsuz biçimde yeniden lider seçildi. Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ise eskiden lideri olduğu, şu an ana muhalefette olan Halk Hareketi Birliği (UMP) partisinin başına zor da olsa tekrar seçilmeyi başardı.

UMP liderliği için yapılan seçimde Sarkozy yüzde 64,5 oyla başkan seçildi. Sarkozy, başkan seçilmesine rağmen beklenenin altında oy aldı. Parti liderliğindeki rakiplerinden, liberal eğilimli Bruno Le Maire, yüzde 29,18 oy elde ederek sürpriz yarattı. ABD’deki “Tea Party” çizgisinde olan ve partinin aşırı muhafazakar kanadını temsil eden diğer rakip Hervé Mariton ise yüzde 6,32 oranını aşamadı. Mariton’un yüzde 10 barajını bile aşamaması, ülkede son yıllarda adlarından sıkça söz ettiren aşırı muhafazakarların UMP yerine aşırı sağcı FN’ye kaydıklarının göstergesi olarak yorumlanıyor.

Sarkozy önseçimi alabilecek mi?

UMP başkanlık seçimi internet üzerinden yapıldı. Elektronik oylamaya 268 bin UMP üyesi katıldı. Sarkozy’nin şimdi seçim sonuçlarını da dikkate alarak kendisiyle çalışacak yeni parti yönetim kadrosunu belirlemesi bekleniyor. Sarkozy, yeni lider sıfatıyla bu sabah, parti üyesi eski başbakanlardan oluşacak ve UMP’yi yönetecek bir komite kurulması önerisinde bulundu. Ancak, 2017 cumhurbaşkanlığı seçimi için potansiyel rakiplerinden olan François Fillon bu teklifi reddettiğini duyurdu. Sarkozy’nin cumhurbaşkanı olduğu 2007-2012 yılları arasında başbakanlık yapan Fillon, Anglosakson liberalizmini savunuyor.

Eski başbakan ve dışişleri bakanı Alain Juppé ise yanıtını hafta içinde açıklayacağını duyurdu. Juppé, Almanya Başbakanı Angela Merkel’i örnek alan ve gerekirse Fransa'yı merkez ve sosyal demokrat partilerle yönetebileceğini söyleyen bir isim. Şu an için Sarkozy’nin önerisini kabul etmiş tek eski başbakan ise Dominique de Villipen. Ancak, eskiden dışişleri bakanlığı da yapmış olan de Villepin'in siyasi planda parti içinde pek ağırlığı olduğu söylenemez.

Sarkozy'nin UMP liderliği, otomatikman 2017 seçimi için partinin cumhurbaşkanı adayı olacağı anlamına gelmiyor. Cumhurbaşkanı adaylığı için parti içinde 2016 yılında ön seçim düzenlenecek. Fransız siyaset gözlemcileri, Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığı dönemi bilançosunun büyük ölçüde negatif olduğunu ve hakkında çok sayıda yolsuzluk iddiası bulunduğunu belirterek dikkatli konuşmayı tercih ediyorlar. Bu nedenle UMP içinde birçok çevre Sarkozy’nin “doğru aday” olmadığını savunuyor.

Marine Le Pen'e dayanabilecek mi?

Sarkozy gelecek iki yıl boyunca bir yandan parti içinde kendisini kabullendirmeye çalışırken diğer yandan da hem kendisi hem de partisi için kâbusa dönüşmeye başlayan aşırı sağcı lider Marine Le Pen ile baş etmek zorunda kalacak. Özellikle son iki yıldır ülkenin yükselen siyasi lideri konumuna gelen Le Pen, haftasonu partisinin olağan kongresinde yüzde 100 oyla yeniden lider seçildi. Le Pen parti liderliği için tek adaydı. Bu sonuç, Le Pen’in 2017 seçiminde partisinin mutlak adayı olacağının da göstergesi olarak yorumlanıyor. Son aylarda yapılan tüm kamuoyu araştırmaları, Le Pen’i 2017 cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda merkez sağ ve merkez sol adayların önünde “mutlak galip” gösteriyor. İkinci turda ise merkez sağ, merkez sol, çevreciler ve komünistlerin, “aşırı sağcı bir adayın seçilmesini engellemek” adına kerhen de olsa yapacakları yazılı olmayan anlaşma nedeniyle Le Pen’in cumhurbaşkanı seçilmesi zor görünüyor.

Ancak, Fransa’da siyasi kültür değişiyor. Bugüne kadar aşırı sağ ile ittifaka yanaşmayan UMP içinde “seçimleri kazanmak” adına Le Pen ile pazarlık yapmak gerektiğini söyleyenlerin sayısı giderek artıyor. 2012 yılında iktidara gelen sosyalist cumhurbaşkanı François Hollande’ın özellikle işsizlik ve istihdam politikalarında Fransız toplumunda yarattığı hayal kırıklığı da UMP-FN ittifakı fikrini her geçen gün normalleştiriyor. Son kamuoyu yoklamaları, UMP ve FN sempatizanlarının yüzde 58’inin 2015 yılında yapılacak bölge ve il genel meclisi seçimlerinde iki partinin ittifak yapmasından yana olduğunu gösteriyor. Sempatizanlar, her iki partinin özellikle asayiş, göçmenler, aile ve vergi politikalarında ortak çalışabileceğini düşünüyor. Bu iki parti arasında ittifak fikri bundan daha birkaç yıl öncesine kadar Fransız siyasetinde adeta bir tabuydu.