Dünya

Sarkisyan'dan Erdoğan'a davet yanıtı: Bizde kendi davetine yanıt almadan, misafir olmak adet değildir

Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Çanakkale Savaşı'nı birlikte analım' önerisini reddetti

16 Ocak 2015 23:34

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “Ermeni Soykırımı’nı Anma Günü” olan 24 Nisan’da anılacak Çanakkale savaşlarının yıldönümündeki törenlere davet ettiği Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, "Bir buçuk milyon masum kurbanın hatırasını anarak, dünyaya Ermeni Soykırımı'nın tanınmasının unutulmaması mesajının verilmesini tavsiye ederim" diyerek, daveti reddetti.

Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 24 Nisan’nda Türkiye’nin Gelibolu Muharebelerinin 100. Yıldönmü anma etkinliklerine davet mektubuna yanıt verdi.

Sarkisyan mektubunda şunları söyledi:

"Saygıdeğer Sn. Cumhurbaşkanı,

Bana yönelik Gelibolu Muharebesinin  100. Yıl anma etkinliklerine katılım davetinizi aldım.

Birinci Dünya Savaşı, milyonlarca masum insani kayba ve birçoklarının alın yazsını söndüren gerçekten insanlık tarihinin en korkunç sayfalarından biridir.

Osmanlı İmparatorluğu Ordusunun Ermeni topçu  teğmeni Sarkis Torosyan da Gelibolu Muharebesine katılanlar arasındaydı, bir subay ki kendini İmparatorluğun savunma ve güvenliğinin teminine adamış, hizmetine sadakat ve başarılarından ötürü Osmanlı İmparatorluğu tarafından askeri ödüllere nail olmuştu. Ancak aynı yıl zirvesine ulaşan Osmanlı İmparatorluğu tarafından Ermeni halkına yönlik önceden planlanmış ve gerçekleştirilen kitlesel katliam ve cebri sürgün dalgası Sarkis Torosyan’ı bile atlamadı. Gaddarca katledilen onun ebeveynleri de Soykırıma kurban giden birbuçuk milyon Ermeni arasındaydı, kızkardeşiyse Suriye çöllerinde öldü.

İşte bu benzeri olmayan katliam sonucunda Raphal Lemkin «soykırım»  terimini yarattı ve bunun cezalandırılmaması Holokost’a, Ruanda, Kamboçya ve Darfur soykırımlarına zemin hazırladı.

Size göre Gelibolu muharebeleri sadece Türkiye’nin değil tüm dünya için savaştan doğmuş dostluk ilişkilerinin müstesna bir örneği, muharebe alanı ise savaşın acı mirasını hatırlatan barış ve dostluk anıtıdır. Herkesin çok iyi bildiği Gelibolu Muharebesinin önemi veya Türkiye’nin I. ve II. Dünya Savaşları esnasındaki tartışmalı rolünü bir taraf bırakarak, barış ve dostluğun ilk elde kendi geçmişiyle yüzleşme cesareti, tarihi adalet yanısıra insanlık hafızasının seçmece değil aksine tamamıyla tanıma üzerine kurulması gerektiğini anmak gerekir.

 

'Anma etkinliklerine teşebbüs etmeden Türkiye, Ermeni Soykırımı'nı tanımalı ve kınamalıdır'

 

Ne yazık ki Türkiye geleneksel inkarcı politikasına ve Gelibolu muharebeleri, ki bunlar 18 Mart 1915’te başlayıp 1916 yılının Ocak sonuna dek sürmüş, Antant devletlerinin karaya çıkarma operasyonu Gelibolu kara muharebeleri 25 Nisan’da başlamış olmasına karşın 100. Yılını bu yıl ilk kez 24 Nisan’da anarak enstrumanlarını, her geçen yıl tarihin çarpıtılmasını ‘yetkinleştirerek’  devam etmektedir. Bu uluslararası toplumun dikkatini Ermeni Soykırımının 100. Yıl anma etkinliklerinden saptırılması basit amacı değilse, başka ne amaç gütmektedir? Ancak daha anma etkinliklerine teşebbüs etmeden önce Türkiye kendi halkı ve tüm insanlığa karşı çok önemli bir göreve sahiptir: bu Ermeni Soykırımının tanınması ve kınanmasıdır.

Öyle ki, dünya barışına yönelik Sizin mesajlarınızda, birbuçuk milyon masum kurbanın hatırasını anarak, dünyaya Ermeni Soykırımının tanınmasının unutulmaması mesajının verilmesini tavsiye ederim. Gelecek nesillere çarpıtmalardan bağımsız gerçek tarihin aktarılması her birimizin borcudur, bu şekilde cürümlerin tekrarı engellenebilir, özellikle komşu milletler arasında yakınlaşma ve izleyen işbirliği için zemin hazırlanabilir.

P.S. Ekselansları, Sizi daha birkaç ay önce 24 Nisan 2015’te Ermeni Soykırımının masum şehitlerinin hatırasını birlikte anmaya davet ettim. Bizde kendi davetine yanıt almadan, davet edilene misafir olmak adetten değildir.