Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘ekonomik Kurtuluş Savaşı' nitelemesine tepki gösteren TDP Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, "Türkiye ekonomisi uçuşa geçti, Amerika, Avrupa bizi kıskanıyor’ diyorduk. Birden kendimizi, ekonomik Kurtuluş Savaşı’nın içinde bulduk” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşik Arap Emirlikleri Prensi ile Ankara'da gerçekleştirdiği görüşmeyi değerlendiren Sarıgül, "Dış politikada dostluk da düşmanlık da ebedi değildir. Kavga ettiğimiz ülkelerle barış içinde olmayı, olumlu bir adım olarak görüyoruz. Aynı adımın Suriye yönetimiyle de atılması ülkemizin yararına olacaktır" ifadelerini kullandı.
Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, partisinin MYK toplantısı öncesi basın açıklaması yaptı. Sarıgül şöyle konuştu:
"Aynı adımın Suriye yönetimiyle de atılması ülkemizin yararına olacaktır"
"Bize göre olayın iki cephesi vardır. Dış politikada dostluk da düşmanlık da ebedi değildir. Kavga ettiğimiz ülkelerle barış içinde olmayı, olumlu bir adım olarak görüyoruz. Aynı adımın Suriye yönetimiyle de atılması ülkemizin yararına olacaktır.
Bu ziyaretin diğer cephesi şudur; Birleşik Arap Emirlikleri'nden gelenler, ‘Türkiye paraya sıkıştı, gidelim, Türkiye'nin milli varlıkları üzerine çökelim' diyorlarsa ve ülkeyi yönetenler de buna rıza gösteriyorsa, buna da müsaade etmeyiz. Geri almasını da biliriz."
"Geçen hafta döviz dakika dakika yükselme rekoru kırdı"
“‘Türkiye ekonomisi uçuşa geçti, Amerika, Avrupa bizi kıskanıyor' diyorduk. Birden kendimizi, ekonomik Kurtuluş Savaşı'nın içinde bulduk” ifadelerini kullanan Sarıgül, “Geçen hafta döviz dakika dakika yükselme rekoru kırdı. Tek adam yönetimi, ekonomide her şey normalmiş, kontrol altındaymış, bir politikaları varmış gibi davrandı. Ama ne piyasalarda ne de halk nezdinde karşılık bulmadı, kimseyi ikna edemedi” açıklamasında bulundu.
Sarıgül, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirilerine şöyle devam etti:
‘"Size kaç tane 19 yıl lazım?' diye adama sorarlar"
“19 yıl ülkeyi yöneteceksin, üretim demeyeceksin, istihdam demeyeceksin, döviz kurları yükselince, kasanda para olmadığı için, müdahale edemeyeceksin, sonra buna bir kılıf uydurmaya çalışacaksın, piyasalar elbette ikna olmaz. 19 yıl ülkeyi yöneteceksin, üretmeden tüketeceksin, olmayanı harcayacaksın, rantla, inşaatla bugünlere geleceksin. Deniz bitince, ‘Biz 19 yıl yeni ekonominin hazırlıklarını yaptık' diyeceksin. Buna kimse inanmaz, kimseyi kandıramazsınız. ‘Size kaç tane 19 yıl lazım?' diye adama sorarlar.”
"Erdoğan piyasalar ile zıtlaşıyor; fatura halkımıza çıkıyor"
Erdoğan piyasalar ile zıtlaşıyor. Ne yazık ki fatura halkımıza çıkıyor. Türkiye her dakika fakirleşiyor, fiyatlara saat başı zam geliyor. Zam kervanına en son devlet de katıldı. Vergi ve harçlara yüzde 36 zam yaptı. Hani enflasyon yüzde 19'du? Her konuda tek yetkili kişi olan sayın Cumhurbaşkanından, bazı imtiyazlı şirketlere yaptığı gibi yetkisini bir kere de milletin hayrına kullanarak bu oranları yüzde 18'e indirmesini bekliyoruz"
Türkiye'nin zor günlerden geçtiğini vurgulayan Sarıgül, şu sözleri söyledi:
"Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür"
"Ülkemiz zor günlerden geçiyor. Halkımız yoksulluk ve geçim sıkıntısı içinde yaşıyor. Ucuz ekmek almak için, insanlar yağmur altında kuyruğa giriyor. Doğal gaz olan yerlerde kombiler açılamaz olmuş, doğal gazın olmadığı yerlerde odun ve kömür çok pahalı.
Çiftçiler tarlaya gübre atamıyor, bir kilo sütle bir kilo yem alamıyor. Esnafı, çiftçisi haciz ve hapis korkusu içinde yaşıyor. Tarım kredi kooperatifleri, kooperatif olmaktan çıkmış holding olmuş. Çiftçiye değil, yönetime çalışıyor. Tarım bakanlığı ithalat ofisine dönmüş, bakan diyor ki ‘Paramız var alıyoruz'. Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür. 2021 yılı biterken ülkenin hali budur!"
"Piyasaların tersine hareket etmeyeceğinizi beyan edin"
"Türkiye ekonomisi öngörülür olmaktan çıkmıştır. İçinde bulunduğumuz durum köklü tedbirler almayı gerektiriyor. Ancak ilk yapılması gereken, döviz piyasasını sakinleştirmektir. Bu amaçla sayın Cumhurbaşkanı'na, şunları yapması çağrısında bulunuyoruz: Muhalefet partilerini, İşçi, işveren, esnaf, çiftçi, emekli temsilcilerini çağırın. Ekonomik ve sosyal konseyi hemen toplayın, bu insanları dinleyin.
Sonra bu temsilcileri de yanınıza alarak kamuoyunun önüne çıkın, hukukun üstünlüğüne dayalı, şeffaf, kurum ve kuralların çalıştığı bir ekonomi ortamı sağlayacağınızı, piyasaların tersine hareket etmeyeceğinizi beyan edin."
"Lütfi Elvan'ın görevden affını kabul edin; Merkez Bankası Başkanı'nı görevden alın"
"Hazine ve Maliye Bakanı'nızla aranızda bir sorun olduğu algısı var. Bu algı, sayın bakanı güçsüz hale getirmiştir. Sayın Lütfi Elvan'ın görevden affını kabul edin. Merkez Bankası Başkanı'nı derhal görevden alın.
Piyasaların güven duyacağı, yandaş olmayan, Merkez Bankası kökenli bir kişiyi göreve getirin. Ekonomiyi yönetecek bu yeni kadroların işine karışmayacağınızı, Merkez Bankası' nın bağımsızlığına zarar vermeyeceğinizi taahhüt edin. Bunları yaparsanız piyasalar sakinleşecektir.
"Hiç olmazsa susun"
"Bu millet size ne istediyseniz verdi. Siz de bu aziz milletten bunu esirgemeyin. Bir kere de bu millet için geri adım atın. Yok, ‘Ben bunları yapmam' derseniz, hiç olmazsa susun. Susarsanız da piyasalar sakinleşecektir."