Gündem

Sarıgül, TDH'nin maddi kaynağının nereden geldiğini açıkladı

Mustafa Sarıgül, Can Ataklı'nın Vatan gazetesinde dün (19.01.2010) yayımlanan yazısına cevap verdi.

20 Ocak 2010 02:00
 T24- Mustafa Sarıgül, Can Ataklı'nın Vatan gazetesinde dün (19.01.2010) yayımlanan yazısına cevap verdi.

Gazeteci-yazar Can Ataklı dünkü yazısında, Sarıgül'ün Genel Başkanlığı'nı yaptığı Türkiye Değişim Hareketi'nin (TDH) maddi kayanağının nereden sağlandığını sormuştu. Sarıgül, Ataklı'nın sorusunu şöyle yanıtladı: TDH’nın bütün etkinliklerinde bütün masraflar, kurucular, kadrolar, gönüllüler ve katılımcılar tarafından dayanışma ve imece usulü paylaşarak karşılanıyor.


Can Ataklı'nın Vatan gazetesinde bugün (20.01.2010) yayımlanan yazısı:


Türkiye Değişim Hareketi Lideri Mustafa Sarıgül, dün kamuoyunda oluşan görüşlerden derlediğim sorulara yazılı olarak cevap verdi.

Sarıgül’e cevaplarının kelimesine bile dokunmadan yayınlanacağını sözünü verdim.

Ancak Sarıgül özellikle bazı konulardaki cevaplarını biraz uzun tutmuş. Verdiğim söz gereği tabii ki bunlara dokunmuyorum.

Bugün TDH hareketinin harcamaları ve maddi kaynakları üzerine sorulan soruların cevapları var. Yarın CHP’yi bölme konusundaki cevaplara yer vereceğim.

Diğer soruların cevapları ise henüz hazırlanmıyor. İşte ilk gün;

Sayın Can Ataklı,

19 Ocak tarihli Vatan gazetesinde, köşenizin tamamını, bir başka deyişle yarım gazete sayfasını bana ve Türkiye Değişim Hareketi’ne yönelik sorulara ayırmışsınız. Öncelikle Türkiye Değişim Hareketi’ne olan bu ilginizden dolayı size teşekkür ederim. Kuşkusuz bu ilgi, yurttaşlarımızın hareketimize yönelik her geçen gün artan sevgisinin ve desteğinin bir sonucudur.

Türkiye Değişim Hareketi güçlendikçe, bu tip sorular, daha da ötesi kötülemeler ve karalamalar artacaktır. Bunun bilincindeyiz. Ancak Türkiye Değişim Hareketi çok temiz ve halisane duygularla yola çıkmıştır. Ülkemizin içinde bulunduğu durumu dikkate alarak, yurttaşlarımızın artan desteği ve sevgisiyle, büyük bir sorumluluk duygusuyla, değişim için ve iktidar olmak için yola çıktık. Siyasetin zor bir süreç olduğunu biliyoruz, ancak bütün zorlukları tam bir dayanışma içerisinde aşacağımıza inanıyoruz.

Sorularınızın pek çoğunun internet sitelerinde, gerçekle ilgisi olmayan “kasıtlı” hazırlanmış sorular olduğunu ifade etmek isterim. Yine de bu sorulara cevap vererek, yurttaşlarımızın merakını gidermemize fırsat verdiğiniz için size teşekkür ederim. Şimdi soruların cevaplarına geçebiliriz:

MADDİ KAYNAK: Hemen belirtmeliyim ki TDH’nın bütün etkinliklerinde bütün masraflar, kurucular, kadrolar, gönüllüler ve katılımcılar tarafından dayanışma ve imece usulü paylaşarak karşılanıyor.

1- TDH’nin her ay 3000 gönüllüye maaş ödediği doğru mu?

TDH’nın bugün 680 bin gönüllüsü var. Hedefimiz 1,5 milyon gönüllüye ulaşmaktır. Her gönüllünün sandığa 20 seçmen getirmesini hedefliyoruz. 3000 gönüllü bugünkü Türkiye için ufuk darlığıdır. Ayrıca 3000 gönüllü için asgari ücretten maaş verilse bu ayda yaklaşık 3 milyon TL yapar. Bu soruyu soranların hesap yapmayı bildiğinden şüphe duyarım. Kaldı ki o zaman bu yurttaşlarımıza gönüllü demek doğru olmaz. TDH, bugün başka hiçbir partiye nasip olmayan bir gönüllü kitlesiyle çalışıyor. Bunu anlayamayanlar da bu tip sorular soruyorlar. Gönüllülerimiz kendi masraflarını kendileri karşılıyor.

2- Mitinglere uzak yerlerden katılacaklara ücretsiz araç sağlanıyor mu?

Böyle bir şey yok. Zaten bu gerçekçi de değil. TDH hareketi toplumda büyük bir heyecan yarattı, bu heyecan katlanarak büyüyor. İller ve ilçelerdeki yönetim birimlerimiz, kadrolarımız araçları kiralıyor. Katılımcılar da yol masraflarını aralarında bölüşerek ödüyor.

3- Mitinge gelenlere kumanya dağıtılıyor mu?

Bu konuda merkezi bir düzenleme yapılmıyor. Yol boyunca yenen yemeklerin masrafı yerel birimler ve katılımcılar tarafından imece usulü karşılanıyor.

4- Mitingler için işini bıraktığını beyan edenlere bir günlük yevmiye ödeniyor mu?

Böyle bir şey söz konusu değil. TDH, hiçbir katılımcıya hangi ad altında olursa olsun hiçbir ödeme yapmaz. Katılımcılar bütün masrafları dayanışma usulü aralarında paylaşır. Kaldı ki mitinglerimiz çoğunlukla pazar günleri yapılıyor. Katılımcıların büyük çoğunluğu miting günleri zaten izin kullanıyor.

5- Sarıgül’e yurt gezilerinde kullandığı özel uçakları kim kiralıyor?

Türkiye’de sivil havacılık çok gelişti. İstendiği takdirde, pek çok firmadan özel uçak kiralanabilir. TDH olarak seyrek de olsa özel uçak kullanmak durumunda kalıyoruz. Bu durumda, kurucu arkadaşlarımızın dayanışmasıyla uçak kirasını paylaşarak ödüyoruz.

6- Miting ve toplantılarda Şişli Belediyesi’nin araçları kullanılıyor mu?

Bu kesinlikle doğru değildir. Şişli Belediye’sinin araçları TDH etkinliklerinde kesinlikle kullanılamaz. Tüm araçlar özel firmalardan kiralanarak ve masrafları da katılımcılar tarafından paylaşılarak ödeniyor.

***

Yasal düzenleme yetişmediği için zamlı emekli maaşı Şubat’a kalmış. Anlaşılan Meclis’in çalışması için bir “tam gün yasası” da milletvekillerine lazım! (Gani Yıldız)


***

Polisin “Tekel” hassasiyeti

Ankaralı dostlarımdan Kadri Ergin aradı. Eksik olmasın sık sık arar. Şimdi torunu da var, her şeyi bir kenara bırakıp torun muhabbeti yaparız.

Bu kez de torunun son numaralarını anlattıktan sonra beni hüzünlendiren bir olay anlattı. Tekel işçilerinin direnişi sırasında aynı yerde işi varmış. Karnı acıkmış, bir simitçiye girmiş.

“Hani geldiğinde yemiştik ya işte orası” dedi. Derken bir polis de gelmiş içeri. Simitini çayını almış, ama oturacak yer yok, Kadri Ergin işaret etmiş ve masasını paylaşmış. Derken laf açılmış haliyle. Ergin “Nasıl gidiyor?” sormuş. Polis “İyi değil, canım sıkılıyor” karşılığını vermiş.

Kadri Ergin “Hayrola nedir bu sıkıntın?” diye sorunca polis anlatmaya başlamış. “Şu anda Tekel işçilerinin eyleminde güvenlik görevlisiyim. Geçenlerde işçilere su sıktık, cop vurduk, gaza boğduk. Şimdi de olacak diye ödüm kopuyor.”

Ergin “Ne yaparsın, sizin işiniz de böyle” diyecek olmuş, polis sözünü kesmiş “Öyle deme ağabey, benim derdim başka” diyerek devam etmiş.


“Babam ben çocukken öldü. Annem İstanbul Cevizli Tekel tesislerinde çalışarak tek başına bana baktı, okuttu, polis olmamı sağladı. Yani ben hakları alınan Tekel işçisinin maaşıyla büyüdüm. Şimdi salladığım her copta annem gözümün önüne geliyor.”


Sizin de yüreğiniz hüzünlenmedi mi?