68 öğrenci hareketlerinin çıkış noktası Paris, yaklaşık bir aydır ‘Sarı Yelekliler’in eylemlerine sahne oluyor. 17 Kasım’da akaryakıta getirilen vergilere karşı taşrada yaşayan Fransızlar tarafından başlatılan, daha sonra kent merkezlerine yayılarak hükümet karşıtı protestolara dönüşen eylemlere bugün ülke çapında on binlerce kişinin katılması bekleniyor.
Eyleme katılanlardan biri, "Macron, bizden uzak ve bizi anlamıyor. O yüzden geri adım atmaları bizi frenleyemez. Geri adım yok!" derken bir diğeri adil ekonomi istediklerindne bahsederek, "Herkese eşit koşullar istiyoruz. Bizim iddiamız yola TAMAMEN değişmeden devam etmek. Bu hareket ne yazık ki büyüyecek ve daha da şiddetlenecek" diye konuşuyor. Bir başka eylemci ise şunları kaydediyor:
"Eylemler için 700 km’den fazla yol yaptım. Aveyron’dan güneybatıdan geliyorum. Gelmek için çaba sarfettim. Neden? Çünkü çaba gerekiyor değişim için. Bu bir vatandaşlık eylemi. Benim için, çocuklarım ve emekliler için... Tüm Fransa arkasındaymış gibi davranmasın! O, halkı dinlemeyen kötü bir seçilmiş. Gerçekten otoriter bir politikaya sahip."
Cumhuriyet'ten Süleyman Tosunoğlu ve Ceren Çıplak Drillat'ın haberi aynen şöyle:
Paris, geçen haftalardaki eylemlerle, 68 Mayıs öğrenci ayaklanmasından bu yana en sert halk ayaklanmasını gördü. Paris’in lüks alışveriş caddesi Champs Elysees’deki eylemlerde aşırı görüşteki gruplar, polisle çatışarak, Paris’in dünyaca ünlü lüks mağazaların camlarını kırıp, park halindeki yüzlerce arabayı ateşe verdi. Şiddetli çatışmalar sonucu hasar 4 milyon Avro’yu buldu. “Sarı yelekliler”, ülke genelindeki eylemlerde otoyollarda trafiği yavaşlatarak sevkıyatı engelledi. Sert eylemler sonrası hükümet geri adım attı. Fransa Başbakanı Edouard Philippe, ilk olarak fiyat artışlarına yönelik 6 aylık erteleme yaptı, ancak eylemciler geri adım atmadı.
Eylemler, ülke genelinde devam etti. “Sarı Yelekliler”in yanı sıra liseliler de okullarında eylem yaptı. Banliyödeki öğrenciler, okul önündeki araçları yaktı. Ambulans şoförleri de kendi haklarını doğrudan ilgilendiren reform paketlerine karşı Fransa Ulusal Meclisi’ne giden köprü yolunu araçlarıyla kapattı, Paris sokakları siren sesleriyle yankılandı. Çiftçiler, ülke genelinde, traktörleriyle, vergi dairesinin giriş merdivenlerini aşarak kapıya kadar dayandı. Bu fotoğraf, eylemin en dikkat çeken unsurlarından oldu çünkü Fransa’da köylülerin eyleme katılması oldukça önemlidir; güçlüdür ve akışı değiştirdiği bilinir.
‘Değişim devrimle olur’
Catherine (Emekli-Parisienne): Devletin bizi aptal yerine koymasına karşı durmak istiyorum. Hükümet ne zaman bizimle konuşursa sanki beynimiz yokmuş gibi davranıyor. Şimdiki maliye politikası bize çok pahalıya mal oluyor. Halkın yanında olan yeni bir maliye politikası yapmak için reform yapmalıyız! Bir şeyleri kırıp dökenler var evet, ama devrim olmadan gerçekleşen bir değişimi hiç görmedim. Ben 68 Mayısı’na da katıldım. Bugün artık savaşçı olmak için sağlığım yok, bu yüzden yumuşak bir şekilde anlatıyorum. Benim için sarı yelek şu anlama geliyor: Bizi çıldırtmayı bırak. Biz buradayız, hiçbir şeyin elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz.
Sarı yeleğimi görüyorsun, ben artık bırakmıyorum. Her gün onu saklıyorum.
‘Parasal köleliğin sonu geldi’
Nadia M.: Daha önce restoranda garsonluk yapıyordum ama şimdi resmen çalışmıyorum, gelirimi beyan etmeden çalışıyorum. Her ay 1300 Avro kazandığım zaman zenginlere oranla daha büyük bir oranı devlete vermekten bıktım. Bu durumu protesto etmek için buradayım. Bu hükümet, parayla bizi kontrol ediyor, biz de para yüzünden köleleriz. 1789’da kraliyet ve hizmetkârlığı durdurmak için savaştık, bugün tekrar parasal kölelik yapmamak için tekrar savaşmanın zamanı geldi.
"Bu bir vatandaşlık eylemi"
Vincent: (Elektrikçi, Güney Fransa departmanında yaşıyor)
Bugün her zamankinden daha fazla sosyal adaletsizlik ve vergi adaletsizliği var. Dengesiz bir vergi politikamız var. Bu ekonomik adaletsizlik için mücadele ediyoruz. Eylemler için 700 km’den fazla yol yaptım. Aveyron’dan güneybatıdan geliyorum. Gelmek için çaba sarfettim. Neden? Çünkü çaba gerekiyor değişim için. Bu bir vatandaşlık eylemi. Benim için, çocuklarım ve emekliler için...
Siyasal kurumumuzu yeniden dengelemek ve değiştirmek zorunda olduğumuzu söylemek, benim için önemli. Seçilmiş bir başkanımız var, evet tersini söyleyemeyiz. Ama büyük oylarla seçilmedi. Tüm Fransa arkasındaymış gibi davranmasın! O, halkı dinlemeyen kötü bir seçilmiş. Gerçekten otoriter bir politikaya sahip. Fransızlar bıktı, iller bıkmış durumda. Eylemlerde, halkın memnuniyetsizliğini gördüm. Ve bu gerçek bir iç savaştı, hatta çok sayıda eylem gören yaşlı Parisliler bile bunu 68’den beri hiç görmediklerini söylediler. Sarı yeleği hep üzerimde taşıyorum, otoriter bir cumhurbaşkanına hayır demenin anlamı bu.
"Zenginlerle aramızdaki uçurumun hasarı daha fazla"
Oscar S.: (Champs Elysees’de ‘Sarı yelekliler’in hasarını, kırık camları, sökülmüş kaldırım taşlarını temizleyen Paris Belediyesi çalışanı)
Buradaki mağazalar, lüks; burası lüksün temsili bir yer. Sarı yelekliler kaos yaşattı deniyor. Bu lüksle bizim aramızdaki uçurumun verdiği hasar daha fazla değil mi? Bu hareket meşrudur, ama her zaman olduğu gibi kitlelerin içinde de haydutlar vardır. Ben 93. banliyö bölgesinde yaşıyorum. İşçiyim, ama sarı yelekliler eylemini destekliyorum. Çünkü, verdiğimiz tüm vergiler, çevreyi aşırı kirleten o büyük tankerlerden, gemilerden çok daha fazla!
Adil ekonomik model istiyoruz
"Banliyöde yaşayanlara okul ayrımı"
Bir grup liseli: Macron’un eğitim reformu paketine karşıyız. Bu pakette, eşitsizlik var. Üniversiteye girişlerde adaletsizlik var, mesela nerede yaşadığına bakıyorlar! Bu eğitim reformunun iptal edilmesini istiyoruz. Macron’un bu sözde reformu, banliyöde yaşayan öğrencilerin, Fransa’nın şehir merkezlerindeki ünlü ve kaliteli üniversitelerine girme ihtimalini engelliyor!
"Sosyalist lider bile yapamadı"
-C.D: 1981’de Sosyalist Parti’den seçilen ve 14 yıl boyunca cumhurbaşkanı olan François Mitterrand bile zenginlere vergi koymadı! Ama, adil vergi sistemini istemeliyiz. Ve önemli bir ayrım var; Macron, sadece zenginlerin başkanı olmakta ısrarlı! Fransa’da yeni bir hükümet geldiğinde ve reform yapmak istediğinde Fransızlar ayaklanır. Bazıları “Fransızlar reforma karşıdır” der. Başbakan da “Vergileri azaltıp, kamu hizmetinden mi keselim” diyor. Konuyu, esas meseleyi saptırmalarına izin vermeyeceğiz. Lafı dolandırmıyoruz: Hayat koşullarından hoşnut değiliz. Adil bir ekonomi modeli istiyoruz.
"Macron, bizden uzak"
F.A: Bizim istediğimiz sadece yakıt zammının geri çekilmesi değildi. Macron, bizden uzak ve bizi anlamıyor. O yüzden geri adım atmaları bizi frenleyemez. Geri adım yok! Biliyor musunuz? Her yeni yıl kutlamaları sırasında banliyölerden Paris’e gelen yüzlerce kişi Paris sokaklarında binlerce araba kundaklar! Bu doğru rakamlarla yazılmaz. İşte, hükümetin suçu bu; kundaklamanın nereden kaynaklandığını görmezden gelmesi. İlgilenmemesi.
Bir öğrenci: İşçi sınıfı nasıl ki zenginlere kolaylık tanındığına itiraz ediyorsa aynı şey biz üniversite öğrencileri için de geçerli. Zengin öğrenciler rahat okurken bizler çok pahalı olan kira ya da gıda ihtiyaçlarımız için aynı zamanda çalışmak zorunda kalıyoruz.
"Anarşistlerin buluşma rotası farklı"
A.P: (Anarşist): Artık istenen Macron’un istifası. Vergi isyanı, vergiyi adil dağıtmak istiyoruz ki fakir insanlar tüm vergi yüküne maruz kalmasın. Sarı yeleğin anlamını, Fransız filozof Michel (Onfray) açıkladı; medya aracılığıyla görünmeyen nüfusu görünür kılıyor. Bizler, ilk haftalar Champs-Elysees’de de değildik. Bastille’deydik, medyanın izlemediği, görmediği bulvarlara gittik. Tartıştık. Bu eylem, hiç kimse tarafından temsil edilmediği gibi hiçbir sendika ve siyasi parti tarafından da temsil edilmiyor. Sarı Yelekliler’i motive eden şey bu. Vergilendirmenin kontrol kollarını analiz etmek gerekiyor. Kolları yakalamak için belki de Avrupa Birliği’ni öldürmek gerekiyor, neden olmasın?
"Değişmeden yola devam etmek"
M. P: Hareket, öğrenciden emekliye her yaştan insandan oluşuyor. Şu an sokaktaki protestocular benim düşüncemde esas olarak işçi sınıfına ait. En zengin insanlar, tüm bu zamlardan maddi olarak daha az etkilenirler, bu nedenle büyük çoğunluk sokağa gitmez. Macron, “çalışın, zengin olun” diyor. Her işin maaşı belli, her işte çalışarak zengin olunur mu? Adil ekonomi istiyoruz. herkese eşit koşullar istiyoruz. Bizim iddiamız yola TAMAMEN değişmeden devam etmek. Bu hareket ne yazık ki büyüyecek ve daha da şiddetlenecek.Sarı Yelekler artık hayat koşullarından memnun değil hatta neredeyse hükümetten nefret ediyorlar. Bu hükümetten ve onu temsil eden her şeyden...Onlar hiçbir şey duymuyor; geri adım atılıyor ancak doğru duymuyorlar!
-‘Kapitalizm bir ego, zehir’
R.R: Kâr yaptırmak, kapitalizmin uygulamasıdır. Bakım, sağlık, gıda, konaklama, ekoloji herkes için her yerde eşit olmalı. Bu hükümetlerin bir görevi ve bir zorunluluk. Bunu merkezine koyan erdemli bir sistemde yaşamak istiyoruz. Kişilikli bir muhalefet bunun için şart! Kapitalizm, ekonomik liberalizm gibi bir ego, bu bir zehir, kanser; asıl burada şiddet var... Çevreyi biz değil büyük kâr odakları çevreyi zehirliyor. Ve tüm kararlar onları görmezden geliyor. Biz sarı yelekliler de bizi görün, hatta bizi görmezden gelemezsiniz diyoruz. Bu kalpten gelen bir hareket, vicdan çekimi var. Duyun bunu! Sayın Macron, devleti, ulusu ve halkı temsil ediyorsun, bu ekonomik adaletsizlikler için halka cevap vermelisin!
"Perde açıldı, devam ediyoruz"
Cristoph: Bizim için akaryakıt fiyat artışı geri alınması ya da iptal edilmesi fayda etmez. Bütün vergilerden geri adım atılmadı. Hayat pahalılığı sona erene kadar, rahat yaşam sağlanana kadar sonuna kadar gideceğiz. Perde, açıldı, devam ediyoruz...