Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, son dönemde İstanbul Sivas ve Ankara'da Şarbon vakasının nasıl yayıldığını, veterinerlere sorduğunu belirtti. Veterinerlerin konuya ilişkin görüşlerini köşesinde yazan Sarıkaya, "Anadolu’da kurbanı nehir veya dere kenarında kesme alışkanlığının yarattığı yayılma, hastalıklı hayvanın kanı veya sakatatını nehre veya dereye atarsanız, geçtiği her yere yayılmasını kolaylaştırır" şeklinde aktardı.
Sarıkaya şöyle devam etti:
Bir başka gerekçesi var ki, o da nehirlerin geçmediği bölgelerdeki hastalığı açıklamaya yeterli.
Başkan Gözet, bu yıl Güney Amerika ve Fransa’da da şarbona rastlandığını anımsattı.
İthal samanla hastalığın taşınmış olma ihtimaline dikkat çekti…
Hastalığın birçok bölgede aynı zamanda görülmesini izah edecek başka bir neden bulamadıklarını bildirdi.
Biyolojik silah
"Bakteriler içinde sporlu, yani yapı değişikliği ile etki ömrünü koruyan şarbon laboratuvar ortamında 60 yıl kalabilmiş…
Çözümü ise hayvanları buzağı döneminde aşılatmak…
Ayrıca şarbonun İkinci Dünya Savaşı sırasında üretilen, “Bacillus Anthracis” adı verilen ve zor şartlar altında kendi neslini koruyacak form değişikliği yapan (sporlu) bakteri olduğu bilinmeli…
O nedenle bugün birçoğu iyi gelir getirdiği için evcil hayvanlara yönelen veterinerlerin istihdamı geleceğimiz açısından çok önemli…
Hatta sağlık personeline verilen “yıpranma payından” mahrum bırakılmayacak kadar da değerli…"