Spor

‘Şampiyonluk kesmez’

Geride kalan ilk 6 hafta sonunda puan cetvelinin zirvesine yerleşen ve liderliğin keyfini çıkaran Trabzonspor’da Başkan Sadri Şener, Avrupa’da başarılı olmadan yaşanacak şampiyonluğ

09 Ekim 2008 03:00


Geride kalan ilk 6 hafta sonunda puan cetvelinin zirvesine yerleşen ve liderliğin keyfini çıkaran Trabzonspor’da Başkan Sadri Şener, Avrupa’da başarılı olmadan yaşanacak şampiyonluğun camiayı tatmin etmeyeceğini söyledi



Üç büyükler içine düştükleri bunalımın kâbus gibi çöküp, ahtapot gibi saran kollarından çıkış yolu ararken, döndüncü büyük 6.hafta sonunda kurulduğu zirvede liderliğin keyfini çıkarıyor.
Karadeniz Kaplanı Trabzonspor, transfer döneminin en çok konuşulan takımı olmaktan, ligin şampiyonluğa koşan takımı olma yolunda ciddi bir yol kat ediyor...

Sahada koşuyor, tribünde coşuyor... Taraftarıyla birlikte görkemli mazinin dönüş hazırlıklarını yapıyor...

“Uyuyan dev”in uyanışında başrol oynayan Başkan Sadri Şener, yöreye özgü keskin zekasını mütevazı kişiliği ile harmanlayarak bol mesajlı, ancak oldukça temkinli konuşuyor...
Yola çıkış hikayesinin baş köşesine yol arkadaşlarını oturtuyor. Yönetim kurulunu oluşturan isimlerden bahsederken duyduğu gurur gözlerinden okunuyor.

Başkan Şener, zirve yarışından Avrupa hedefine, üç büyüklerin yaşadığı krizden, kulüp içi problemlere, Yattara bunalımından, naklen yayın gerilimine kadar akılları kurcalayan tüm soruları açık yüreklilikle cevapladı.

Ankara yolculuğu öncesinde “geçerken uğrayıp” nezaket ziyaretine çevirdiği randevulu röportajımızın büyük bir bölümünü bahçede karşılaştığı “eski dostlarıyla” bol kahkahalı keyifli bir sohbete çevirse de, merak ettiklerimizi öğrenmeden başkanı yolcu etmedik. 13.00 Ankara uçağı için son çağrı saatlerinde Sadri Şener havaalanına gitmek için Milliyet’ten ayrılıyor ve yeni arabasına biniyordu.

Yetişip yetişmediği muamma ama, biz araya hazırladığımız soruları sıkıştırıp cevaplarını almanın huzuru içinde “kulaklarımızın çınlamasına” aldırış etmeden röportajı satırlara dökmeye başladık...

Radikal kararlar

“Önce yönetim kurulumuzu bu işi bilen arkadaşlardan oluşturarak yola çıktık. Radikal kararlarlar aldık. Para kaynağı yaratma konusunda tarihi adımlar attık. Öncelikle sponsor gelirlerimizde çok ciddi bir artış oldu. Ardından kombine bilette 17 bin gibi bir rakama ulaşarak tarihin rekor bir satışını gerçekleştirdik. Gökdeniz’in transferinden de kasamıza oldukça ciddi bir para girdi. TS Clup ürün satışlarındaki patlama, reklam gelirleri ve benzin istasyonu kâr payı derken yola oldukça sağlam bir bütçeyle çıkma şansı yakaladık. İlk ve en önemli adımı doğru atmanın yüksek morali ile planımızın ikinci bölümü olan “doğru ve akılcı transfer” için kolları sıvadık.”

Transfer rekoru!

“3 yıllığına göreve geldik. Sonrasını konuşmak için çok erken. Ancak uzun yıllar bu işi devam ettirmek gibi bir düşüncem yok. Önemli olan kulübü iyi bir noktaya ve kendi ayakları üstünde durabilecek bir konuma getirmek. Bütün plan ve projelerimizi buna göre yapıyoruz. Şu anda özellikle sponsor gelirlerimiz çok iyi. Takımı bu kadar değiştirmeseydik parayla ilgili hiçbir sorunumuz olmazdı. Gerçi gayet düzenli gidiyoruz, ama hep parayla oluyor bu işler. 27-28 futbolcu aldık. Adeta transfer rekoru kırdık. Bunun 14-15’i direkt oynayacak isimler. Hepsi bu seneye denk geldi. Önümüzdeki sezon işimiz çok daha kolay olacak. Bir iki takviye ile bu takım böyle gider. Tam bir sisteme oturdu. Trabzonspor’da altta falan hiçbir şey kalmamıştı. Önce bu sorunu halletmeye çalıştık. Doğru mu yaptık, yanlış mı yaptık. Bunu zaman gösterecek.

Tek sorumlu Ersun hoca

“Artık eskisi gibi kulübe yardım adı altında kimse bir yardım yapmıyor. Mutlaka bir şey vermen lazım. İyi bir takım verirsen kombine satıyorsun, iyi bir takım olursa forma satıyorsun, kravat satıyorsun. Örneğin bizim TS Clup’ların günlük cirolarında ciddi artışlar oldu. 2.5 milyarken 25 milyarlara çıktı. Takımla ilgili. Takımı yaparken de doğruya yakın yapmak gerekir. Benim en önemli prensibim hocaya sormadan bir iş yapmamaktır. Bu aldığımız tüm futbolcular Ersun hocanın isteği üzerine alınmıştır. Sorumlu olan o. Bunu ben aldım bunu da oynat düşüncesi bize uymaz. Hocanın istemesine rağmen alamadığımız bir iki futbolcu oldu. Gelmek istemediler. Onun dışında çoğunu aldık zaten.”

İlle de Avrupa!

“Rotaya girdik ve liderlik koltuğuna oturduk. Sezon başında şampiyonluk sözü vermedik, ama mümkün olduğu kadar az hata yaparak yarışmacı bir takım oluşturmaya çalıştık. Geride kalan ilk 6 hafta sonunda doğru işler yapmış gibi görünsek de daha önümüzde çok uzun bir yol olduğunun da bilinci içindeyiz. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş bizim bu yarıştaki en ciddi rakiplerimiz. Şu anda içinde bulundukları durumlar da gelip geçici. Rehavete kapılıp onları yok saymak çok pahalıya patlayacak, telafisi imkansız bir hata olur. Bunun da bilinci içindeyiz. Şampiyonluğu elbette isteriz, ama bir dönemin efsane Trabzon’unu sadece şampiyonluk kesmez. Avrupa’ya çok güçlü bir dönüş yapmak ve yine korkulan ekip olmak zorundayız.”

Yattara toparlanır

“Bilindiği gibi Katar kulübünden gelen teklif üzerine paranın yatırılması için bir süre tanıdık. Bu süre içinde gelişme olmayınca Yattara’nın transfer hikayesi de noktalanmış oldu. Yattara bu takımın yıldız futbolcularından biridir ve hiçbir zaman sorun olmaz. Kendisi ile ilgili tüm karar ve sorumluluk hocamız Ersun Yanal’a aittir. Milli maç nedeniyle verilen arada hocasının gözetiminde antrenman eksiğini de giderip kafa olarak da hazırlanırsa ilk maçta formasına kavuşabilir.”


Yayın krizi çözülmeli

“Yayın parasının dağılımı ile ilgili ciddi sıkıntılarımız var. Önceden uygulanan dört kulübün garanti parası vardı. Eski başkan rahmetli Hasan Doğan bunu kaldırıp Anadolu takımlarına dağıtacağız diye bir karar alıyor. Biz de dedik ki, havuza para getiren kulüpler belli. Başı Fenerbahçe ile başlayıp dibi bizle bitiyor. Garanti parayı kaldırıp performansa göre Anadolu kulüplerine dağıtmayı planlıyorlar. Biz Anadolu kulüplerine karşı değiliz. Futbol Federasyonu’nun bir sürü geliri var. Parayı başka yerden yine Anadolu kulüplerine verebilir. Yok sistem böylediyorlar. Böyle olunca da burada iki kulüp zarar görüyor. Beşiktaş ve Trabzonspor.
Biz bu sene şampiyon olursak 4.8, ikinci olursak, 3.8, üçüncü olursak 2.8 trilyon prim alacağız. Puanın yüksek olursa geçen sene aldığını geçersin. Maç başına yanlış bilmiyorsam 330 veya 350 milyar galibiyete beraberliğe de 165 milyar para ödüyor Digitürk. Diğer kulüpler ve Fenerbahçe hiç karşı çıkmadı. Sebebini bilmiyorum. Galatasaray karşıydı. O da şampiyon olunca ekstradan para mı aldı, onu da bilmiyorum. Beşiktaş’la biz kaldık. Anadolu kulüpleri zaten razı. Ama bu hakkaniyet değil. O zaman çıkar bakalım bu takımları Digitürk sana para veriyor mu? Vermez tabiki. O da ticari bir kuruluş. Buna itiraz ettik. Bakalım ne çıkacak. 2010’un ihalesini sanırım Ocak ayı içinde yapacaklar. İnşallah bir kriz de bu konu nedeniyle çıkmaz. Çıkarsa işi gücü bırak bir de bununla uğraş”.

Taraftar gururumuz

“Sürekli kendini yenileyen ve giderek bilinçlenen bir taraftar grubuna sahibiz. Bugün geldiğimiz noktada en büyük pay sahiplerinden biri de taraftarımız. Ceza aldığımız yıllara oranla özellikle bu sezon çok daha olgun bir taraftar kitlesine sahibiz. Taşkınlığa niyetlenen kişi ya da kişileri anında dışlayıp kendi ayıplarıyla baş başa bırakıyorlar. Bunu açıkça gözlemleyebiliyoruz”.


Küresel krize dikkat!

“Tüm dünyayı etkisi altına alan bu küresel krize her kulübün dikkat etmesi lazım. Bu kriz Türkiye’yi sararsa ticari kuruluşların ilk kesecekleri paralar sponsorluk bedelleridir. Herkes ayağını yorganına göre uzatmak zorunda. Biz de uzatmaya çalışıyoruz. Belirli giderleriniz var, onları zaten kısamıyorsunuz. Rakamlar çok büyük. Şu anda Türkiye’ye tam olarak yansımadı, ama Amerika’dan Avrupa’ya geldi. Oradan da her an girebilir. Doların sabahtan akşama ne olacağını bilemiyorsunuz. Bankalar kredileri durdursa çok ciddi sıkıntılar çıkabilir.

Fener çabuk atlatır

“Büyük kulüpler, büyük camialar bu tür sıkıntıları zaman zaman yaşar ve çabuk atlatır. Bizim de geçen yıl durumumuz çok iyi değildi. Fenerbahçe çok büyük kulüptür. Kısa süre içinde geçiştirir bu sıkıntıları. Önemli olan bu dönemlerde taraftarın takımla kenetleşmesi. Ama olmuyor. Maalesef gol yediğin zaman herşey bir anda aleyhine dönüyor. Gol attığında da istediğin kadar kötü oyna,tüm sorunlar unutulup gidiyor. Konya maçında kötü oynadığımız bir gerçek. Ama gol attık ve kazandık. Sonuçta lideriz ve liderliğimiz konuşuluyor. Sistem böyle çalışıyor. Bunu kaldırabiliyorsan bu işleri yapacaksın.”

Kuş mu, devekuşu mu?

“Bizde yıllık aidat bedeli oldukça komik. Genel kurulda konuyu gündeme getirdik. 40 YTL olan bu rakamın 120 YTL’ye çıkarılmasını, üye giriş ücretinin de 500 YTL olmasını istedik. Önce 120 çok 80 olsun, üye girişi de 300’de kalsın dediler. 19 bin üyemiz var ve 6-7 bin civarında aidat ödemesi toplanabiliyor. Beklentinin sonu yok, Fener’le yarış, Beşiktaş’a kafa tut, Galatasaray’la mücadele et diyorlar. Fenerbahçe’de üye girişi 10 milyar civarında. Beşiktaş’ta bu rakam sanırım 3-4 milyar. Bir şeye karar vermek çok önemli. Kuş mu olmak istiyoruz devekuşu mu? Aidatlardan gelecek paranın kulüp için ciddi bir gelir kaynağı olmayacağını bilmem rağmen yaşanan bu çelişki yönetim olarak canımızı sıkıyor”.

Kaynak: Milliyet